“Deprem hariç harcama kontrolüyle sıkılaşacak maliye politikası ile birlikte tüm bu gelişmeler enflasyon beklentilerinin çıpalanmasını sağlayacak ve dezenflasyon sürecini destekleyecektir. Birincil önceliğimiz olan fiyat istikrarı hedefimize ulaşana kadar ne gerekiyorsa yapacağız.”
Yukarıdaki görüşün sahibi Maliye ve Hazine bakanımız Mehmet Şimşek…
Mart-2024 enflasyonunun açıklanmasından sonra yaptığı kısa açıklama…
Ekonomimizin gidişatına dair halka umut vermeye çalışıyor sayın bakan.
Oysa Türkiye’de enflasyonun, bir ayda veya bir yılda halkın soluk alacağı noktaya gelmesi hayal.
Öyle bir gidiş olsaydı yabancı ülkelerin ekonomi tahmincileri harekete geçer, Türk ekonomisinin bulunduğu yeri rahatlıkla açıklarlardı.
Neden sessizler ve neden karamsarlar…
Sessizler çünkü ekonomide olumlu işaretler yok.
Neden karamsarlar?
Karamsarlar, çünkü yabancı para akışında “tık” yok.
Yani tüm kanallar tıkanık…
Sayın Erdoğan, eğer 22 yıldır ağızlarının içine baktığı saraydaki ekonomistlerinden umudu olsaydı, enflasyon-faiz sarmalını ortadan kaldırmak için “nas”a başvurmazdı.
“Nas” dedi…
İşler sarp sardı…
Sonunda birileri kulağına fısıldamış olmalı “geri bas”tı ve faiz-enflasyon işine kafası yattı.
Mehmet Şimşek bir ekonomist ama sihirbaz değil.
Kasada ne bulduysa onu çoğaltmanın yollarını aramak zorundaydı.
Ama ekonomi öylesine bozulmuştu ki, nereye elini atsa sapır sapır dökülüyordu.
Önce dış kaynak dedi…
Yemedi…
İçe döndü “Giderleri azaltmalı” dedi.
Kimin umurunda…
Piyasa alt-üst olup ipin ucu tamamen kaçınca halkın sırtına yeni vergileri salarak dengeyi çalışmaya sağlama “tavsiyesi“ almış olmalı ki, yine garibana dönüp zar zor iki evinden birinde oturup, diğerinden iki-üç kuruş kira alıp bütçesini döndürmeye çalışan vergi salmak istemez mi?
Hem de yıllık 21 bin liranın üzerinde gelir sağlayan garibandan…
Yani vatandaş evini farz edelim ki ayda iki bin liraya kiraya verdi ve yılda 24 bin TL kira aldı…
Haydi “beyanname” kuyruğuna…
Gerçi bu devirde, 2 bin değil, ayda 12 bin liraya evini kiraya veren yok ya…
Kiralar son bir yılda kanatlandı ya…
O kira gelirleri yetmedi sayın Şimşek’e, 10 bin lira emekli maaşı alana da vergi salma derdine düşmez mi?
Düşer…
Eee…
Türkiye 1990’larda, yani yıllar öncesi İMF komiserlerini Türkiye’ye davet ettiklerinde onlar ne yapmıştı?
Merkez Bankası’ndaki kasanın başına oturduğu gibi, tüm giderleri denetlemiş, halkın kemerindeki son deliğe de aldırmadan vergileri arttırma yoluna gitmişti…
Halk açlık sınırının dibine itilmişti…
Eeeee.
Şimdi neredeyiz ve ne yapıyoruz…?
İMF komiserlerinin yaptığını, şimdilerde bizimkiler yapıyor, daha doğrusu yapmaya çalışıyorlar.
Başka çareleri kalmadı ki…
Bakınız Merkez Bankası’na…
Bakınız Maliye Bakanlığı’na…
Görünen o ki, enflasyon kolay inmeyecek…
Milyonerlere vergi salacak halleri yok.
ÖTV’si, KDV’si…
Bitmedi MTV’si…
Gelsin fakirin “ikinci ev” vergisi…
Arkası nasılsa gelir…
İMF uygulamalarının nerdeyse aynısını hayata geçirmek üzereyiz.
Yerlisi varken…
Yabancısına neden ihtiyaç duyulsun ki…?