![](https://www.bizhaberiz.com/wp-content/uploads/2020/11/esrakocak-150x150-1.jpeg)
İktidarın yeni reform söylemi yeniden nasıl ortaya çıktı? Bugün somut olarak iktidarın reform söylemine ihtiyaç duymasının nedeni ne? Hukuksal olarak reform yapmak ne anlama geliyor? AKP’nin atacağı adımlara reform diyebilir miyiz? Kısa Dalga’dan Esra Koçak Mayda yeni reform adımını hukukçu, emekli savcı Ömer Faruk Eminağaoğlu, iktisatçı Mustafa Sönmez, HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Meral Danış Beştaş, CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ile konuştu.
Emekli savcı Ömer Faruk Eminağaoğlu, “AKP iktidara geldiğinden bu yana her zaman yargı alanında, hukuk alanında reform yapıyor, kendi değiştirdiklerini bir daha değiştiriyor. Değiştirdiğini de reform olarak sunuyor” diye konuştu.
“AKP rejimi ağırlaşacak yoksullaşma ve işsizleşme karşısında toplumu Erdoğan’ın acı reçete dediği cendereye katlanmaya hazırlıyor. Erdoğan reçeteye teselli olarak bir de hukuk reformundan bahsediyor. Bu havucun arkasında hukuk devletinden uzaklaşmış bir ülke görüntüsü nedeniyle Türkiye’ye güveni azalan batı dünyasına hoş görünme, sermaye girişi iştahsızlığını elimine etme niyeti de var.” diyen İktisatçı Mustafa Sönmez sözlerine şöyle devam etti;
“Ayrıca içerde acı reçeteye karşı sızlanmalara hukuk reformu pansumanı düşünülüyor, bunun işe yaraması umuluyor. Ne var ki Erdoğan’ın iktidarda kalmasını sağlayan Cumhur İttifakı’nın ortağı MHP’nin otoriterleşme istekleri ile hukuk reformunun nasıl uygulanacağı bilinmiyor ve siyaset yeni türbülanslara gebe görünüyor.”
Meral Danış Beştaş: “18 yıldır iktidarda olanlar neyin reformunu yapacak?”
HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Meral Danış Beştaş, Esra Koçak Mayda’nın “Reformların Türkiye’deki yargı sorunlarına derman olup olmayacağı ve hukukun geldiği daha doğrusu gittiği nokta” sorusunu şöyle yanıtladı;
“AKP iktidarı 2002 yılından beri bu tip söylemlerle, reformlarla, insan hakları eylem planları ile, ekonomik tedbirlerle, acı reçetelerle, Ankara kriterleri ile sürekli yol almaya çalıştı. Hukuk alanında, adalet alanında reform yapacağız söylemlerinin hiçbir inandırıcılığı kalmadı artık. Şu anda yaşadığımız siyasal atmosfer, ekonomik durum, toplumsal sorunlar son yılların en büyük badirelerinin içinde. Tam bir çıkmazda ve çöküş içindeyiz. Toplumsal olarak halk büyük bir yoksulluk, yoksunluk, baskı ve şiddet atmosferinde yaşamına devam ediyor, etmeye çalışıyor. Hatırlarsınız, Berat Albayrak’ın istifası sonrasında yaşanan tartışmalar neticesinde böyle bir açıklama yapıldı.”
“Her gelen vaat eder”
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ise “Her gelen bakan yapısal reform vaat eder” diyerek sözlerine şöyle devam etti;
“AK Parti’nin 18 yıllık karakteristik yönetim anlayışında şu var; AK Parti bakanı değiştirir ve her bakan geldiğinde yapısal reform vaat eder. Bunu en çok Milli Eğitim’de görürüz, ikinci olarak ekonomide, üçüncü olarak da hukukta. Ancak bu reformlar vaat ile olacak işler değil. Bu reformları gerçekleştirebilmek için siyasi bir irade ve doğru bir bakış açısı gerekiyor. O siyasi irade ve o siyasi inanç Adalet ve Kalkınma Partisi’nde de onun genel başkanında da yok. Uzun bir dönemdir ekonomide açıklanan paketlere yönelik biz hep şunu söyledik; paketlerin en büyüğü damadı paketleyip göndermektir dedik. Erdoğan bunu yaptı. Ardından ikinci pakette de hukuk devletini geri dönmek vardır. Şimdi ikincisini yapacağını söylüyor ve onun sözünü veriyor. Yapılabilir mi ben şahsen inanmıyorum. Ama son günlerde Erdoğan’ın söyledikleri bir özeleştiri olarak kıymetli mi? Bence değil ama bir itiraf niteliğinde olduğu için önemlidir. 18 yılın sonunda ülkenin hukukunun da ekonomisinin de reforma muhtaç olduğunu, kötü yönettiğini, yönetemediğini itiraf ediyor diye görüyorum.
Özgür Özel, “Acı reçetenin işçiye değil saraya uygulanacağı bir yapısal reform süreci olmazsa bu reformlardan bu paketlerden 10 tane daha açıklansa da bizce çözüm olmaz. Çünkü acı reçeteyi içmesi gereken bu Saray rejimi ve saraydaki tek adamdır. Sarayın, saraydan yönetim anlayışının ortadan kalkması gerekmektedir. Yeniden demokratik bir parlamenter sisteme dönülmesi gerekmektedir. Bizim gerçek bir toplumsal uzlaşıya, sivil uzlaşıya gerçek bir sivil anayasaya ihtiyacımız olduğu çok açık. Bunu da birilerinin son dönemde yaptığı gibi Erdoğan’a anayasa yapmak yerine her doğana anayasa yapmakla ve bu ülkenin tüm vatandaşları ile birlikte yapmak, hukuk devletinden, kuvvetler ayrılığından, güçlü denetimden ve güçlü parlamentodan ve parlamentonun denetimindeki bir yönetimden yola çıkmak da fayda var.” dedi ve parlamenter sisteme dönülmesinin gerektiğini vurguladı.