HDP’nin kapatılmasına dönük söylemini sertleştiren MHP lideri Bahçeli, İyi Parti’yi yanına çekemedi. Uzmanlara göre Akşener’den gelen “geçit vermeyeceğiz” çıkışı Cumhur İttifakı’nı bölecek bir hamle.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İnsan Hakları Eylem Planı’nı açıkladığı gün MHP lideri Devlet Bahçeli’nin Yargıtay’ın HDP hakkında inceleme başlattığını olumlu bulduğunu söylemesi, AKP’li meclis grup başkanvekili Cahit Özkan’ın da “HDP’yi kapatacağız” çıkışında bulunması Ankara’da Cumhur İttifakı ile Millet İttifakı arasındaki çekişmeyi büyüttü.
DW Türkçe’den Hilal Köylü’nün haberine göre, İyi Parti lideri Meral Akşener, HDP’nin kapatılması ve meclisteki fezlekelerle ilgili duruşlarını soran Bahçeli’ye meclis kürsüsünden “İyi Parti fezlekelere gözü kapalı el kaldırmaz. Elbette bu utanmazlığa geçit vermeyeceğiz” çıkışıyla karşılık verdi.
Akşener bu çıkışıyla yetinmedi, partisinin “terörün yanında olmayacağı” mesajını AKP’ye gönderme yaparak “Mesela İyi Parti seçim kazanmak için terörist mektubuna, katil röportajına bel bağlamaz” ifadelerini de kullandı.
2019’da İstanbul’da tekrarlanan yerel seçim öncesi PKK lideri Abdullah Öcalan’ın HDP’nin ‘tarafsız’ olması gerektiğini duyuran mektubu ile yine seçim öncesi Osman Öcalan’ın TRT Kürdi kanalına röportaj vermesi siyasette büyük gerilim ve tartışma yaratmıştı.
İyi Parti içinde genel başkan yardımcısı Yavuz Ağıralioğlu’nun da aralarında bulunduğu bir grup siyasetçi HDP’lilerin dokunulmazlıklarının kaldırılmasına destek vereceklerini söylese de, Akşener’e yakın isimler partinin bu konuda grup kararı alamayacağını hatırlatarak fezlekelerin mutlaka inceleneceğini söylemişti.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun ardından Akşener’in de meclis kürsüsünden açıkça “fezlekelere gözü kapalı el kaldırmayacağız” çıkışında bulunmasıyla HDP’li vekillerin dokunulmazlıklarının kaldırılması konusunda AKP ile MHP mecliste tamamen yalnız kalmış oldu.
“Millet ittifakı demokrasinin güvencesi”
Hem CHP’de hem de İyi Parti’de “iktidarın beklediği oranda büyük fire vermeyeceğiz. Millet ittifakı demokrasinin güvencesidir” değerlendirmeleri yapılıyor. HDP’nin kapatılması sözkonusu olduğunda da iki partinin tutumu benzeşiyor.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, bu benzer tutumun gerekçesini anlatırken “Bugün Türkiye bir demokrasi mücadelesi veriyor. Millet ittifakı demokrasi mücadelesinin güvencesidir. İktidar cephesi oyları eridikçe demokrasiye, meclisin meşru partilerine saldırıyor. Buna geçit vermeyeceğiz” diyor.
Erkek; Türkiye’nin 16 Nisan 2017’de OHAL koşulları altında anayasa değişikliği referandumuna gittiğini, o değişikliklerle anayasanın 105 ve 106. maddelerinin de düzenlendiğini hatırlatıyor. Erkek; yapılan düzenlemedeki sorunun günümüze yansımasını şöyle özetliyor:
“Cumhurbaşkanı, yardımcıları ve bakanlar ömür boyu cezai sorumluluk zırhına büründüler. Bugün cumhurbaşkanının yargılanması için mecliste 400 vekilin el kaldırması gerekiyor. Görevden ayrılsa da öyle olacak. Kendilerine böyle bir ayrıcalık tanıyan zihniyetin, meclisteki başka partilere dokunulmazlık üzerinden saldırmasının demokraside yeri olmadığını herkes biliyor.”
Dokunulmazlık dosyalarını da, parti kapatma girişimlerini de ‘siyasi mühendislik’ olarak nitelendirdiklerini anlatan Erkek, CHP’li vekil Enis Berberoğlu’nun dokunulmazlığının kaldırılmasıyla ilgili fezlekenin gündeme gelmesi için de aynı şeyi söylüyor: “Millet ittifakını bölmeyi, bozmayı başaramayacaklar.”
“Psikolojik-politik savaş”
Meral Akşener’in “fezlekelere geçit vermeyeceğiz” çıkışı HDP cephesinde de olumlu hava yaratmış durumda. TBMM’nin üçüncü büyük partisi HDP; toplumsal ve siyasal muhalefetin birlik halinde Cumhur İttifakı’na karşı durması konusunda önümüzdeki günlerde yeni etkinliklerle kamuoyu karşısında olmayı planlıyor.
HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, HDP konusunda şu an sadece Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın inceleme yaptığını bildiklerini söylerken, “Cumhur İttifakı, muhalefet cephesinde çatlak yaratmaya çalışıyor. Demokratik siyasete darbe girişimi içindeler. Ama muhalefetin halkın ve hukukun iradesini savunması demokrasiyi güçlendirecek” diyor.
Fezlekelerin mecliste alt komisyonda görüşülürken, vekillerin gidip o komisyonda ifade vereceğini, bu süreçte partilerin grup kararı alamayacağını hatırlatan Oluç, AKP ile MHP’nin “Kapattıracağız, kaldıracağız” sözleriyle vekil iradesine “el koyması”nın iktidar ile muhalefet arasındaki “psikolojik-politik savaşın” göstergesi olduğunu dile getiriyor.
Mecliste AKP ile MHP oyları dokunulmazlıkların kaldırılması için yetiyor.
“Cumhur İttifakı’nı bölecek hamle”
Sabancı Üniversitesi’nden siyaset bilimci Berk Esen, Akşener’in “fezlekelere geçit vermeyeceğiz” çıkışını “Cumhur İttifakı’nı bölecek bir hamle” olarak nitelendiriyor. “MHP de, AKP de oy kaybediyor. Dağılmaları zor ama Akşener’in fezlekelere geçit vermeyen hamlesi AKP’nin bir kanadı ile MHP arasındaki ayrışmayı ortaya çıkaracak. Fezlekeler meclise gelecek ama AKP içinde fireler olacak” öngörüsünde bulunuyor.
“İyi Parti, merkez sağ, milliyetçi demokrat bir parti olma yolunda hızlıca ilerliyor ve MHP’den ayrışıyor” diyen Esen’e göre bu ayrışmayı hızlandıran etken “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın siyasetteki kutuplaştırıcı tavrı”.
Esen, “Erdoğan’ın kutuplaştırıcı tavrı muhalefete yarıyor. Onları birlik içinde tutuyor. CHP’den sonra İyi Parti’nin de sormadan, sorgulamadan HDP’yi terörle eş değer tutmayacağını açıklaması iki partinin de siyasette ciddi bir psikolojik bariyeri aştığını gösteriyor” değerlendirmesi yapıyor. Esen, iktidar cephesinden HDP’nin kapatılması yönündeki çağrılar yükseldikçe Cumhur İttifakı ile Millet İttifakı arasındaki makasın millet ittifakı yönünde açılacağı yönündeki öngörüsünü de dile getiriyor.
“Bir siyasi partinin varlığına son vermek demokrasiye zarar”
Bir siyasi partinin kapatılması, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırlayacağı iddianamenin Anayasa Mahkemesi’nin Yüce Divan sıfatıyla bakacağı dava sonucunda vereceği kararla gerçekleşiyor. Partinin kapatılması için bir başka siyasi parti de Yargıtay Başsavcılığı’na başvurabiliyor.
Bahçeli henüz başvurmadı ama Vatan Partisi, HDP’nin kapatılması için Yargıtay Başsavcılığı’na başvuruyu 14 Şubat’ta yaptı.
Bahçeli’nin HDP’nin kapatılmasına dönük çağrısının ardından AKP’li Cahit Özkan’ın da “HDP hem siyaseten hem de hukuken kapanacak” açıklamasına hukukçulardan da tepki var.
Eski Anayasa Mahkemesi başkanlarından Yekta Güngör Özden, Türkiye’de yargının tamamen siyasallaştığına dair değerlendirmelerin arttığı bir atmosferin hakim olduğundan yakınıyor. Özden, “Böyle bir atmosfer varken, yargıya talimat verir gibi konuşmak, yargının siyasetten gelen telkinlerle hareket edeceği izlenimi yaratmak, dahası bir siyasi partinin varlığına son vermek demokrasi açısından sakıncalıdır” diyor.
Hükümete “Yargıyı serbest bırakın, rahat bırakın” çağrısı yapan Özden, Türkiye’de yargı bağımsızlığı tartışmaları sürdükçe hukuk devleti ilkesinin zedeleneceğini de söylüyor. Özden, “Türk yargısı bağımsız olmalı. Bu bağımsızlığa zarar verecek her türlü davranışa, açıklamaya kaygıyla yaklaşıyorum. Kimse kendi gereksiz siyasi beklentisi uğruna Türkiye’de hukuk devleti ilkesine, devletin bu niteliğine zarar veremez” değerlendirmesi yapıyor.
Türkiye’de 1961’de kurulan Anayasa Mahkemesi tarafından bugüne kadar 25 siyasi parti kapatıldı.
Kaynak: DW Türkçe