Zaman bu kez hiç de çabuk geçmedi…
20 yıl, dile kolay…
AKP kurulalı 21 yıl olmuş, bir eksiği ile 20 yıldır başımızda.
İktidara gelişlerindeki nedenler ayrıydı…
Vaat ettikleri ayrı…
Neler vaat etmediler?
Bence önemli olan kendilerinden önceki iktidar ve partileri hedef alarak yola koyulmalarıydı.
Evet, programlarında, vaat ettikleri çok şey vardı…
Vardı ama neticede her program paraya dayanıyordu…
İlk yıllar Kemal Derviş’in programının devamı, yani meyvelerin toplanma mevsimi olduğu için “refah yılları”nı kendi hanelerine yazdılar.
Sonra yola koyuldular…
Azıcık “Avrupa” tuzu.
Biraz “Batı Uygarlığı” sosu…
Azıcık “eğitim” salçası…
Biraz da “Sağlık” biberi…
Sandılar ki ülke “abat” olacak…
“Olur gibi” imajı da verdiler.
Özelleştirme yasasında değişikler yapıp, dağı taşı sattılar.
Elde ettikleri paraları plansız-programsız asfalt yollara, köprülere, hastane ve yolcusu olmayan hava limanlarına yatırdılar.
Gün geldi- taş bitti.
İnşaat durdu.
Betonu tamam da, insanı unuttular insanı.
Yani halkı.
Geride kalan yıllar için en büyük özellikleri geçmişi karalamak oldu.
Tüm partilerin ve iktidarların yaptıklarını inkâr ettiler.
Elde malzeme kalmayınca “Tek Adam” rejimine geçtiler.
“Çok adamla” yapamadıklarını bu kez “Tek Adam”la sürdürürken
Bu kez hem eskiyi, hem gelecekte iktidar olacaklara yönelik “karalama” kampanyalarına ağırlık verdiler.
Geldiğimiz nokta belli.
“Tek Adam” döneminin barutları bitti…
Son kuru-sıkılarını deniyorlar…
Sayın Erdoğan’ın her sorunun ucunu açık bırakma siyaseti artık işe yaramıyor.
Yani bizlere yeni bir şeyler söyleyemiyor, yalan, iftira karalama ve yanlıştan başka.
Ne demiş geçmişteki siyasetçilerden biri:
“Güneşin de karanlığı olur”
Zaman, işte o zamandır. Az kaldı.