CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, basın kuruluşlarına verilen cezaları TBMM gündemine taşıdı. Basın kartlarının yeniden kimlik belgesi gibi kullanılmasının sağlanması gerektiğini belirten Gürer’in sorularına Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay yanıt verdi.
Aysel Kanber / Ajans Bizim – Bazı basın kuruluşlarına RTÜK, Basın İlan Kurumu ve İletişim Başkanlığınca baskı ve ceza uygulamaları yapıldığını belirten CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, konuyu TBMM gündemine taşıdı.
Gürer’in, Sözcü TV’ye bir yıldan fazla bir zamandır logo onayı verilmemesi, odatv.com adli sitenin kapatılması, muhalif yayın kuruluşlarında çalışan gazetecilere basın kartlarının verilmemesi ve resmi ilan cezası kesilmesi gibi konulardan oluşan sorularına Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay yanıt verdi.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, yazılı soru önergesinde şu sorularının yanıtlanmasını istedi:
“Tüm evraklarını tamamlamasına ve RTÜK’e başvurusunu yapmış olmasına karşın Sözcü TV’ye 1 yılı aşkın süredir logo onayı verilmemesinin sebepleri nelerdir?
odatv.com bir yılı aşkın süredir, haber bahane edilerek kapalı tutuluyor. Anayasa mahkemesi emsal kararına rağmen “odatv.com” sitesine açılma izin verilmemesinin sebepleri nelerdir?
Tele 1 Genel yayın yönetmeni Merdan Yanardağ’a sarı basın kartı verilmemesinin nedenleri nelerdir?
Aralarında Yeni Asya Gazetesinin de yer aldığı gazetelerde görev yapanlar, müracaatlarına rağmen sarı basın kartı alamadıklarını ifade etmektedirler. Basın kartı verilen basın mensubu sayısı kaçtır?
San basın kartı müracaatları sonuçlandırılamayan kişi sayısı ve bu müracaatların sonuçlandırılmamasının gerekçeleri nelerdir?
1 Ocak 2020 tarihinden bugüne kadar resmî basın ilanı kesilen gazete sayısı ve resmî ilan kesintisi yapılmasının gerekçesi nedir?”
Ömer Fethi Gürer’in önergesini yanıtlayan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Basın İlan Kurumu’nun, 195 sayılı Basın İlan Kurumu Teşkiline Dair Kanunu uyarınca, basın ahlak esaslarına riayet etmeyen gazete ve dergiler hakkındaki ihbar ve şikâyetleri değerlendirip karara bağladığını belirterek, “Bu doğrultuda basında çıkan haber, fotoğraf, köşe yazısı ve yorumları şikâyet üzerine veya resen takip ederek sonuçlandırmaktadır” dedi.
Oktay ayrıca, 29/06/2021 tarihi itibarıyla 15 bin 769 basın kartı sahibi basın mensubu bulunduğunu açıkladı.
Basın kartı yenileme başvurularının diğer basın kartı başvurularında olduğu gibi, Basın Kartı Yönetmeliğinin 18’inci maddesi çerçevesinde ilk inceleme ve bilgi isteme süreçlerine tabi tutulduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, “Süreçler tamamlandığında, başvuru sahiplerine İletişim Başkanlığı tarafından gerekli bildirimler yapılmaktadır” açıklamasında bulundu.
Önerge sahibi CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer ise Türkiye’de basın kuruluşlarının büyük çoğunluğunun ‘yandaş’ tabir edilen konuma getirildiğini iddia ederek, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Yandaş olmayan, doğruya doğru, yanlışa yanlış diyebilen, eleştiren, öneren, yol gösteren basın kuruluşları ile bu kuruluşlarda görev yapan gazeteciler ne yazık ki AKP döneminde ciddi manada baskı altına alınmıştır. Yandaş basın kuruluşlarında, gazetecilikle uzaktan yakın alakası olmayan kişilere sadece yandaş gazetelerde sigortaları yatırıldığı için basın kartı verilirken, yıllarca bu mesleği icra eden ancak çok sayıda gazeteci ne yazık ki sadece muhalif olduğu için basın kartını almaları geciktirilmektedir. Ayrıca yandaş olmayan basın kuruluşlarına hem RTÜK, hem Basın İlan Kurumu hem de İletişim Başkanlığında çeşitli baskı araçlarıyla sindirme politikası izlenmektedir. Merdan Yanardağ gibi kamuoyunun tanıdığı isimlerin hak ettikleri basın kartları dahi verilmezken, Yeni Asya gazetesinde yazan bazı muhabir ve yazarlarında benzer baskı altında olmasının AKP iktidarının yalnız benden olacaksın baskısının yansımasıdır.”
B asın kartlarının resmi kimlik kartı olarak kabul edilmesi için de öneride bulunan Gürer, bir dönem Başbakanlık Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü tarafından medya mensuplarına verilen “Sarı Basın Kartlarının” yeni dönemde Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından düzenlenmesine rağmen, hâlâ resmi kimlik belgesi olarak kabul edilmediğine dikkat çekerek şunları söyledi:
“Son yıllarda turkuaz renkli olarak tanzim edilen, çok sıkı kurallarla, titiz bir incelemeden sonra hak sahibine verilen Basın Kartları, ne yazık ki, birçok kurum ve kuruluşta, resmi kimlik olarak kabul edilmiyor. Bankalardaki işlemler sırasında bu kart geçerli sayılmıyor, genel ve mahallî seçimler sırasında, sandık başında kimlik yerine kabul görmüyor.”