İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu üyesi Dr. Osman Öztürk, Sağlık Bakanlığı’nın ve hükümetin sağlık çalışanlarını ve vatandaşları pandemiye karşı korumak yönünde çaba sarf etmediğini söyledi.
Nuray Özger / Ajans Bizim – Türk Tabipleri Birliği ve sağlık meslek örgütlerinin ortak çağrısıyla, ‘Covid-19 pandemisinin ulaştığı kaygı verici noktayı ve uygulanan yanlış politikaları’ dile getirmek üzere tüm ülkede basın açıklamaları gerçekleştirildi.
İstanbul’daki sağlık meslek örgütlerinin İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü önünde yapacağı basın açıklaması güvenlik güçleri tarafından engellenmeye çalışıldı. İstanbul Tabip Odası, İstanbul Dişhekimleri Odası, İstanbul Eczacı Odası, İstanbul Veteriner Hekimler Odası, SES İstanbul Şubeleri, Dev Sağlık-İş ve TümRad-Der’in çağrısıyla bir araya gelen sağlık çalışanları, polisin ‘dağılın’ uyarısı ve müdahalesine rağmen basın açıklamasını gerçekleştirdi.
Çemberlitaş Meydanı’nda yapılan açıklamaya sağlık meslek örgütlerinden yönetici ve üyeler katılırken, meslek odalarından, siyasi partilerden, sendikalardan yönetici ve temsilciler de destek verdi.
“Yaşama Hakkımızdan Vazgeçmiyoruz! Ölümleri Durdurun!” pankartının taşındığı etkinlikte ilk konuşmayı yapan İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu üyesi Dr. Osman Öztürk, Sağlık Bakanlığı’nın ve hükümetin sağlık çalışanlarını ve vatandaşları pandemiye karşı korumak yönünde çaba sarf etmediğini vurguladı.
Pandemide ölen sağlık çalışanları için saygı duruşu
Öztürk, bu tabloya seyirci kalmayacaklarını, sorumluların peşini bırakmayacaklarını ve mücadeleyi sürdüreceklerini belirterek, tüm katılımcıları pandemi sürecinde hayatını kaybeden sağlık çalışanları ve yurttaşlar için 1 dakikalık saygı duruşuna davet etti.
Ardından sırasıyla İstanbul Dişhekimleri Odası Başkanı A. Tarık İşmen, İstanbul Eczacı Odası Başkanı Zafer Cenap Sarıalioğlu, İstanbul Veteriner Hekimler Odası Genel Sekreteri Necati Bozkurt, SES Aksaray Şube Eşbaşkanı Yasemin Bakır, Dev Sağlık-İş Genel Sekreteri Erdoğan Demir ve TümRad-Der Genel Başkanı Heybet Aslanoğlu konuşmalar yaptı.
”Geç kaldınız, önlenebilir ölümleri önlemediniz”
Kurumlar adına ortak basın metnini ise İTO Yönetim Kurulu üyesi Güray Kılıç okudu. Açıklamada, şunlar dile getirildi:
“İktidarı bir kere daha uyarıyoruz: Geç kaldınız, önlenebilir ölümleri önlemediniz! Her gün yüzlerce insanımızı kaybettiğimiz son durumda acil adımlar atılmalıdır.
• Mevcut sağlık politikalarının başarısız olduğu artık kabul edilmeli; sağlığa bütüncül bakan toplum ve sağlık örgütlerinin katılımıyla dayanışma içerisinde yeni bir sağlık sistemi kurulmalıdır.
• Pandemi ile mücadele, derhal geniş katılımlı yerel pandemi kurullarına devredilmelidir. Bu kurullara yerel yönetimler, sağlık emek ve meslek örgütleri ve toplum dahil edilmelidir.
• Bilimsel kriterlere uygun filyasyon çalışmalarına hızla başlanıp salgının ilk kaynağına ulaşılmalı, bireyler hastalanmadan veya hastaneye gelmeden gerekli adımlar atılmalıdır.
• Çalışanlar sosyal ve ekonomik hiçbir kayba uğratılmadan; AVM, fabrika, lokanta, atölye, şantiye gibi kalabalık ve kapalı alanlar derhal kapatılmalıdır. En az 14 gün, tercihen 28 gün zorunlu üretim alanları dışında çalışanlar hiçbir şekilde mağdur edilmeden çarklar durdurulmalıdır. Zorunlu üretim alanlarında çalışanlar için işyerine ulaşmada ve iş yerlerinde fiziksel önlemler alınmalı, dönüşümlü çalışma modelleri ile çalışma ortamlarında bulunan sayısı azaltılmalıdır.
”Yurtdışı seyahatlerinde 14 gün karantina uygulanmalı”
• Uluslararası dolaşım en aza indirgenmeli ve yalnızca çok gerekli şartlarda olmalı, yurtdışı seyahatlerinde 14 gün karantina uygulanmalıdır.
• Aşılamada hedef toplumsal bağışıklık olmalıdır. Etkili bir aşılama programı uygulanmalıdır. Aşı temini ile ilgili süreç şeffaf bir biçimde kamuoyu ile paylaşılmalı, toplumun önüne net bir aşı takvimi konulmalıdır. Mevcut durumda hızlı aşılama salgınla mücadelenin en önemli parçasıdır. Aşıda patenti ortadan kaldıracak uluslararası adımlar atılmalıdır.
• Sağlık çalışanlarının mevcut pandeminin yükü yetmezmiş gibi iktidarın vurdumduymazlığıyla daha da tükendiği görülmelidir. Covid-19’un meslek hastalığı kabul edilmesi gibi basit bir adımın bile atılmaması halen bir ayıp olarak ortada durmaktadır.
Halen atanmayı bekleyen ve KHK ile gerekçe gösterilmeden ihraç edilmiş tüm sağlık çalışanları hızla salgınla mücadelede yerlerini almalıdır. Sağlık çalışanları artık dinlenebilmelidir.
Bilim insanlarına çağrımızdır: Verilerin kamuoyu ile paylaşılmadığı, bağımsız bilimsel çalışmaların engellendiği şartlarda sınırlı sayıda da olsa eldeki mevcut verileri ile ülkenin, bölgelerin, risk gruplarının özgün durumlarının gösterilmesi gerekir. Bilim insanları yayın üretme konusunda Bakanlığın çizdiği çerçevenin dışına çıkmalıdır; TTB bilimsel sorumluluğu almaya hazırdır.
Topluma çağrımızdır: Sosyal haklarımızın korunması; temel gıda, su, ısınma, barınma, temizlik ihtiyaçlarınızın karşılanması salgınla mücadelede iktidarın görevidir. Temiz hava, güneş ve fiziksel hareketliliğinizi sağlayacak alanlar ve düzenlemeler organize etmek yine iktidarın sorumluluğundadır. Ekonomik çıkarlar için sağlığımızı hiçe atarak çalıştırıldığımız işyeri ortamlarına gitmemeyi talep etmek en doğal sağlık hakkı talebimizdir. Hareketliliği azaltıp bulaşı önlememiz için ekonomik destek, zamanında aşılanma, şeffaf bilgi edinme yurttaşlık haklarımızdır.”
Türkiye genelinde yapılan eylemde, değişik merkezlerde toplanan sağlık çalışanları yaşanan sorunları dile getirdiler ve tepkilerini ortaya koydular.