Bilim Kurulu’nun tam 45 gün sonra aklına geldik. Hepten unutulmuş olduğumuzu zannediyorduk ama sokakların boş olduğu gün havayı ve güneşi bizlere tahsis etmişler. Lütfetmişler!
Ancak çarşı iznini bile çok görmüşler. “65 yaş üstüyseniz bankada, markette, berberde ne işiniz var ?” diye düşünmüşler herhalde…
Yalnız yaşayan bir emekli aileyseniz bankadan maaşınızı nasıl çekeceksiniz?
İnternet üzerinden Emlak Vergisi beyannamesi vermenin ve ödeme yapmanın ülke gerçeği ile ilgisi var mı?
Elbette yok ama bunu önce ilgililerin bilmesi gerekmez miydi?
TÜİK’in “İstatistiklerde Yaşlılar” başlıklı çalışmasında 1 milyon 373 bin yaşlının evinde tek başına yaşadığı açıklanıyor. İnternet kullananların oranı yüzde 19,8‘e yeni ulaşmış (2019). Yani bugün 10 yaşlıdan 8’inin hayatında henüz internet yok.
Yani yaşlının tek derdi Covid-19’dan korunmak!
Hareketsiz kalmak, güneşten yararlanamamak, hava alamamak, sadece fiziken değil ruhen çöküş ihtimali de yaşlılar için hiç risk teşkil etmiyor!
Adamın yaşı 70; tansiyonu var, şekeri var, ritim bozukluğu var, damarda stent takılı, özel beslenmesi ve düzenli yürüyüş yapması gerekiyor.
Covid-19’dan kurtulacak belki ama başka sebepler onu bekliyor.
Kimse üzerine alınmasın, o adam bu satırların yazarıdır. Belki birkaç milyon da benzer durumda olan yaşıtları vardır.
Sokağa çıkamadığımız için maske hakkımız yok. Oysa asansöre binip bahçeye inmek için bile maske gerekli.
“Evde maske hakkı olandan alabilirsin” denebilir!
Hakkı olanın da maskesi yok ki…
Bugüne kadar 5 adet maske alabilmiş, 55 günü zaten boş geçmiş. Yine de hiç alamayanları duydukça haline şükrediyor. Yani işin gırgırında…
İlgili Bakan açıklama yapıyor; “şimdiye kadar 250 milyon maske dağıttık” diye. Eğer yurt dışına giden hediyeler de bu rakama dâhil değilse, 6-7 günlük maskeden bahsediyor Sayın Bakan…
Allaha şükür, hâlâ aklımız başımızda da, hesap yapabiliyoruz. Türkiye nüfusu 83 milyon. 65 yaş üstü ve 20 yaş altı kişilerin maske hakkı yok. Diyelim ki 40 milyon kişiye maske dağıtacaksınız; bugüne kadarki ihtiyacı 60 gün ile çarpacaksınız. Sonuç 2 milyar 400 milyon adet maske eder.
İşte bu hesap yanlışlığının yarattığı bazı gerçekler;
• İdare etmek için günlük kullanılması gereken maskeler en az 10 gün kullanılıyor. Zararı yok mu?
• 20 yaş altındaki gençleri ve çocukları evde kolay tutamayacağınız için bahçelerde, sokaklarda maskesiz ve mesafesiz şekilde görmekteyiz.
• Evde oturan yaşlılar, evden maskesiz dışarı çıkan diğer kişiler sebebiyle sandığınız kadar güvende bulunmuyorlar.
• Maske yokluğu sebebiyle evde üretilen veya sağdan soldan bulunan uygunsuz maskelerin işe yaramayacağını bilim kurulu üyeleri söylüyor zaten.
• Eğer virüsün dili olsaydı; “hafta sonu iki gün eve kapanarak kazandıklarınızı, ben yeni haftanın ilk günü telafi ediyorum” derdi. Gazetelerin salı günkü ilk sayfaları trafik keşmekeşliğini ve çarşı pazardaki yakınlaşmayı detaylarıyla gösteriyor.
Maske konusunu merkeze alan ana muhalefet partisine de söyleyeceklerim var. Maske dağıtıyoruz diye yola çıkan Kadıköy Belediyesi, talepleri toplayalı 15 günü geçiyor. ‘Kapı duvar’ kabilinden soru sormak için bile ulaşamıyorsunuz.
Bir şeyler söylemeden önce herkesin kendi kapısının önünü de süpürmesi gerekmez mi?
Sonuç olarak; başarılarını kabul ettiğimiz Sağlık Bakanlığı’nın, biraz da özeleştiri yaparak yukarıdaki idari hataları kabul etmesi ve gidermesi iyi olur.