Kim ki Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın kulağına “adalette reform” ve “ekonomide yapısal değişim” diye fısıldamışsa, uygun zamanı ıskalamış olmalı.
Hatta çok geç kalmış…
Çünkü, Milli Paramız TL’nin yerlerde sürünmesi yeni değil.
Hukukun “guguk”laşması 2016 yılından bu yana giderek tepelere tırmanmıştı zaten…
Yine de, ekonomi ve hukuktaki reform çok ani tedavüle kondu.
Aslında uygun zaman 4 yıl önceydi ve bu reformlar o zaman başlasaydı, hem inandırıcı olurdu, hem de kalıcı.
Üstelik ekonominin böylesine umulmadık şekilde dibe vurması yaşanmazdı.
Dahası, ABD-Avrupa Birliği ve AİHM kıskacına girmezdik.
Yani sorunlarımızın çözümünde ne Amerika ve ne de Avrupa muhatabımız olurdu.
Şimdi ise Batı dünyası tam da karşımızda.
Hem iç, hem de dış sorunlarımızı dizi dizi.
Yani uzak doğudaki sorunlar şu günlerde dillendirilmiyorsa da iki üç ay içinde önümüze getirilecek.
Bundan kimsenin kuşkusu olmasın.
Zaten Sayın Erdoğan da bunu inkâr etmiyor ve çözümün adresi belli olduğundan dümeni Avrupa’ya kırdığını açık açık “telaffuz” ediyor.
Kanıt: Saray, ya da Külliye sözcüsü Kalın’ın süratle Avrupa Birliğine “turistik” olmayan ani ziyareti…
Bir diğer kanıt ABD’nin yeni başkanı Biden ve kabinesinde yer alacak isimlerin, Türk TV ekranlarında şakımaya başlamaları, yönümüzün uzun süre batıya dönük olacağının bariz işaretleri..
Yani Avrupa ve Amerika’nın önce adalet-hukuk, sonra da ekonomide yapısal reformlar konusunda Türkiye’ye tam pres uygulamaya kararlı olması sonucu uzun süre gündemimizi işgal edeceği sanılıyor…
Geç mi kalındı?
Evet.
Çözüm yok mu?
Hayır, var.
Hatta ana muhalefet dahil, tüm partilerin çözüme ulaşma konusunda ellerini taşın altına koymaları şart.
Nedeni çok açık.
Türkiye’nin insan haklarından başlayan hukuk-adalet alanında, doların azmasından dolayı ekonomi konusunda, alaturka dış politikaları uygulama meselesinde ise masaya konan tüm sorunları çözüme ulaştırmak kolay değil.
Hele hele yanlış politikalar nedeniyle nerdeyse tüm dünyayı karşınıza almışsanız.
Çözüm daha da zorlaşmış demektir.
Bu açıdan, yeni denediğimiz ve kısa zamanda çuvalladığımız yarı başkanlık sisteminin getirdiği sorunların altından kalkmak için herkesin elini taşın altına koyması gerek
Aksi olduğunda, bir erken seçimi 2021 ortalarında görmek kaçınılmaz olur.
Şimdilerde “Bize Batı’nın baskısı vız gelir” klişesinin tekrarlamanın zamanı değil…
Hele “Eyyy Amerika… Ey Avrupaaaa” diye vızvızlanmanın hiç ama hiç zamanı değil…