Medya Ombudsmanı Bildirici, “Gazeteciler, ‘erkek adama etek’ lafını unutsunlar, bu sözün kadınlara yönelik ayrımcı bir dil olduğunu hatırlasınlar yeter’ dedi.
Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici, “Karısını taciz eden adama etek giydirdi” haberleriyle ilgili olarak, “Bu haberler hiçbir olumsuzluk ifadesi eklenmeden, hatta pornografik bir dille aktarılınca kadınların aşağılanmasına medya da katkıda bulunmuş oluyor. Medya da kadınlara karşı ayrımcılığı, cinsiyetçiliği yeniden üretmiş oluyor; bu yanlış ‘kültürün’ devam etmesine, yaşamasına, yayılmasına aracı oluyor. Gazeteciler, ‘erkek adama etek’ lafını unutsunlar, bu sözün kadınlara yönelik ayrımcı bir dil olduğunu hatırlasınlar yeter” dedi.
Bildirici, kişisel web sitesinde kaleme aldığı “Medyanın ‘erkek adama etek giydirme’ halleri” başlıklı yazısında, “İstanbul Pendik’te yaşayan bir adamın eşini taciz ettiği gerekçesiyle bir erkeğe sutyen taktırıp etek giydirmesi ve sopayla döverek karakola götürmesini anlatan haber, Hürriyet’ten Habertürk’e, Sputniknews’ten Cumhuriyet’e kadar onlarca haber sitesinde yayımlandı. Adamın zorla eşine çektirdiği görüntülerle birlikte kullanılan bu habere basılı medyada ilgi daha düşüktü. 1 Haziran’da sadece Akşam ve Sözcü gazeteleri, üçüncü sayfada bu habere yer verdi. Aslında medyamızın “etek giydirilen erkek” haberlerine ilgisi yeni değil. Ne zaman, nerede böyle bir hadise olsa “haber değeri” yüksek kabul edilip, hemen sayfalarda yer açılıyor. İnternette “adama etek giydirdi” diye taratınca onlarca haber çıkıyor” ifadesini kullandı.
Faruk Bildirici, “Aslında bu anlayış, sadece kadın giysilerini hakaret ve aşağılama aracı haline getirmiyor; aynı zamanda kadını ve kadınları da aşağılıyor. Erkekleri kadınlardan üstün gören, cinsiyetçi, ayrımcı bir davranış bu. Bu haberlerin tümünde erkekler, başka bir erkekten intikam almak, onu başkalarının önünde aşağılamak için etek giydiriyorlar, bazen sutyen de taktırıyorlar; sonra o giysilerle dolaştırıp ya da fotoğraf çektirip teşhir ediyorlar. Amaç da o erkeği aşağılamak, değersizleştirmek, onurunu kırmak Tamamen erkek egemen kültürün ürünü bir anlayış. Bir erkeğin etek giyip kadın gibi gezmesi erkeklikten çıkmak, erkeğin kadınlaşması anlamına geliyor bu anlayışa göre. Çünkü etek ve sutyen kadın giysileri. Onları giyen de kadın gibi oluyor, kadınlaşıyor!” yorumunu yaptı.
Bildirici, gazetecilerin olayla kendi aralarına mesafe koyması gerektiğini belirterek şöyle devam etti:
“Bu eylemin yanlışlığını bir şekilde vurgulamalı, başlıkta ve haberin aktarımında eylemi meşrulaştıracak, haklılaştıracak ifade kullanmamalı.
Hatırlarsınız eskiden kadın cinayeti haberlerinde ‘namus cinayeti’ ifadesi çok sık kullanılırdı. Bereket bu ifadenin cinayeti gerekçelendirdiği ve meşrulaştırdığı eleştirileri gazeteciler arasında da kabul gördü de artık “namus cinayeti” başlıklarını görmez olduk.
Başka bir örnek, nefret söylemi içeren olayların aktarıldığı haberler. Nefret söyleminin, olumlamadan ve hatta yanlış olduğunun altı çizilerek aktarılması gerekiyor. Aksi halde nefret söyleminin de toplumda yeniden üretilmesine katkıda bulunulmuş oluyor.
Kısacası, ‘erkeğe etek giydirme’ haberlerinin de özenli bir dille yazılması, kadınları aşağılayan bu cinsiyetçi eylemin olumlanmadan aktarılması gerekir. Gazeteciler, ‘erkek adama etek’ lafını unutsunlar, bu sözün kadınlara yönelik ayrımcı bir dil olduğunu hatırlasınlar yeter…”
Faruk Bildirici’nin söz konusu yazısı şöyle:
“Karısını taciz eden adama etek ve sutyen giydirdi! Sokak sokak gezdirdi” haberini internet medyası çok sevdi.
İstanbul Pendik’te yaşayan bir adamın eşini taciz ettiği gerekçesiyle bir erkeğe sutyen taktırıp etek giydirmesi ve sopayla döverek karakola götürmesini anlatan haber, Hürriyet’ten Habertürk’e, Sputniknews’ten Cumhuriyet’e kadar onlarca haber sitesinde yayımlandı.
Adamın zorla eşine çektirdiği görüntülerle birlikte kullanılan bu habere basılı medyada ilgi daha düşüktü. 1 Haziran’da sadece Akşam ve Sözcü gazeteleri, üçüncü sayfada bu habere yer verdi.
Aslında medyamızın “etek giydirilen erkek” haberlerine ilgisi yeni değil. Ne zaman, nerede böyle bir hadise olsa “haber değeri” yüksek kabul edilip, hemen sayfalarda yer açılıyor. İnternette “adama etek giydirdi” diye taratınca onlarca haber çıkıyor. Onlardan bazılarını sıralıyorum:
“Erkek adama etek giydiren şebekeye baskın
Kız arkadaşına evlenme teklif eden adama etek giydirdi
Oğlunu döven adamı kaçırıp etek giydirdi, mermi yutturdu
Çakıcı’nın yakınına etek giydirip bacağından vurdular
Etek giydirme davasında 27 yılla yargılanıyor
Erkek adama etek giydirdiler
Ya tecavüz edeceğim ya da etek giyeceksin
Mahalleli etek giydirip sokakta dolaştırdı
Gençlerin aşk kavgası etek giydirip sutyen taktırdılar
Mafya dehşeti! Pembe etek giydirip kendini vurdurdular
AKP’li başkandan tehdit: Size etek giydiririm
Milletvekiline etek giydirme diyaloğu
Haraç istedikleri işçiye etek giydirip sokakta gezdiren çete”
Daha onlarca haber vardı ama medyanın “erkeğe etek giydirme” mevzuunu ne kadar sevdiği bu başlıklardan da yeterince anlaşılıyor sanırım.
Kadına hakaret ve aşağılama
Bu haberlerin tümünde erkekler, başka bir erkekten intikam almak, onu başkalarının önünde aşağılamak için etek giydiriyorlar, bazen sutyen de taktırıyorlar; sonra o giysilerle dolaştırıp ya da fotoğraf çektirip teşhir ediyorlar. Amaç da o erkeği aşağılamak, değersizleştirmek, onurunu kırmak…
Tamamen erkek egemen kültürün ürünü bir anlayış. Bir erkeğin etek giyip kadın gibi gezmesi erkeklikten çıkmak, erkeğin kadınlaşması anlamına geliyor bu anlayışa göre. Çünkü etek ve sutyen kadın giysileri. Onları giyen de kadın gibi oluyor, kadınlaşıyor!
Aslında bu anlayış, sadece kadın giysilerini hakaret ve aşağılama aracı haline getirmiyor; aynı zamanda kadını ve kadınları da aşağılıyor. Erkekleri kadınlardan üstün gören, cinsiyetçi, ayrımcı bir davranış bu.
Etek, siyaset ve mafyanın da dilinde
Hem o kadar yaygın bir anlayış ki, siyaset dünyasına bile sirayet ediyor. Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, AKP Genel Sekreteri iken HDP’ye “Size etek giydirip gezdiririz ama bu ülkeyi böldürmeyiz” demişti.
Eski Genelkurmay Başkanı ve Kilis Bağımsız Milletvekili Doğan Güreş de Refahyol döneminde bir gensoru oylaması öncesi oyunun rengini soran gazetecilere “Oyumu beğenmezseniz bana etek giydirirsiniz” diyerek, başka açıklama yapmak istemediğini söylemişti. Fakat Güreş beklentilerin tersine gensoru oylamasına katılmayınca, ANAP Milletvekili İmren Aykut, “Yazıklar olsun. Doğan Güreş gibi bir paşaya bu yakışır mı? Bu tavrından sonra ona etek giymek yakışır” diye tepki göstermişti. Güreş, Aykut aleyhine açtığı tazminat davasını da kaybetmişti.
Alaattin Çakıcı’nın geçen yıl infaz affıyla cezaevinden tahliye edilmesinin ardından sosyal medyada “Çakıcı’nın Sedat Peker’e etek giydireceğini söylediği” paylaşımları yayılmıştı. O sırada yurtdışına kaçmış olan Sedat Peker, bu sözlere bir videoyla cevap vermiş, özetle şunları söylemişti:
“Böyle söylediğini zannetmiyorum ancak çok konuşulduğu için söylemekte fayda var. Ağaları, paşaları, kralları, her kim olursa olsun hepsi yan yana gelseler de yapabilecekleri tek şey, bana giydirecekleri tek şey; Küçük Sedat’a prezervatiftir.”
Ama Sedat Peker, bir süre sonra Alaattin Çakıcı’yı telefonla aradı ve “Geçmiş olsun” dileğinde bulundu. Böylece “etek giydirme” söylentisi de kapanmış oldu.
“Etek erkeğin kâbusudur”
Sosyal antropolog ve yazar Tayfun Atay, erkeğe etek giydirilmesini “Erkek iktidarının en keskin şiddetle dışavurumlarından biri” olarak tanımlıyor. Atay, Cumhuriyet gazetesinde 6 Ekim 2017’de kaleme aldığı yazıda, o günlerde yayımlanan “Mafya dehşeti! Pembe etek giydirip kendini vurdurdular” haberini şöyle değerlendiriyordu:
“Etek, erkeğin kâbusudur. Erkek ağlamaz, gülmez ve zinhar etek giymez! Ha, bir de ‘pembe’den uzak durur tabii. Erkek iktidarının en keskin şiddetle dışavurumlarından biri nedir diye sorsanız, erkeğe etek giydirmek derim.
Çünkü bununla bir erkeğin erkekliğini elinden alıp onu yaşarken ölmüş hale getirmezsiniz sadece… Bu, aynı zamanda erkek iktidarının ezeli mağduru, mahkûmu ve mazlumu kadını da aşağılama yolunda en çarpıcı eylemdir.
Karşımızda etek giymiş¸ ‘aşağılık’ bir ‘kadın gibi erkek’ vardır! Fakat ‘kadın gibi’likle tek bir erkeği aşağılarken aslında tüm bir kadınlığı ve bütün kadınları aşağılamış olursunuz.
Ama elbette ateş düştüğü yeri yakar, gel de sen bu söylenenleri mensubu olduğu mafya örgütünün ‘baba’sına ihanet ettiği için ‘pembe etek’ giydirilip sosyal medyada ele güne teşhir edilen adama anlat bakalım!..
Önceki gün basından öğrendiğimize göre ona silah zoruyla ‘Yediğim ekmeğe şerefsizlik yaptım’ da dedirtmişler. Sonra yine zorla, eline tutuşturulan silahla kendi bacağına bir de kurşun sıktırtmışlar. Soruyorum, acaba seçme hakkı verselerdi bu üç cezadan hangisini ‘seçmezdi?’ Ne dersiniz, cevap hepimizce malum değil mi?”
Görüldüğü gibi, Atay da “erkeğe etek giydirme”nin tüm kadınları aşağılamak anlamına geldiği kanısında.
Etek haberleri cinsiyetçiliği yeniden üretiyor
Gelelim “erkeğe etek giydirilmesi” konusunda medyanın tutumuna. Madem “erkeğe etek giydirmek”, aslında tüm kadınları aşağılamak anlamına geliyor; medyanın bu haberleri bu denli aktarması doğru mu?
Bence doğru değil. Bu haberler hiçbir olumsuzluk ifadesi eklenmeden, hatta pornografik bir dille aktarılınca kadınların aşağılanmasına medya da katkıda bulunmuş oluyor. Medya da kadınlara karşı ayrımcılığı, cinsiyetçiliği bu yeniden üretmiş oluyor; bu yanlış “kültürün” devam etmesine, yaşamasına, yayılmasına aracı oluyor.
Bütün yanlışlıklar, olumsuzluklar hakkındaki haberlerde olduğu gibi “erkeğe etek giydirme”
haberlerinde de gazeteciler, olayla kendi aralarına mesafe koymalı. Bu eylemin yanlışlığını bir şekilde vurgulamalı, başlıkta ve haberin aktarımında eylemi meşrulaştıracak, haklılaştıracak ifade kullanmamalı.
Hatırlarsınız eskiden kadın cinayeti haberlerinde “namus cinayeti” ifadesi çok sık kullanılırdı. Bereket bu ifadenin cinayeti gerekçelendirdiği ve meşrulaştırdığı eleştirileri gazeteciler arasında da kabul gördü de artık “namus cinayeti” başlıklarını görmez olduk.
Başka bir örnek, nefret söylemi içeren olayların aktarıldığı haberler. Nefret söyleminin, olumlamadan ve hatta yanlış olduğunun altı çizilerek aktarılması gerekiyor. Aksi halde nefret söyleminin de toplumda yeniden üretilmesine katkıda bulunulmuş oluyor.
Kısacası, “erkeğe etek giydirme” haberlerinin de özenli bir dille yazılması, kadınları aşağılayan bu cinsiyetçi eylemin olumlanmadan aktarılması gerekir. Gazeteciler, “erkek adama etek” lafını unutsunlar, bu sözün kadınlara yönelik ayrımcı bir dil olduğunu hatırlasınlar yeter…