Nedir bu hırs, nedir bu ihtiras?
Nedir böylesine inat, nasıl bir şeydir ısrar?
Her hizmetin, her mesleğin bir sınırı vardır.
Siyasetçinin de görevlerinden çekilme zamanı vardır.
20 yılı aşkın süredir iktidardasın.
Başbakan ve Cumhurbaşkanı olarak bir numaralı siyasetçi olarak iktidarda 20 yılı doldurdun.
İstanbul Belediye Başkanlığını da sayarsak en az 40 yıla yakın halkın karşısındasın.
Ülkeye, halka hizmet açısından çok şeyler vermiş olabilirsin.
Hiç kimsenin başaramayacağı, beceremeyeceği işleri yapmış olabilirsin.
Bir o kadar olmasa da birçok yanlışların-hataların olmuştur.
İster kabul et, ister etme…
Ama insanlar hata yaparlar.
Geriye doğru git, 100 yıllık siyasi tarihimize bir göz at.
1950’lerden sonraki demokrasi dönemini bir hatırla.
İnönü, Ecevit, Demirel, Özal, Erbakan dönemlerini bir hatırla.
Hepsi bu ülke için samimi şekilde hizmetler sundu.
Olumlu işler yaptılar.
Ama çok da hataları oldu.
İnsanlar bu dünyadan göçtükten sonra hataları ve sevapları ile anılırlar…
Bu sevap ve hatalar halkın kantarında tartılır…
Akılda kalan hizmet ve iyilikler ile de anılırlar…
Bir şekilde yolun sonu görülür…
Sayın Erdoğan…
İyi niyet taşlarını döşemek amacıyla çıktığın siyasi yaşamının “bitiş noktası”na ulaşıncaya kadar siyasette kalabilirsin.
İnatla “bitiş” levhasına kadar gitmeyi hedefleyebilirsin.
Ama bu yöndeki ısrarın bence yanlış olur…
Çevrenizdeki insanların dolduruşuna gelmeyin sayın Cumhurbaşkanım…
Hele Devlet Bey’in, hiç…
Bakın torunlarınız, büyüdüler büyüyorlar.
Gelecekleri nasılsa garanti…
Damat bey size ve siz damat beye küsmüş olsanız da bu “aile içi” meseledir, barışırsınız olur biter…
Seçimlerin erken olması çok şey kaybettirmez.
Kaybettirmez amma…
Eğer erken seçimlere karar verilirse, anlaşma olursa…
Sakın ola ki, seçimlerden önce “korku”yu kullanmayınız.
Korku salmak isteyenlere sakın ola ki fırsat vermeyiniz.
“Kaos çıkarılmasına yol açmaya çalışanlara” engel olunuz, meydan vermeyiniz.
Yani, özetle…
Normal yollarda, çatışmasız-kavgasız-nizasız bir erken seçime yol veriniz…
Devlet beyin dolduruşlarından da kurtulmuş olursunuz…
Nasılsa seçimleri kaybedeceksiniz.
Bu, çok hoş bir sonuç olur…
Saraydaki iktidar koltuğunun iki bacağı zaten çürümüştü, üçüncüsü de kullanılacak gibi değildi…
Hem bu koltuktan kurtulmuş olursunuz.
Hem de “Hayat varmış” dersiniz.
Yapacağınız tek şey İstanbul Kısıklı’daki mütevazı evinize dönmek…
İlk işiniz ise damat Berat Bey’e haber salmak olsun…
Her ikiniz ilk fırsatta balığa çıkarsınız…
En küçük torunu da yanınıza alın, sakın bunu ihmal etmeyin…
Koltuğu bırakıp, balığa çıkarsanız eğer.
Söz veriyorum… Sizin hakkınızda tek kelime yazmayacağım.. (!).