Saim Tokaçoğlu / Bizhaberiz – Fotoğraf sanatçısı Dursunali Sarıkoç bugün (28 Ağustos 2016) hayata gözlerini yumdu.
Dursunali Sarıkoç’u kendi kaleminden okuyalım:
“ÖZGEÇMİŞİM
1951 yılının Eylül ayında Trabzon’un Petekli Köyü’nde dünyaya gelmişim. Yeşile ve Karadeniz’e olan aşırı tutkum sanırım bu yüzdendir. Babam gurbette olduğu için çocukluğum dedemin yanında geçti. Yemyeşil fındık bahçeleri ile çay bahçelerinde güle oynaya dolu dolu bir çocukluktu o yıllarım. Okul çağına gelmeden okuma yazmayı öğrendiğim için köydeki ilkokul öğretmenim benim başarılı bir çocuk olduğumu düşünüp ikinci sınıfa kaydımı yaptırdı.
Babam o yıllarda Ankara’da gurbetteydi. İnşaat işleriyle uğraşıyor ve para biriktirip Ankara’da aileyi bir araya getirmek için çaba harcıyordu. İlkokulu bitirdikten sonra öğrenimime devam etmek üzere babamın yanına Ankara’ya geldim. O sıralar babam Çankaya’da kendi yaptığı küçük bir gecekonduda oturuyordu. Gençlik yıllarım burada geçti diyebilirim. Ortaokulu Ayrancı Ortaokulu’nda, liseyi ise Çankaya Lisesi’nde okudum. Okul sıralarında resim yapmayı çok seviyordum ve resme karşı büyük ilgim vardı. Resim öğretmenim yaptığım resimleri okulun duvarlarına astığı zaman dünyalar benim oluyordu ve kendime olan güvenim daha da artıyor ve bu başarılar beni daha yeni arayışlara yöneltiyordu. Zamanla resme karşı olan ilgim fotoğrafa yöneldi. Ailemden habersizce biriktirdiğim harçlıklarımla kendime BERİETTA marka kompact bir makine aldım ve 1971 yılından itibaren fotoğraf çekmeye başladım. Okuldan kaçarak fotoğraf çekmeye gittiğim zamanlar artık iyice sıklaşıyordu. Artırdığım harçlıklarımı da kendimi geliştirmek ve yetiştirmek amacıyla fotoğrafla ilgili dergi, kitap ve gazetelere harcıyordum. Daha sonra İFSAK’ın “Çocuk ve Oyun” konulu bir fotoğraf yarışması düzenlediğini öğrendim ve bu yarışmaya katılmaya karar verdim. Büyük bir heyecanla fotoğraflarımı hazırladım ve yarışmaya gönderdim. Yarışma sonuçları geldiğinde bir fotoğrafımın sergilenmeye değer görüldüğünü öğrendim ve çok sevindim. Bir zamanlar fotoğraf çekmeme engel olmaya çalışsalar da artık ailem de benim fotoğraf sevdamı biliyor ve kabulleniyordu.
Yarışma sergisinin açılışına katılmak üzere İstanbul’a gittim. Küçük dünyam dahada büyümeye başlamıştı. Orada fotoğrafın usta isimlerinden biri olan Mehmet Bayhan’la tanıştım. Fotoğrafla ilgili konuşmalarımızın arasında kendisine Ankara’da böyle derneklerin var olup olmadığını sordum. Bir dernek kurulması için çalışmalar yapılıyor dediğinde fotoğraf ustalarıyla bir arada olabilmek hayali bile heyecanıma heyecan katmıştı.
Daha sonra Ankara Fotoğraf Sanatçıları Derneğinin (AFSAD) kurulduğunu öğrendim. Hiç beklememeliydim. Hemen gidip üyelik başvurusunda bulundum ve 2 Haziran 1977 tarihinde 16 numaralı üye olarak kaydım yapıldı.
Fotoğraf çalışmalarıma AFSAD’da çeşitli birimlerde görev alarak uzun yıllar devam ettim. Yönetim Kurullarında, Danışma Kurullarında ve AFSAD’ın çıkardığı “Fotoğraf Dergisi” Yayın Kurulunda görev aldım. 1989-1992 yılları arasında üç yıl süreyle AFSAD Başkanlığı yaptım.
Türkiye’de Fotoğraf Sanatı Federasyonu’nun kurulması amacıyla ve Fotoğraf Derneklerinin bir araya gelmesiyle oluşturulan Fotoğraf Dernekleri Çalışma Kurulunda (FDÇK) görevler aldım. Daha sonraları yapılan çalışmalar sonucunda, Türkiye Fotoğraf Sanatı Federasyonu (TFSF) kurulmuştur.
30 Ekim 1993 yılında AFSAD bünyesinde yer alan “GRUP FE” isimli bir çalışma grubu oluşturdum. 30’a yakın üyenin yer aldığı grubumuz oldukça aktif etkinlikler yaparak, Sanat Kurumu tarafından “YILIN FOTOĞRAF ÖDÜLÜ” ile ödüllendirildi.
Dernek çalışmalarımın yanı sıra daha aktif çalışmalar yürütmek üzere; Adnan POLAT, Eren ÖZERDİM, Zeliha ÖZTÜRKKAN, Sema ÜNSAL, Ahmet TOLUNGÜÇ, Hamdi TELLİ, Engin AREL ve Şebnem AYDENİZ ile birlikte 1978 yılında FOSK adında bir kulüp oluşturdum. Çalışmalarımızı aktif bir şekilde yürütmeye devam ettik.
Daha sonra 1979 yılında Metin GÜVEN ile birlikte GELİŞİM 79 adında yeni bir kulüp kurduk. Bir gurup arkadaşımızla birlikte çalışmalarımıza bir süre burada devam ettik.
Memleketim olan Trabzon’da FOTOFORUM Fotoğraf Sanatı Derneği’nin kurulduğunu öğrendiğimde çok sevinmiştim. Bunun üzerine derneğe başvurarak üye oldum.
Grup çalışmaları devam ederken, fotoğraf çalışmalarımı daha sağlıklı yürütebilmek amacıyla 19 Eylül 1994 tarihinde AFSAD üyeliğimden istifa ettim.
ANKARA’da dernek üyesi olmayan birçok fotoğraf ustasını bir araya getirerek, “Demokratik bir yapı içinde, fotoğraf sanatının toplumsal saygınlığa ulaşması, fotoğrafın tarihsel sorumluluğunun da bilincinde olarak, yeni ve yaratıcı sanat çalışmaları ile fotoğraf sanatı üzerine yapılacak olan düşünsel çalışmalara bir yapı oluşturmak” amacı ile 1994 yılı Aralık ayında; Sıtkı FIRAT, Adnan ATAÇ, Tansu GÜRPINAR, Göker MÜFTÜOĞLU, Süha ARAY, Uğur BİLGE, Haydar BÜLBÜL, Tuğrul ÇAKAR, Mehmet Arslan GÜVEN, Bülent HİÇYILMAZ, Çerkes KARADAĞ, Adnan Veli KUVANLIK, Necmettin KÜLAHÇI, Hasip PEKTAŞ, Adnan POLAT, Ahmet Selim SABUNCU, Ozan SAĞDIÇ, Mustafa TÜRKYILMAZ, Tahir ÜN, Tekin ÜSTÜNDAĞ ve Osman Aziz YEŞİL ile birlikte “Fotoğraf Sanatı Kurumu”nun (FSK) kurulmasına öncülük yaptım.
İlk yapılan Genel Kurul kararıyla Genel Başkanlığa seçildim ve 3 yıl süreyle kurucu başkanlık görevini yürüttüm. Ankara’da ikinci bir Fotoğraf Derneğinin kurulması, fotoğraf camiasında olumlu tepkiler aldı. Ankara dışından da üyelik başvurusunda bulunanlar oldu.
Bu çalışmalarım sırasında, katıldığım fotoğraf yarışmalarında birçok ödüller aldım, çeşitli konularda fotoğraf gösterileri yaptım. Jüri üyeliklerinde bulundum. 1997 yılında “AL GÖZÜM SEYREYLE KARADENİZ’DEN” isimli bir albüm çıkardım.
1999 yılında düzenlenen “25’inci Siyah Beyaz Bienali”nde ülkemizi temsil etmek üzere seçilen 10 kişilik takımda yer aldım ve takım olarak dünya birincisi olduk ve kupayı aldık.
Fotoğraf Sanatı Kurumu Yönetim Kurulunca, kurumun kuruluş ve gelişmesine olan katkılarımdan dolayı “FSK Onursal Başkanı” unvanı verildi.
Devlet memuru (Fotoğraf Uzmanı) olarak 26 yıl çalıştığım Jandarma Genel Komutanlığı Foto Film Merkezinden 2000 yılında emekli oldum. Aynı yıl FOTOĞRAF PAZARI adında bir fotoğraf malzemesi dükkânı açarak 10 yıl süreyle ticaretle uğraştım.
Fotoğrafla dolu geçen bu yıllarda eşim ve çocuklarım hep yanımdaydı. Eğer başarılarım varsa tabii ki bunu her zaman bana sonsuz anlayış gösteren çok sevgili eşime ve çocuklarıma borçluyum. Kitabımın hazırlanma aşamasında da desteklerini sürekli hissettim.
Rahatsızlığım nedeniyle dükkânımı kapatmak zorunda kaldım. Şimdi ise zamanımın büyük çoğunluğunu, evde Parkinson’un fotoğrafını çekmeye çalışarak geçiriyorum.
Bu kitabın hazırlanmasında bana en büyük desteği veren hastalığım sırasında da beni bir dakika olsun yalnız bırakmayan ve manevi desteğini sürekli yanımda hissettiğim çok sevdiğim fotoğraf arkadaşım Prof. Dr. Adnan ATAÇ’a, kitabın kapak ve sayfa tasarımlarını yapan sevgili kardeşim Şermin BEŞİR’e, yayınlanma aşamasındaki desteğinden dolayı sevgili Necip EVLİCE’ye, kitabımı yayımlayan Fotoğraf Sanatı Kurumu’na çok teşekkür ediyor ve kitabımı kendilerine ithaf ediyorum.
Ekim 2010
Dursunali SARIKOÇ”