Memleketin bir sürü sorunu arasında öncelik alan konuya bakar mısınız?
Cari açık, terör, İsrail ile kötüleşen ilişkiler, Suriye ve Libya’daki belirsizlik, bunların hiçbirisi bizi bedelsiz kadar meşgul etmiyor. Neden?
Yukarda saydıklarım, nüfusumuzun tamamını ilgilendiriyor. Bedelli ise paralı küçük bir zümreyi.
İşte önceliğin sebebi; bu mutlu azınlığın eksilmemesi gereken yaşama sevinci…
Hükümet içinden bazı yetkililerin bu konuyu devamlı sıcak tuttuğunu son zamanlarda hayretle izliyoruz. Daha şaşırtıcı olan; kendisini sosyal demokrat olarak tanımlayan, işçinin, emekçinin temsilcisi olduğunu söyleyen muhalefet partisi de bu konuyu destekleyen açıklamalar yapıyor.
Oysa bedelli askerliğin söz konusu olduğu ülke, hiçbir askeri riski bulunmayan İsviçre veya Lüksemburg değil, her türlü terörist faaliyetin göbeğindeki Türkiye.
Böyle bir ortamda para geçer mi?
Vicdani redcileri bir tarafa ayırıyoruz. Bu asker kaçağı vatan hainleri, savaş değil barış istiyormuş. Sanki biz savaşmaya ve can vermeye meraklıyız. Terörü üzerimize çekmek ve ölmek bizim en zevk aldığımız bir durum! Bu saçmalık, onların oyalandığı konu olmaya devam edecek gibi görünüyor.<br />Gelelim parası olan ve bu işten muaf tutulmak isteyen diğer gruba.
Her gün şehit haberleri gelen bölgeye, sizin yerinize birileri gönüllü olarak ölmeye gidecek ki; sizin paranız iş yapsın ve askerlikten yırtın.
İktidardaki ve muhalefetteki partilerin, bu beleşçilere benzer şeyler söylemesi gerekmez mi?
Hani oy amaçlı söylemler devreye giriyor desek, ortada seçim yok ki, askerliğini koşa koşa yapmaya giden çoğunluk yanında bunların bir oy değeri olsun. Oradan gelecek oyun yüz katını kaybetme riski ise her zaman ihtimal dahilindedir.
Neticede; bu kadar vatansever Türk ailesini ve binlerce şehidi yok sayarak alınacak “bedelli” kararı, bu işin sorumlularını er ya da geç sıkıntıya sokacaktır.