Hediye Eroğlu / Ajans Bizim – Mersin’in Toroslar İlçesine bağlı Hamzabeyli Mahallesi’nde kurulmak istenen taş ocağı için yapılacak Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) toplantısı köylülerin protestosu üzerine yapılamadı. Davullu, zurnalı, düdüklü, tenekeli eylem yapan köylüler köprü üzerinde toplanarak ÇED heyetini köye sokmadı. Köylüler ÇED toplantısının yapılamamasını halay çekerek kutladı.
Yelmad Madencilik’in kurmayı planladığı Kalker Ocağı ve Kırma Eleme Tesisi köylülerin engeli ile karşılaştı. Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ve firma temsilcisinin köy kahvehanesinde Çevresel Etki Değerlendirme Toplantısı (ÇED) yapacağını öğrenen vatandaşlar köy girişindeki köprü üzerinde toplanarak protesto eylemi yaptı.
İçlerinde kadın ve çocuklarında bulunduğu köylüler “Taş ocağı istemiyoruz”. “Taş ocağına hayır”, “Doğayı katlettirmeyiz” şeklinde pankart açtı. Teneke ve düdük çalan köylüler “Köyümüze taş ocağı istemiyoruz” sloganları attı. Eyleme Mersin Çevre ve Doğa Derneği (MERÇED) ile Mimarlar Odası Mersin Şubesi de destek verdi.
“Evlerimiz yıkılacak, ağaçlarımız kuruyacak”
Açıklama yapan Berika Kara isimli yaşlı kadın “Biz taş ocağı istemiyoruz. Biz burada doğduk burada büyüdük. Neslimizde burada doğup büyüyecek. Bu taş ocağı olursa evlerimiz yıkılacak ağaçlarımız kuruyacak. Biz evsiz nereye gideceğiz. Biz burada çiftçilikle geçimimizi sağlıyoruz. Ben kendim çiftçiyim. Limon, portakal yetiştiriyoruz. Taş ocağı ağaçlarımızı kurutacak. Kurulacak taş ocağı köyümüzün hemen dibinde. Köyümüzün üzerinden geçen yüksek gerilim telleri nedeniyle incirlerimiz olmaz oldu” şeklinde konuştu.
Taş ocağı yapılması durumunda tarımın etkileneceğini ifade eden başka köylü bir kadın ise “Küçük bir köyü bize münasip görmüyorlar. Asla istemiyoruz. Her şeye zararı var. Biz burada yaşamak istiyoruz. Taşocağına hayır diyoruz” dedi.
“Evlerimizde çatlak ve patlaklar var”
Hamzabeyli Muhtar Sencer Erdoğan ise daha öncede köylerinde taş ocağı bulunduğunu hatırlatarak, söz konusu taş ocağının kapanması için çok mücadele verdiklerini söyledi.
Eski taş ocağı nedeniyle insanların evlerinde çatlak ve patlakların oluştuğunu anlatan Erdoğan, şunları söyledi:
“Bu nedenle bir daha taş ocağı açılmasını istemiyoruz. Bahçelerimize, narenciye ağaçlarımıza, zeytin, harnup ağaçlarına zarar verecek. Her taraf toz toprak olacak. Yol sokak kalmayacak. İnsanların evleri yine patlayıp çatlayacak. Buradaki insanlar evlerindeki çatlak nedeniyle köyden göç etti. Onun için taş ocağı istemiyoruz. Rant için burada taş ocağı açmak istiyorlar. İnsu, Kayrakkeşli, Çukurkeşli köylüleri istemedi şimdi Hamzabeyli’ye geldiler buradan nereye gidecekler bilmiyoruz.”
“Üzerimize taş yağdırıyorlar”
Mersin Çevre ve Doğa Derneği 2. Başkanı Kenan Hoplar ise Mersin coğrafyasının büyük tehdit altında olduğunu söyledi.
Toros dağlarının taş ocakları ile Mersin’in üzerine atılmaya çalışıldığını anlatan Hoplar, “Dünyanın en verimli toprakları dünyanın en güzel topraklarının bulunduğu yere taş ocakları yapılmak istenerek üzerimize taş yağdırıyorlar. Buna dur demek zorundayız. Dün İnsu’da Gözne’de, Çukurkeşlik’te bütün burada hepsinin doğasını tarihini geçimini tümünü yok etmeye çalışıyorlar. Buna karşı hepimizin vicdanı olan insani olan herkesin karşı durması gerekiyor” diye konuştu.
“Bu coğrafyayı korumak namus borcudur”
Buraların sadece bu köylülerin değil herkesin ortak değeri olduğunu vurgulayan Hoplar şunları söyledi:
“Mersin’in geleceğini yok etme adına yapılan bu taş ocakları kimilerinin para hırsı yüzünden yok edilmeye çalışılıyor. Bu coğrafyayı korumak bir namus borcudur. Yurtseverlik borcudur. Buna dur diyeceğiz ve bunu durduracağız. Bu konuda inançlı ve kararlıyız. Burada sadece Hamzabeyliler değil, İnsu, Çavak, diğer köy muhtarları da var. Bütün köylüler burada bir bütün olmuş durumda. Para hırsına bu ülkenin en güzel topraklarını teslim etmeyecektir.”
“ÇED raporları naylon esaslara dayalı”
Mimarlar Odası Mersin Şube Başkanı Ünal Şahin, Ayvagediği, Gözne, Emirler, İnsu’dan sonra Hamzabeyli’de yapılmak istenen ÇED raporları ve halkı bilgilendirme toplantılarının naylon esaslara dayalı olduğunu söyledi.
ÇED raporlarının içinde hiçbir zaman halkın yaşama ortamı, tarımsal çalışmalar ve sağlığı ile ilgili bilimsel verilerin bulunmadığını ifade eden Şahin, “Şehrin arkasında, yamacında, ölüm tuzağı kurulurcasına bilinçsizce vahşice yapılan bir çalışma var. Bu çalışma burada insanları buradan kaçıracak, tarımı yok edecek olduğu ayan beyan ortada iken bu çalışmalar yapılmaktadır. Bunu bize ÇED raporu diye dayatıyorlar. Bunlar insanların yoğun protestosu ile defedildi ve yaptırılmadı. 7 köyün muhtarının imzaladığı, STK’larında olduğu bir ortamda bunları def ettik. Kentimizin yaşanabilir alanlarına bunları sokmayacağız” ifadelerini kullandı.
Barikat kurarak ÇED heyetini köye sokmadılar
Köylüler protesto eylemini sürdürdüğü sırada ÇED toplantısını yapacak olan Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ile taş ocağı yapacak Yelmad şirketinin yetkilisi köye geldi.
Köy girişinde davul zurna, düdük ve teneke çalan köylüler ÇED heyetini köye sokmadı. Heyet ile köylüler arasında kısa bir tartışma yaşandı. Köylüler düdük, teneke ve davul çalarak heyeti köy girişinden uzaklaştırdı.
Köy girişindeki boş bir binaya giden ÇED heyeti çevre köylerin muhtarları ile birlikte köy halkının taş ocağı istememesi nedeniyle ÇED toplantısının yapılamadığı yönünde tutanak tutarak köyden ayrıldı.
Tutanağın okunmasından ardından köylüler ÇED toplantısının yapılamamasını halay çekerek kutladı.