Cuma günü açıklanması beklenen ekonomik reform paketinde yatırımcılara teşvik ve kamuda tasarruf önlemleri öne çıkıyor. Ekonomistler ise “istikrar ve güven ortamı” sağlanmadıkça reformun hedefe ulaşmayacağı görüşünde.
2021 yılını “reform yılı” ilan eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ekonomik reform paketini Cuma günü açıklaması bekleniyor. Covid-19 salgını etkisiyle krizin iyice derinleştiği ekonomiyi kurtarmak için hazırlanan reform paketinin “hızla uygulamaya geçilmesi” hedefleniyor.
Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın ekonomi dünyasının tüm temsilcileriyle görüşerek çerçevesini çizdiği ve yol haritasını oluşturduğu reform paketinin iki temel ayağı ayağı var: Yerli ve yabancı yatırımcıya teşvik ile kamuda tasarrufun yaygınlaştırılması.
DW Türkçe’den Hilal Köylü’nün haberine göre; yatırımcıları teşvik için hükümetin uzun süredir üzerinde çalıştığı ve ülke geneline yayılması planlanan “yatırım ofisleri”nin aktif hale getirilmesine dönük adımlar pakette yer alıyor. Yatırımcılara “bedelsiz arsa, vergi indirimleri, ucuz kredi” olanağı sunulmasının ayrıntılarını içeren pakette, Covid-19 salgınından en fazla etkilenen sektörlere öncelik tanınması isteniyor.
Vergi borcu yapılandırmasında yeni düzenlemelere gidilmesinin öngörüldüğü pakette, borçlara yeni ertelemeler gündeme gelebileceği, kısa çalışma ödeneğinin de Haziran ayına kadar uzatılabileceği üzerinde duruluyor.
Makam araçlarının azaltılmasından, makam odalarının daraltılmasına kadar son iki yıldır kamuda tasarruf tedbirlerini öne çıkaran Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu pakette de “kamuda tasarruf” vurgusu yapması bekleniyor. Bu konuda bugüne kadar üst üste genelgeler yayımlayan, tasarruf rehberleri çıkartan hükümetin yeni dönemde ‘tasarruf tedbirleri’ni hangi kalemler üzerinden yürüteceği ise merak konusu.
“Reform samimi değil”
Peki en büyük hedefi enflasyon ve cari açıkla mücadele olarak belirlenen paketin hedefine ulaşması mümkün mü? Ekonomist Mustafa Sönmez; paketin başarılı olamayacağını düşünenlerden. Nedeni de DW Türkçe’ye “Bugün Türkiye’nin en önemli sorunu, yatırım ortamının iyileştirilmesinden önce ya da kamu bütçesinde tasarrufa gidilmesi önleminden önce istikrar, önünü görebilmektir. Yatırımcı önce faizlerin ne olacağını, dövizin fiyatının ne olacağını bilmek durumundadır” sözleriyle anlatıyor.
Son üç yıldır Türkiye’de “döviz fiyatı, faizler, dövize-altına hücum” ekseninde yoğun dalgalanmalar yaşandığını hatırlatan Sönmez, böyle bir dalgalanmanın yatırımcıların uzun vadeli yatırım planlaması yapmasını engellediğini anlatıyor.
Sönmez, “Kamu harcamalarında disiplin de bozuldu. Pandeminin de etkisi oldu ama pandemi şartlarında sosyal harcama yapmak yerine daha farklı, krediye erişimi kolaylaştıran yollara gittiler. Kamu borçlanmasını hızlandırdılar. Buradan kaynaklanan çok ciddi bir kamu maliyesi bozulması yaşandı. Bunun da disipline alınabilmesi kolay değil” diyor.
Sönmez’e göre gelinen noktada Türkiye’de yatırımcıya güven verecek, ekonomide istikrar sağlayacak bir hükümet yok. Sönmez, Türkiye’deki yönetimi “Sürekli dalgalanan, telaş içinde günü kurtarmaya çalışan, iktidarda kalmak için her tür pragmatizme başvuran bir yönetim” olarak tanımlıyor.
Sönmez, yeni reform paketinin şansının olmadığını öngörürken, beklentisini “Türkiye’nin çıkar yolu; mutlaka bir sandık iradesine yeni baştan gitmek ve güvenilir, kalıcı, istikrar vadeden yeni yönetime kavuşmasıdır” sözleriyle anlatıyor.
“Ekonomi marş basmıyor”
Ekonomi yazarı Ozan Gündoğan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yarattığı beklentinin aksine kamu sektöründe harcama azaltıcı gibi radikal önlemlerin alınması mümkün değil. Covid-19 salgınının etkisiyle üreticilerin ciddi kriz içinde olduğunu belirten Gündoğdu, bunun nedeninin de “talep yönlü kriz” olduğunu söylüyor.
“Çünkü tüketicilerde para yok. Böyle bir durumda büyümeyi finanse edecek güç kamu sektörü oluyor ama sektörün Erdoğan’ın yarattığı beklenti gibi harcama azaltıcı önlemler alması mümkün değil” diyen Gündoğdu, bunun nedenini de Türk ekonomisini otomobile benzeterek anlatıyor:
“Türkiye ekonomisini otomobile benzetirsek, otomobilin motoru marş basmıyor. Otomobil ancak arkadan ittirilerek ilerliyor. Bu ittirme işi de kamuya kalmış durumda. Bunun bedeli de; çok miktarda bütçe açığı verilmesi, bu açığın borçla finanse edilmesi.”
Gündoğdu kamu borçlarında son iki yılda yüzde 100’e yakın artış olduğunu, bütçe açığının da 172 milyar lira gibi “rekor bir seviyeye” ulaştığını söylüyor.
Son dönemde popülerleşen kamu-özel işbirliği projelerinin de ekonomiye büyük yük olduğunu anlatan Gündoğdu, Sağlık Bakanlığı’nın bütçesinin yüzde 13,5’unu şehir hastanelerine ayırmasını örnek gösteriyor. Gündoğdu, “Sadece şehir hastaneleri de değil, köprüler, otoyollar ve taahhütleri. Onlara yıllarca harcanan paralardan bahsediyoruz. Bu paralar bütçe içinde ciddi bir yüke dönüşmüş durumda. Bu yük, ekonomik olarak da anlamsız. Büyümeyi finanse etmediği gibi halkın cebinden çok ciddi bir kaynağı alıp söz konusu bu kesimlere aktarıyor” diyor ve reformun bu sorunu nasıl çözeceğini soruyor.
Kamuda tasarrufa cumhurbaşkanlığından başlanması gerektiğini savunan Gündoğdu, Türkiye’nin cumhuriyet tarihinde ilk kez cumhurbaşkanlığına ait büyük uçak ve helikopter filoları, lüks otomobil ve personel kullanımıyla karşı karşıya kaldığından yakınıyor. Bu tür lüks kullanımların belediyelere, valiliklere, kaymakamlıklara sıçradığının altını çizen Gündoğdu, “Bu da ayrı bir sorun. Güçlü olduğunu sürekli hissettirme ve bunu hissettirirken de para harcamak zorunda hissetme sorunu. Hâlâ zenginiz görüntüsünü sürekli korumaya dönük bir politika. Bu politikadan vazgeçileceği konusunda kamuoyunun ikna edilmesi gerekiyor” tavsiyesinde bulunuyor.
Cumhurbaşkanlığı araçları
Cumhurbaşkanlığı bu yıl içinde satın alacağı 47 yeni taşıt ile mevcut kara ve hava taşıtlarının bakım onarımı ve giderleri için bütçeden 183 milyon 600 bin lira harcayacak. Ankara ve İstanbul’daki saray ve binaların bakım ile onarımı için de bu yıl 60 milyon lira harcanması bekleniyor.
2021 yılı yatırım programına göre, Cumhurbaşkanlığı’nın devam eden projelerine 250 milyon, yeni projelere de 198,6 milyon olmak üzere genel bütçeden toplam 448 milyon 600 bin lira ödenek kullandırılacağı bilgisi kamuoyuyla daha önce paylaşılmıştı.