Geçtiğimiz kısa bir zaman diliminden derlediğim anlamlı çocuk gözlemlerimi sizinle paylaşmak istiyorum. Çocuklardaki özgün çözümlerin büyüklere yol göstereceğini sanıyorum. Bu yaşanmış örnekleri görünce insan, “Çözüm Çocuklarda” demeden edemiyor. “Çocuktan al haberi” sözünün doğruluğu da böylece pekişmiş oluyor. Çocukların kantarı hep doğru tartar.
Ahmed Arif, “33 Kurşun” adlı ağıt şiirine şöyle başlar:
“Kirvem, hallarımı aynı böyle yaz”
Ben de, geleceğimiz olan çocukların dünyalarından dışa vurmuş kurşun gibi örneklerini aynı öyle göstereceğim. Buradakiler bence kurşundan daha yaralayıcı.
İlkokul birinci sınıf öğretmeni öğrencilerinden ailedeki kişilerin resimlerini yapmalarını ister. Öğrencinin biri, babasını kolsuz yapar. Öğretmen bunun nedenini sorar. Küçüğün büyük yanıta bakınız:
“Annemi dövmesin diye!”
Kaç kurşunluk bir resim dersiniz? Atom bombası olmasın?
Geçtiğimiz 23 Nisan Bayramı dolayısıyla kimi yöneticilerin koltuklarına çocuklar oturdu. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı koltuğuna oturan bir kız öğrencinin isteği aylardır unutulmadı:
“Çalışanlar, güne bir şiir okuyarak başlayacak!”
Büyükler, kendini büyük sananlar lütfen bunun notunu alsın.
Anaokuluna giden Yağmur’a bir gün soruldu:
“Okulda en çok hangi arkadaşını seviyorsun?”
Yanıta bakınız:
“Ama ben bütün arkadaşlarımı seviyorum!”
Damla dört yaşındaydı. Kalp doktoruna gitmesi gerekiyordu. Doktor Damla’ya:
“Şimdi kalbinin sesini dinleyeceğim, kalbine bakacağım” der. İşlem sonunda Damla doktora sorar:
“Atatürk’ü de gördün mü?”
Sevenlerin kalbinde Atatürk mutlaka vardır.
Okula yeni atanan öğretmen dördüncü sınıf öğrencileriyle tanışıyor. Onlara, babalarının ne iş yaptıklarını soruyor. Bir, iki… Üçüncü de bir başka öğrenci söz alıyor:
“Öğretmenim, annelerimizin ne iş yaptıklarını neden sormuyorsunuz?”
Öğretmen, ilk dersi verecek yerde ilk dersi öğrencisinden alıyor!
Örnekleri çoğaltabiliriz ama sonuç değişmiyor. Lütfen önce çocukları dinleyelim. Çünkü:
Çözüm çocuklarda! Kuşkusu olanlara, Çocuklar Yönetimde adlı çocuk kitabını okumaları salık verilir.