Süfyan Kızılarslan / Ajans Bizim – Altılı Masa’da yer alan siyasi partilerin liderleri, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na 2 yıl 7 ay 15 gün hapis ve siyasi yasak cezasının ardından Saraçhane’deki mitinge geldiler.
“İktidar, iktidar” sloganları altında kürsüye gelen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ilk yanıtı “İktidar olacağız, hiç endişe etmeyin” oldu. Düşüncelerini onbir madde halinde yaplaşacağını ifade eden Kılıçdaroğlu’nun konuşması satırbaşlarıyla şöyle:
“-Mevlâna der ki, ‘adalet, kutup yıldızı gibidir. Yerinde sabit durur ve kâinat onun etrafında döner.’ Bugün bizi buraya getiren, yaşadığımız adaletsizliktir. Ama hepinizin huzurunda söz veriyorum: Adalet ya gelecek ya gelecek.”
“-Adaleti dağıtacak kişi, hukukun üstünlüğü ve vicdani kanaatine göre karar vermek zorundadır. Bu yapılmadığı takdirde, adaletsizlik olur.”
“-Adaleti dağıtacak kişi, kralın sofrasına, sultanın sofrasına, sarayın sofrasına asla oturmaz. Çünkü sofraya oturan alimin verdiği fetva, yanlıştır ve doğru olmaz”
“-Milli irade. 1921 ve 1924 anayasalarının birinci maddesi şudur: ‘Hâkimiyet bilâ kaydü şart milletindir.’ Bugünkü diliyle, yeni anayasada ve meclisin duvarında yazılı olan ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.’ Milletin iradesine bugün darbe vurulmuştur. 16 milyon İstanbullunun iradesine bir yargıç aracılığıyla darbe vuruldu. Biz, milli iradeyi yeniden ama yeniden inşa edeceğiz.”
“-Adalet, bugün yaşadığımız Türkiye’de, temel bir Türkiye sorununa dönüşmüştür. … Bizler, Altılı Masa olarak adalet konusunda kararlıyız ve adaleti bu ülkeye mutlaka ama mutlaka getireceğiz.”
“- Bugün Türkiye’de, hiç kimse kendisini güvende hissetmiyor. Hukukun üstünlüğü değil, üstünlerin hukuku var. … Bu manzarayı bitireceğiz.”
“-Yargıyı itibarsızlaştıranlar var. Yani yargıç koltuğunda oturup, yargıyı itibarsızlaştıranlar var. Asla unutmayın, ağacın kurdu kendi içindedir. … O adalet ağacının içindeki kurtları, tek tek temizleyeceğiz. Adalet ağacı, görkemli olacak ve sağlıklı olacak.”
“-Güzel bir atasözümüz var. ‘Zulmün artsın ki tez zeval bulasın’ der. Zulüm bugün mü var? Hayır. Öteden beri bu ülkede bir zulüm var. … Bu tablo zulmün arttığı bir tablodur. Bu da yakında zeval bulacaklar demektir. Ve onları göndereceğiz.”
“-İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında verilen karar asla ve asla kabul edilemez. Toplum vicdanını yaralamıştır. Toplumun vicdanı kanamaktadır. Şunu herkes çok iyi bilsin: Ekrem Başkan hakkında verilen karar, bize bir milimlik dahi geri adım attırmayacaktır. Ve biz, kararlılıkla başkanın arkasında duracağız.”
“-Adaletsizliği, kural haline getirenleri göndereceğiz. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını yiyenleri göndereceğiz. Milli iradeye, darbe yapanları göndereceğiz. Yargıyı itibarsızlaştıranları göndereceğiz. Hiç endişe etmeyin. Altılı Masa kararlı. Bu ülkeye huzuru ve bereketi getireceğiz. Adaleti getireceğiz.”
“-Hç kimse umutsuzluğa kapılmasın. Bu, bir 100 metre koşusu değil. Bu bir maratondur ve maratonun sonuna geldik. Altı ay sonra yeni bir Türkiye’yi göreceksiniz. Güzel bir Türkiye’yi göreceksiniz. Kucaklaşan bir Türkiye’yi göreceksiniz.”
“-Sevgili İstanbullular, asla başınızı öne eğmeyin. Önümüzde 6 ay kaldı, geliyoruz. Siz de haykırın. İktidar olmak için geliyoruz. İktidar olacağız.”
Akşener: “Geldikleri gibi giderler”
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, İmamoğlu’nu yanına aldı ve boynuna bir atkı dolayarak konuşmasını yaptı. Atkıyı kendisine veren genç kızın istediğini yerine getirdiğini belirten Akşener, satırbaşlarıyla şunları söyledi:
“-100 yıl önce olduğu gibi, bugün de ‘Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir’ diyenler burada, Saraçhane’de. O 100 yıl önce verilen o kararın, o ilkenin, o iradenin temsilcileri kadınlar, erkekler, gençler, yaşlılar burada.”
“- Ve İstanbul’dan, ‘Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir’ diye haykıranların o sesini duymayanların, onların saraylara kapandığı anda, milletin sesini duymadığı anda, biz Saraçhane’deyiz.”
“-Bir tiyatroya, bir haksızlığa, kara cübbelerini, siyah cübbelerini saranlara buradan seslenen İstanbullular; diyorsunuz ki, ‘Saray sizinse; Saraçhane bizimdir.’ Diyorsunuz ki, ‘Zulüm sizinse, haksızlık sizinse; sandık bizimdir.’”
“-16 milyon İstanbullunun iradesi burada. Ve millet burada. Milletin sesi burada. Demokrasi burada. İrade burada. Milletin iradesi burada ve Ekrem kardeşimin yanında.”
“-Gençler diyor ki, ‘Yaşasın hürriyet, kahrolsun istibdat.’ İşte bu sese kulaklarını kapasalar da size, bize ‘terörist’ deseler de haksız yere Ekrem kardeşimi yargılasalar da cezalandırsalar da bu irade, bu ses, bu yürek, bu cesaret, bu iyilik, bu demokrasi aşkı.”
“-Bu sandıkta verilecek cezanın ortaya konduğu irade gösteriyor ki; artık 16 milyon İstanbul’un dışında, 85 milyon Türkiye’nin de senin yanında olduğunu, burada, Saraçhane’den görüyoruz.”
“-Hiçbir haksızlık, sonsuza kadar sürmez. Hele aziz milletimizde hiç sürmez. Geldikleri gibi giderler. Geldikleri gibi gittiler. Geldikleri gibi sizin iradenizle gidecekler.”
Babacan: “Türkiye, birden büyüktür”
İmamoğlu’nun anonsuyla tek tek kürsüye gelen liderlerden DEVA Partisi Ali Babacan da “Herkesin öfkeli olduğunu ve olanları kabul etmediğini” söyledi. Babacan’ın konuşması satırbaşlarıyla şöyle:
“-Ekrem İmamoğlu kardeşime yapılan bu hukuksuzluğu, reddediyorum. Daha birkaç ay evvel Canan Hanım’a yapılan hukuksuzluğu, reddediyorum. Demirtaş’a yapılan hukuksuzluğu, reddediyorum.”
“-İktidarın seçimi kaybettiği belediyelere atadığı kayyumlarla rövanş almasını, reddediyorum. Onun için burada isyanımızı, feryadımızı tüm İstanbul duysun. Tüm Türkiye duysun diye, buradayım.”
“-Nedir bu çektiğimiz? Devlet gücünü eline alıp, başlıyor aşağıdakileri ezmeye. Başlıyor kendi rakibini, kendi sevmediklerini ezmeye. Başlıyor zulmetmeye.”
“-Üste çıkan, alttakini eziyor. Üste çıkan, başlıyor zorbalığa. Daha dünün ezileni Sayın Erdoğan, çıkınca başkalarını ezmeye başlıyor. Zulmetmeye başlıyor.”
“-Sandık günü hep beraber cevabımızı vereceğiz inşallah. Sayılı gün çabuk geçer. İşte biz, bu ülkede yaşanan bu nöbetleşe zorbalığa karşıyız. Adalet olsun istiyoruz.”
“-Bu millet; 27 Mayıs’ta, 12 Eylül’de, 28 Şubat’ta, 15 Temmuz’da silahla topla, tüfekle, demokrasiye kastedenleri tarihin tozlu sayfalarına gömmüş bir millettir. Bu millet; Nazım Hikmetler’e, Ahmet Kayalar’a, Necip Fazıllar’a, Halide Edip’e zulmedenleri tarihin tozlu sayfalarına gömen bir millettir.”
“-İnanın bu millet yargı oyunlarıyla, kendi iradesini görmezden gelenlere de en iyi cevabı ilk sandıkta verecektir.”
“-Biz, ‘Herkes için adalet’ demek için buradayız. Biz, ‘Herkes için özgürlük’ demek için bugün buradayız, Saraçhane’deyiz.”
“-Devlet gücünün kullanımı, devlet gücüne sahip olan süreyle ve hukukla sınırlı olmalıdır. Üç dönem kuralı, 2015’te doldu bu üç dönem. Daha bugün uçaktan gelirken ne demiş? Hani ‘Son defa aday olayım’ falan diyordu ya, ‘Daha bırakmayacağım’ diyor. ‘Ben, partiyi falan bırakmam’ diyor. Yetmiyor.
“-Ne zaman ki devlet gücünü kullanan o süreyle sınırlanmaz? Ne zaman ki devlet gücünü kullanan hukuku tanımaz; işte o andan itibaren güç yozlaşması olur. Güç zehirlenmesi olur.”
“-Çünkü devleti yönetme gücü yozlaştırır. Mutlak güç, mutlaka yozlaştırır. 85 milyon birden büyüktür. Türkiye, birden büyüktür.”
Uysal: “Milli iradenin önüne set çekilmez”
Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal ise “Aziz İstanbul. Fatih’in emaneti, kutsal şehir. Aziz İstanbullular, bir tarihi günde buradayız” diye seslendi. Uysal, özetle şöyle konuştu:
“-Milletim için, üzüntü içerisindeyim. Bu büyük devlet için üzüntü içerisindeyim. Geleceği karartılan gençlerimiz adına, bir büyük üzüntü içerisindeyim. Evlatlarını gelip göremeyen annelerin, babaların adına, bir büyük üzüntü içerisindeyim.”
“-Üzüntümün sebebi şudur aziz İstanbullular: Bu büyük ülke, bu kadar kötülüğü hak etmiyor.”
“-Yekvücut oluyoruz. Hep beraber, ‘Yeter, söz milletin’ diye haykırıyoruz.”
“-6 Mayıs 2019, Türk demokrasisi için bir büyük kırılmanın yaşandığı tarihtir. Demokrasimizin ana kolunun çökertildiği tarihtir. İstanbul’da, milletin iradesiyle Belediye Başkanı seçilen Ekrem İmamoğlu’nun yetkisinin alındığı tarihtir.”
“-Ama milli iradenin önüne set çekilmez. Milli iradenin önüne duvarlar örülmez. Milletin gücü, azmi, kararlılığı, her daim önüne örülmüş o duvarları, yıkıp atmıştır. Türk demokrasisi, işte bunun tarihidir.”
“-Dün, Ekrem İmamoğlu’na, İstanbul şehreminine ceza verdiler. Ama bilsinler ki, bu kararın nokta kadar milletin vicdanında bir karşılığı yoktur.”
“-Bu kararları alanları, aldıranları biliyoruz. Demokrasi, hukuk ile bu iktidar sahiplerinin ufuklarını gördük. Bakmayın, isimlerine ‘Adalet ve Kalkınma Partisi’ dediklerine, onların adaleti Deniz Feneri davalarında zaten batmıştı.”
“-İşte buradan adaleti sistematik bir şekilde bu memlekette uygulayanlara haykırıyorum: Adınızda kalacağına, alnınızda kalsaydı. Yarınlarda göreceğiz. Bu ülkenin kaldırım taşlarında, İstanbul başta olmak üzere, bu kararları alanların alnı dik, başı dik bir şekilde dolaşamayacaklar.”
Davutoğlu: “Size boyun eğmedik, eğmiyoruz, eğmeyeceğiz.”
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ise “Meselemiz, sadece Sayın İmamoğlu’nun hak ettiği makamı korumak değildir. Meselemiz, İstanbul seçmeninin iradesini korumak, Türkiye Cumhuriyeti’nin demokratik değerlerini korumaktır” dedi. Davutoğlu’nun sözleri satırbaşlarıyla şöyle:
“-Dün, yargı siyasallaştı. Ama bizim meselemiz, siyaset üstü bir meseledir.”
“-Altı genel başkan olarak buradayız. Farklı siyasi partilerdeyiz. Ama hepimiz, aynı gür sesle ‘Onur’ diyoruz. ‘Temel hak ve özgürlükler’ diyoruz. ‘Demokratik hukuk devleti’ diyoruz.”
“-İBB binasına girdiğimde, hafızamda iki manzara canlandı. Tarih 21 Nisan 1998. Sayın Erdoğan’a, benzer bir mahkûmiyet kararı verilmişti. Ben de o zaman bu binadayım.”
“-Ve tarih 15 Temmuz 2016. Bu binayı savunmak üzere nice yiğitler, Saraçhane’de darbe teşebbüsüne karşı demokrasiyi savunmak için şehit oldular. Yüreğimde bir şeyler düğümlendi.”
“-21 Nisan 1998’de Büyükşehir Belediye binasında hangi değeri savunduysam, 15 Temmuz 2016 akşamı ulusal ve uluslararası basında hangi değerleri savunduysam, yine aynı değerler için buradayım ve burada olacağım.”
“-Buradan güç sahiplerine sesleniyorum. Sakın ha sahip olduğunuz mutlak güç sizi aldatmasın. Geçmişte nice mutlak güç sahipleri aldandılar.”
“-Ama onlar gitti, milletimizin demokrasi aşkı kaldı ve kalacak. O avucunuzda tuttuğunuz güç var ya o güç, onu kaybetmemek için sıktığınız her anda kordan bir ateş gibi sizi yakar.”
“-Demokrasi aşığı 85 milyon adına söylüyorum: Korkmadık, korkmuyoruz, korkmayacağız. Size boyun eğmedik, eğmiyoruz, eğmeyeceğiz.”
“- Hangi siyasi görüşten olursa olsun, herkesin hakkını hukukunu, adaletini koruyacağız.”
İmamoğlu: “Türkiye için yeni bir dönem açılıyor”
İBB Başkanı İmamoğlu ise “Bu ülkeyi yönetenlerin, milletimizle, sizinle ne alıp veremediği var? Sizden ne istiyorlar?” diye sordu ve özetle şunları söyledi:
“-31 Mart’ta oyunuzu kullandınız, saymadılar. ‘Zarfa attığınız 4 oy pusulasından 3’ü geçerli, Büyükşehir Belediyesi için kullandığınız oy ise, geçersizdir’ dediler. Sizin tertemiz, helal oyunuzu iptal ettiler, seçimi yenilediler.”
“-Sizin seçtiğiniz Büyükşehir Belediyesi’ne, eskiden, bizden 1 gün önce, kamu bankalarından bol bol kredi verirlerdi. Sizin seçtiğiniz yönetime, tam 3,5 yıldır, millete ait bankalardan 1 kuruş vermiyorlar.”
“-Sizin seçtiğiniz yönetim, çok daha uygun koşullarla dışarıdan krediler, fonlar bulup getiriyoruz. Bu defa da aylar yıllar geçiyor, bir imza atıp onay vermiyorlar. Sizinle ne alıp veremedikleri var bunların? Milletimizden, 16 milyon insanımızdan ne istiyor bu insanlar?”
“-Siz, bir kere değil, iki kere üst üste bir belediye başkanı seçtiniz.”
“-Onlar, sizin seçtiğiniz belediye başkanını görevden alıp hapsetmek için, mahkemeden karar çıkarttılar. Üstelik, baktılar mahkemenin hâkimi istedikleri gibi karar vermeyecek, onu sürüp başka bir hâkim getirterek çıkarttılar bu kararı.”
“-Bu ülkeyi yönetenlerin, ey vatandaşlarım sizinle ne dertleri var, sizinle ne alıp veremedikleri var? Sizden ne istiyor bu insanlar?”
“-Ben size söyleyeyim: Bu ülkeyi yönetenler hasta, hem de çok hasta. Bunlar milletin iradesine karşı alerjisi olan insanlar.”
“-Milli iradeyi geçersiz kılmak için ellerinden ne geliyorsa yapıyorlar. Ama yapsınlar nafile, nafile, nafile….”
“-Bugün burada, bunca büyük bir kalabalığı harekete geçiren, sizlerin ortak vicdandır. Hepimizi birleştiren haksızlığa hem de apaçık haksızlığa, adaletsizliğe karşı buradayız.”
“-Bu bir adalet refleksidir. Bu, rızanın kalktığının kanıtıdır. Bunlar açıkça vicdansızlığın olduğu, haksız yere milletin mağdur edildiği anlarda olur.”
“-Biz, sadece israf düzenine son vermekle kalmadık. İstanbul’da bir ‘insaf düzeni’ kurduk, insaf düzeni oluşturduk.”
“-İnsaf nedir biliyor musunuz; onların bilmediği şey. İnsaf, ‘vicdana ve mantığa dayanan adalet’ demektir.”
“-Her zaman söylerim; Cumhuriyet, yöneticilerin hadlerini bildiği rejimin adıdır. Vatandaş haklarını, yöneticiler de hadlerini bilecek. Cumhuriyet öyle bir rejimdir.”
“-Kim olursa olsun, hangi partiden olursa olsun, halkın oylarıyla seçilmiş bir yöneticiyi haksız, hukuksuz bir biçimde görevden almak, haddini bilmemektir. Milletin iradesini yargı yoluyla dizayn etmeye çalışmak, haddini bilmemektir.”
“-Onlardan ve onların dikte ettirdiği yok hükmündeki kararlardan asla korkmuyorum. Benim sığınacak hakimlerim, savcılarım, mahkemelerim yok. Benim arkamda bu büyük millet var; sizler varsınız, sizler. Bu milletin birliğini inşa etmeye karar vermiş, bu masanın vatansever liderleri ve onların kurduğu Türkiye İttifakı var.”
“-Bugünden itibaren Türkiye için yeni bir dönem açılıyor. Cumhuriyet’in ikinci yüzyılında hep birlikte işimiz çok.”
“-Demokrasisi tahrip olmuş, vatandaşları yoksulluğa mahkûm edilmiş, meclisi çalıştırılmayan, adaleti çökmüş bir ülke olmaktan kurtulacağız. Bu ülkede kurdukları ‘bozuk düzeni’ ortadan kaldıracağız.”
“-Çare belli. Önümüzdeki seçimlerde ülkemizde vereceğimiz karar bellidir. Önümüzdeki seçimler, bu hedefler için çok önemli bir fırsat. Önümüzdeki seçimlerde vereceğimiz karar bellidir. Özgür ve demokratik bir ülkenin kanunlara saygılı vatandaşları mı olacağız, yoksa kapı kulları mı?”
“-Benim umudum var. Herkesin eşit olduğu özgür bir Türkiye için büyük umudum var. Sadece küçük bir azınlığın değil, doğusundan batısına, güneyinden kuzeyine her vatandaşın ülkesinden, devletinden ve yaşadığı yerden mutlu olduğu bir Türkiye hayalim var.”
“-Umudunuz hiç eksilmesin. Birlikte bu karanlık günleri aşacağız. Asla üzülmeyeceğiz; ama daha büyük bir azimle çalışacağız. Asla öfkeye kapılmayacağız ama hep birlikte kararlı olacağız.”
Notlar
“Millet iradesine sahip çıkıyor” temasıyla düzenlenen etkinliğe Altılı Masa’da yer alan Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu sağlık sorunları nedeniyle katılamadı. Kendisine Genel Başkan Yardımcısı Sabri Tekir vekalet etti.
Etkinliğe, Millet İttifakı’nın büyükşehir belediye başkanları, ilçe belediye başkanları, Altılı Masa İstanbul il başkanları ve siyasi parti temsilcileri destek verdi. İBB Başkanı’na destek verenler arasında İmamoğlu’nun eşi Dilek İmamoğlu ile büyük oğlu Selim İmamoğlu da yer aldı.
İmamoğlu, liderleri İBB önünde tek tek karşıladı ve makam odasında ağırladı.