Ajans Bizim – The Hunger Games ve Don’t Look Now gibi filmlerin yıldızı Kanadalı aktör Donald Sutherland uzun bir hastalığın ardından 88 yaşında hayatını kaybetti.
Oğlu aktör Kiefer Sutherland ölüm haberini verdiği paylaşımında şunları yazdı:
“Size babam Donald Sutherland’ın vefat ettiğini büyük bir üzüntüyle bildiriyorum. Şahsen sinema tarihinin en önemli aktörlerinden biri olduğunu düşünüyorum. İyi, kötü ya da çirkin hiçbir rol onu yıldırmadı. Yaptığı işi seviyordu ve sevdiği işi yapıyordu ve bundan daha fazlası istenemezdi. İyi yaşanmış bir hayat.”
Sutherland yarım yüzyılı aşan kariyerinde 200’e yakın filmde rol almıştı.
Kanada’nın New Brunswick kentinde doğan Sutherland, 1957’de Londra Müzik ve Dramatik Sanat Akademisi’nde okumak üzere İngiltere’ye gitmeden önce radyo haber muhabiri olarak çalışmaya başladı.
Daha sonra İngiliz film ve televizyonlarında küçük roller üstlendi.
İlk yüksek profilli rolleri 1967 yapımı The Dirty Dozen ve 1970 yapımı Kelly’s Heroes ve M*A*S*H gibi savaş filmleriydi.
Jane Fonda, Alan J. Pakula’nın 1971 yapımı gerilim filmi Klute’da Sutherland’in rol arkadaşıydı; filmde kayıp bir kişiyi arayan bir dedektife yüksek fiyatlı bir telekız yardım ediyordu. İki yıl boyunca çıktılar.
1970’lerde ayrıca The Eagle Has Landed filminde bir IRA üyesini, National Lampoon’s Animal House filminde esrar içen bir üniversite profesörünü ve 1978 yapımı Invasion of the Body Snatchers filminin yeniden çevriminde başrolü oynadı.
Sutherland 1980’lerde Oscar ödüllü Ordinary People’da intihara meyilli bir gencin babasını canlandırdı. 2000’li yıllarda televizyona yönelerek Dirty Sexy Money ve Commander-in-Chief gibi dizilerde rol aldı.
Sayısız rolüne rağmen hiçbir zaman Oscar’a aday gösterilmedi. Ancak 2017’de onursal bir Akademi Ödülü aldı.
Sutherland kariyeri boyunca siyasi aktivizmiyle tanındı ve Fonda ile birlikte Vietnam savaşını protesto etti.
Ayrıca inançlarını Açlık Oyunları da dahil olmak üzere bazı rollerine yansıttı: Mockingjay – Bölüm 2’de zalim Başkan Snow’u canlandırdı.
Sutherland 2015 yılında BBC’ye yaptığı açıklamada filmin sosyo-politik mesajının genç hayranların çevrelerindeki dünyanın daha fazla farkına varmalarına yardımcı olacağını umduğunu söyledi.
Sektörde fark ettiği en büyük değişikliğin oyuncuların “çok para” kazanması olduğunu belirterek, “Benim kuşağımdan kimsenin para kazanmak için oyuncu olduğunu sanmıyorum. Benim hiç aklıma gelmedi. Burada [Londra’da sahnede] haftada 8 sterlin kazanıyordum. Royal Court’ta bir oyunda rol aldığımda haftada 17 sterlin kazanıyordum, bu 1964 yılındaydı” dedi.
O zamanlar oyunculuktan emekli olmak gibi bir planı olmadığını dile getirdi ve ekledi: “Bu tutkulu bir çaba. Oyuncular için emeklilik ‘ölüm’ demektir.”
Uydurma Ama Yine de Gerçek adlı anı kitabı Kasım ayında yayınlanacak.