Mesleki açıdan iyi eğitim almış ve iyi yetişmiş kişilerin, olanaksızlık ve işsizlik gibi nedenlerden dolayı başka ülkelerde okumayı ve çalışmayı tercih etmesi olarak tanımlanan beyin göçü, son olarak AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözleriyle gündeme geldi. UNESCO verilerine göre Türkiye’den her yıl 50 bin öğrenci yurtdışına okumaya gidiyor. Türkiye, beyin göçünde 32 ülke içinde 24. sırada yer alıyor. Peki beyin göçü nedir, beyin göçüne sebep olan faktörler nelerdir? Türkiye’de durum ne?
Beyin göçü, hem Türkiye’de hem de dünyada en çok tartışılan konuların başında geliyor. Mesleki açıdan iyi eğitim almış ve iyi yetişmiş kişilerin, çeşitli nedenlerden dolayı başka ülkelerde okumayı veya çalışmayı tercih etmesi olarak tanımlanan beyin göçü, son olarak AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sözleriyle yeniden gündeme geldi.
Uluslararası Göç Konferansı’nda açıklamalarda bulunan AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Az gelişmiş ülkelerin kıt kaynaklarıyla yetiştirdiği nitelikli insanlarını beyin göçünü teşvik ederek alıp ihtiyaç sahiplerine kapıyı kapatmak ahlaki bir tavır değildir” dedi.
Erdoğan, Ford Otosan Gelecek Vizyon Toplantısı’nda yaptığı konuşmasında ise “tersine beyin göçünü” desteklediğini belirterek, “Uluslararası Lider Araştırmacılar Programı ile tersine beyin göçünü destekliyoruz. Buradan bir kez daha yerli veya yabancı bilim insanlarını araştırmalarına Türkiye’de devam etmeye, açtığımız çağrılara başvurmaya, ülkemizin sunduğu fırsatlardan istifade etmeye davet ediyorum” ifadelerini kullandı.
BEYİN GÖÇÜ NEDİR?
Cumhuriyet’te yen alan habere göre; Türkiye’de olduğu gibi dünyada da sıklıkla gündeme gelen beyin göçü; iyi eğitim görmüş, kalifiye ve yetenekli iş gücünün az gelişmiş ya da gelişmekte olan bir ülkeden, gelişmiş başka bir ülkeye akışı olarak tanımlanıyor. Bu akış genellikle gelişmemiş ülkelerde yetişen ve kendini geliştiren insanların, olanaksızlık, iş bulamama veya mesleğini istediği gibi icra edememe durumlarından kaynaklanıyor. Bu harekete beyin göçü isminin verilme sebebi ise nitelikli insanların giderken sahip oldukları bilgi ve deneyimi de beraberlerinde götürmeleri. Aklın ve sahip olunan bilginin bir yurttan başka bir yurda, temelli olarak gittiğini ifade eden beyin göçü, donanımlı ve nitelikli bireylerin ülkeyi terk ettiği anlamına geliyor.
BEYİN GÖÇÜNÜN SEBEPLERİ NELERDİR?
Beyin göçünün sebeplerini genellikle olanaksızlık, işsizlik, ilgisizlik gibi faktörler oluştursa da, bu nedenler “itici” ve “çekici” sebepler olarak ayrılıyor:
İtici sebepler: Az gelişmişlik oranı, ülkede işsizliğin yüksek olması, nitelikli kişilerin düşük ücretlerle çalıştırılması, ülkede uygulanan maaş politikalarının yanlışlığı, yöneticilerin niteliksiz olması, ülkede nitelikli kişi sayısında artış olmasına rağmen bu kişileri kullanama durumu, ülkede araştırma koşullarının gelişmemiş olması ve gençlere fırsat tanımama itici sebepler olarak kabul ediliyor.
Çekici Sebepler: Ekonomik durumda iyileşme, yüksek maaş beklentisi içinde olma durumu, kaliteli yaşam arzusu, gelişmiş araştırma koşullarına kavuşma, şehir merkezlerinin cazibesine kapılma ve yabancı eğitimde prestij yakalama isteği ise çekici sebepler olarak kabul ediliyor.
İtici sebepler genellikle bu davranışı gerçekleştiren itici olayları temsil eder. Beyin göçünün sebepleri arasında belirtilen çekici faktörler ise bu davranışın gerçekleşmesine sebep olan çekiciliği belirtir.
TERSİNE BEYİN GÖÇÜ NEDİR?
Tersine beyin göçü genel olarak; başarılı öğrencilerin ve nitelikli bireylerin, ülkeye döndüklerinde ayrılmalarından kaynaklanan sermaye kaybını telafi edecek beceriler ortaya koyan hipotezi temsil eder. Beyin kazanımı olarak da tanımlanır. Tersine beyin göçü, zamanında ülkesinden ayrılarak gelişmiş bir ülkeye giden başarılı öğrenci veya bireyin ülkesine geri dönerek sermaye kazanması ve bilgi üretmesi için çalışması olarak tanımlanabilir.
GENÇLER TÜRKİYE’DE KALMAK İSTEMİYOR
Konuyu Meclis gündemine taşıyan son isim CHP İstanbul Milletvekili Zeynel Emre ve partililer oldu. Meclis’e sunulan araştırmada, Türkiye’de son yıllarda genç ve eğitimli nüfusun yurt dışına göçünde artış gözlemlendiği ve 25-29 yaş aralığındaki yurttaşların 2019’da yurtdışına en fazla göç edenler arasında olduğu belirtildi.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK), geçen yıl açıkladığı verilere göre 2019’da Türkiye’den en çok göçün yaşandığı yaş grubu 25-29. Ülkeden yurt dışına giden 330 bin 289 kişiden 50 bin 154’ünü 25-29 yaş grubu oluşturuyor.
HER YIL 50 BİN ÖĞRENCİ GİDİYOR
Birleşmiş Milletler Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) verilerine göre Türkiye’den her yıl 50 bin öğrenci yurtdışına okumaya gidiyor. TÜİK verilerine göre 2019 yılında Türkiye’den yurtdışına 330 bin 289 kişi göç etti.
TÜRKİYE BEYİN GÖÇÜNDE 24. SIRADA
Meclis gündemine taşınan beyin göçünde Türkiye’nin risk altında olduğu belirtildi. Araştırma önergesinde, Türkiye’nin en fazla beyin göçü veren 32 ülke içinde 24’üncü sırada yer aldığı belirtilirken; aynı zamanda Türkiye’nin, ABD’de en fazla öğrenci okutan 10’uncu ülke olduğu ifade edildi.
GÖÇ LİSEDEN BAŞLIYOR
Araştırmada LGS sonuçlarında yüzde 1’lik dilimde bulunan İstanbul Erkek Lisesi mezunlarından 145’inin tercih yaptığı ve bunlardan 77’sinin üniversiteyi okumak için yurtdışını tercih ettiği belirtildi. Meclis’e sunulan önergeye göre bu öğrencilerin önemli bir kısmı Almanya’yı tercih ederken Avusturya, İsviçre ve ABD de listede kendine yer buldu. Bu sayılara göre tercih yapanların yüzde 53,1’i yurtdışına gitti.
Önergede, İstanbul Erkek Lisesi’nden 2019 mezunlarının yüzde 52.6’sının, Alman Lisesi’nden yüzde 94.7’sinin, Galatasaray Lisesi’nden yüzde 32.6’sının yükseköğrenim için Almanya, ABD, Kanada ya da Fransa gittiği de kaydedildi.
EN ÇOK BEYİN GÖÇÜ ‘ALAN’ ÜLKELER
Norveç: İşsizlik oranı yüzde 3 olan Norveç’te kişi başı milli gelir 60 bin dolar civarında. İş olanaklarının oldukça geniş olduğu ülkede, iyi sosyal haklarla birlikte yüksek ücretlere iş bulunabiliyor. Fakat Norveç, iş bulmak isteyen kişilere “herhangi bir alanda uzman seviyesinde olma” şartını koyuyor.
İsveç: Dünyanın eğitim ve refah seviyesi en yüksek ülkelerinden biri olan İsveç, son 20 yıldır en fazla beyin göçü alan yerler listesinin başlarında yer alıyor. Ülke, bütçesinin büyük bir kısmını bilim, eğitim, endüstri ve araştırma projelerine ayırıyor.
ABD: Çalışma hayatına katılım oranı yüzde 70’in üzerinde olan ABD; adil çalışma koşulları, düşük işsizlik oranı ve saatlik çalışabilme gibi avantajlı yanları ile iş alanında iyi bir alternatif oluşturuyor. Ülkenin en önemli avantajlarından biri de yüksek lisans ve doktora için çektiği öğrencilere mezun olur olmaz iş imkanı sağlaması.
Kanada: Gelişmiş standartları, sosyal hakların fazlalığı, sunduğu iş olanakları ve refah seviyesiyle Kanada, beyin göçü alan ülkelerin başında geliyor. Ülke, bu bakımdan ABD’ye bir alternatif olarak görülüyor.
Avustralya: Y aşam standartları üst düzeylerde olan Avustralya, sahip olduğu güçlü ekonomisi ile dikkat çeken bir ülkelerin arasında yer alıyor. İşsizliğin en az olduğu ülkelerden olan Avustralya’nın, yaklaşık 20 yıl önce kalifiye elemanlara yılda 40 bin kişilik geçici çalışma vizesi verdiği biliniyor.