Doç. Dr. Esra Arsan, Enver Aysever’e, “Değerli işler yapan Faruk Bildirici’nin üniversitede ders vermesiyle belediyelerde kafanıza göre ders açıp para kazanmak çok farklı, sapla samanı karıştırmamak gerek” dedi.
Doç. Dr. Esra Arsan, Medya Ombudsmanı Bildirici ile tartışmasında kendisini ‘jüri’ olmaya davet eden Enver Aysever’e yanıt verirken, “yoktan iş var edilerek yandaş gazetecilere belediyelerden kamu fonu aktarmanın kabul edilemez olduğunu” vurguladı.
T24’ün haberine göre, Gazetecilik üzerine akademik çalışmalar yapan Doç. Dr. Esra Arsan, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden “Yaşam Boyu Eğitim Projesi” kapsamında “okur yazarlık” atölyesini adrese teslim ihaleyle aldığı öne sürülen Enver Aysever‘in belediyelerle mali ilişkiye girmesini etik bulmayan Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici‘ye yönelik iddialarını eleştirdi. Esra Arsan, tartışmada kendisini ‘jüri’ olmayı teklif eden Enver Aysever’e “Bir üniversite veya meslek okulunda ders vermekle, kamu hizmeti yapan belediyelerde kafanıza göre ders açıp, para kazanmak çok farklı şeyler. Sapla samanı karıştırmamak gerek derim” karşılığını da içeren gazetecilik etiği üzerine bir yanıt verdi.
İhale iptal edildi, Cumhuriyet Aysever ile yollarını ayırdı
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin “Yaşam Boyu Eğitim Projesi” kapsamında kurulacak olan “okur yazarlık” atölyesi için “adrese teslim ihale” iddialarını içeren haberlerin çıkması sonrasında belediye ihaleyi iptal ederken, Cumhuriyet de gazetede köşe yazısı yazan Enver Aysever’le yollarını ayırdı.
Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici, konuya ilişkin olarak 16 Mart 2021’de kaleme aldığı yazıda, “Enver Aysever belediyelerle mali ilişkiye girmemeliydi” düşüncesini dile getirdi. Aysever, yazısının yayımlanmasından yaklaşık 2,5 ay sonra, Bildirici’ye sosyal medya hesabından ağır ifadelerle hitap ederken çeşitli iddialar yöneltti.
Aysever’den Bildirici’ye: ‘Basın utanmazı’ ilan edeceğim
Aysever sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlarda Bildirici’ye yönelik olarak özetle, “‘Havuz medyasından farkınız var mı? Ya da oturduğu yerden sallayan Ahmet Hakan, Fatih Altaylı, Necati Doğru gibi ilkesiz misiniz? Gelin Aykırı Sorular yapalım. Pusu yok mertçe. Eğer gelmezseniz sizi basın utanmazı ilan edeceğim. Biraz vicdanınız, haysiyetiniz varsa çıkın karşıma ve yazdığınız yazının hesabını verin. Basında kafayı kuma gömüp kaçmak var mı? Yoksa size bu yöntemi eski yayın yönetmenleriniz mi öğretti” ifadelerini kullandı.
Aysever izleyen günlerde, yine Twitter hesabından İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin soruşturma için gönderdiği savunmaya ulaştığını, savunmanın hakkındaki iddiaların asılsız olduğunu ortaya koyduğunu öne sürdü, ancak söz konusu metni paylaşmadı. Aysever, bu mesajını defalarca retweet ederken, “Faruk Bildirici’nin Başkent Üniversitesi’nin kurucusu Prof. Dr. Mehmet Haberal’dan ne kadar para aldığı, Haberal’ın patronu olmasının gazetecilik etiğine uyup uymadığı” iddialarını içeren mesajlar paylaştı.
Enver Aysever’in iddiası üzerine Faruk Bildirici, 2017 ve 2018 yıllarında Başkent Üniversitesi’nde her biri üç ay olan dönem başına 2 bin lira alarak ders verdiğini açıkladı. Bildirici, “Başkent Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde 2017 ve 2018 eğitim öğretim yıllarında, ‘Güncel Medya Sorunları’ dersi verdim. Bu derslerin karşılığında, dönem başına (3 aylık süre) yaklaşık 2 bin lira ücret aldım” dedi.
Arsan: Her gazetecilik okulu Bildirici’yi sınıflarında görmek ister
Cumhuriyet gazetesi ve Faruk Bildirici hakkında suç duyurusunda bulunacağını söyleyen ve Bildirici’nin açıklamasını alıntılayan Aysever, “Faruk Bildirici, eğer bunlar meslek suçuysa hangi basın mensupları mesleği bırakmalı? Haberal’dan para aldığınız halde ombudsman yazıları yazmaya devam edecek misiniz? Yanıtlarınızı bekliyorum” paylaşımını yaptı. Aysever ayrıca, Prof. Dr. Yasemin İnceoğlu, Doç. Dr. Esra Arsan, Prof. Dr. Haluk Şahin ve gazeteci Gökmen Karadağ‘ın tartışmada jürilik yapmasını önerdi.
Esra Arsan, Enver Aysever’e yanıt verirken, “Belediyelerde, parti yandaşı gazeteci ve yazarlara yoktan iş var eden birtakım öğretim programları açıldığını ve bu sayede yandaş yazar-çizere kamunun fonlarının aktarıldığını duyuyoruz” dedi. Böyle durumların “kabul edilemez, usulsüz ve yanlış” olduğunu vurgulayan Arsan, “eğitim değil hizmet kurumları olduğunu vurguladığı belediyelerde kafasına göre ders açarak para kazanmakla üniversitede ders vermenin aynı şey olmadığını” vurguladı.
Doç. Dr. Esra Arsan’ın, Aysever’in Twitter’da yaptığı jüri önerisi üzerine aynı mecrada verdiği yanıtlar şöyle:
“Sayın Aysever, kıdemli bir gazetecinin alan öğrencilerine mesleğine ilişkin ders vermesi dünyanın her yerinde rastlayabileceğiniz bir durum. Medya/iletişim/gazetecilik öğrencilerinin pratiğe ilişkin deneyimleri dinlemeleri ve meslek inceliklerini öğrenmeleri açısından önemli.
Faruk Bildirici, yıllardır gazeteci ve medya ombudsmanı olarak çok değerli ve önemli işler yapıyor. Gazetecilerin etik, sorumlu ve hesap verir şekilde mesleklerini icra etmeleri konusunda ısrarlı ve sistematik çalışmalar ortaya koyuyor. Bu nedenlerle, her gazetecilik okulu onu misafir öğretim elemanı olarak sınıflarında görmek ister. Bildirici de kendi eleştirel düşüncelerine değer veren bir üniversite tarafından iki dönem misafir hocalık yapmış. Emeği karşılığında da anlaşılan çok cüzi/sembolik bir ücret almış.”
“Parti adı gözetmeksizin, yandaş gazetecilere kamu fonu aktarılması kabul edilemez”
“Ben burada sorunlu bir durum göremedim. Buna mukabil, belediyelerde, parti yandaşı gazeteci ve yazarlara yoktan iş var eden birtakım öğretim programları açıldığını ve bu sayede yandaş yazar-çizere kamunun fonlarının aktarıldığını duyuyoruz. Parti adı gözetmeksizin, bu durum kabul edilir bir şey değil. Sizin özelinizde yazılan haberleri okudum. Keza Özışık kardeşler ile ilgili haberleri de… Belediyeler eğitim değil, hizmet kurumlarıdır. Halktan toplanan vergilerle yandaş yazarlara fon aktarılıyorsa, bu yanlış ve usulsüzdür. Umarım mahkeme sonucu dediğiniz gibi, gerçeklerin ortaya çıkmasına vesile olur. Sonuç olarak, bir üniversite veya meslek okulunda ders vermekle, kamu hizmeti yapan belediyelerde kafanıza göre ders açıp, para kazanmak çok farklı şeyler. Sapla samanı karıştırmamak gerek derim. Saygılar herkese.”
