Ülkede ekonominin dibe vurması sonucu piyasada her şey alt üst oldu, halk fakirlikten yanıp kavruluyor.
İki yıl önce ekonominin direksiyonuna geçirilen kişi, yani Nebati Bey fren yerine gaza basınca, araba KKM rezaletine tosluyor.
Akılla yönetilmesi gereken hazine ne hazindir ki, “Işıltılı gözler”e teslim ediliyor…
İşler daha da sarpa sarınca, bu kez yine yeni bir şoför aranıyor.
Ve gözler bu sefer eski şoföre çevriliyor.
Yani Mehmet Şimşek’e…
Bu noktada benim anlamadığım tek şey, direksiyonu 5 yıl önce bırakan, hatta “görevden alınan” eski şoför Şimşek’in yeniden göreve davet edilmesi.
Adam “Ekonomiye Saray müdahale etmemeli” imasında bulundu diye görevden alındı, şimdi değeri yeniden anlaşılmış olmalı ki, tekrar direksiyon başına davet ediliyor.
Peki 85 milyonluk halkımız arasında, ekonomiden anlayan ikinci bir Şimşek yok mu?
Adam zaten Londra’da yaşıyor.
Şimşek’de sihirli bir değnek varmış sanki…
Saray’ın mutlak sahibi devlet yönetimini, hele hele ekonomiyi bir ay uzmanına bıraksa mesele kalmayacak…
Ama nerde?
Saray’ın mutlak hâkimi her zaman son kararı veriyor…
Orta hakem yetkisiz…
Yan hakemler etkisiz…
Kendin çal, kendin oyna…
İyi de, ekonomide işler böyle gitmez ki…
Gitmedi de…
Saray’da yıllardır görevli “jöleli arkadaş” gibilerinden görüş alırsan sonu da böyle olur.
Ne demişti o “jöleli uzman” 7-8 yıl önce:
“Doların değerini kısa zamanda bir liraya düşüreceğiz”
Al sana 1+ 19=20 lira…
Daha çok Şimşek’ler ararsınız…
Bu arada sakın ha “At izi, it izine karıştı” deyip, bohçasını toplayan ve Hazine’nin başından aniden ayrılan Damat Bey’in de kulaklarını çınlatmadan etmeyin.
Az günahı yoktur yani Damat Bey’in…
Hele hele Hazinenin arka kapısından satılan milyar dolarlar konusunda…
Nerden, nereye????
Şimdilerde, daha sağlıklı düşünme şansımız oluyor…
Ekonominin yönetimi konusunda, ne kadar da çok “Hint kumaşları” varmış meğer ülkemizde …
Keşke bazıları değil, çoğu “fason” çıkmasaydı…