Mustafa Kemal, Meclis tarafından Başkumandan olarak atandıktan sonra kendisini Tekâlif-i Milliye’ye mecbur bırakan koşulları Nutuk’ta anlatır ve der ki ; “Karşılıksız para basmak fiyatları arttıracak daha büyük zararlar getirecektir. Teknik olarak Anadolu’da para basacak tesis yoktur. İngiltere, Fransa, İtalya’dan borç para almak imkansızdır. Rusya’dan alınacak yardım da sonraki meseledir. Osmanlı’nın yaptığı gibi tahvil çıkartmak uzun zaman ve gelişmiş teknik istemektedir.”
Peki ne yapmalı?
Kara kara düşünür Mustafa Kemal yapılacak tek şey halka başvurmaktır. Sonunda Celal Bey’i (Bayar) çağırır yanına ve der ki, “ Celal Bey siz bilirsiniz her ev bir çift yün çorapla, bir don verebilir mi?” Yani bu kadar yoksuldur halk. Uzun uzun hesaplanıp kitaplanır her şey; sonunda fakir fukara bu işten muaf tutulur.
Fakirin hissesinin, zenginler tarafından ödenmesine karar verilir. Elbette sadece yün çorap, çamaşır, elbise değildir istenen. Silah, bıçak, binek hayvan, benzin ne varsa…
Halide Edip, Ateşten Gömlek isimli eserinde emirleri alan Anadolu köylüsünün bir ordu gibi vızır vızır çorap örmeye, yiyecek bulmaya çalışmasını anlatır. Ve der ki; “Herkes silahla vuruşan savaşçı gibi kendini görevli hissetmiş harekete geçmiştir. İstenen malları merkezlere götürüp makbuzlarını almaya başlamışlardır”
İşte önemli olan o makbuzlardı.
![anitkabir tekalif i milliye tablosu](https://www.bizhaberiz.com/wp-content/uploads/2021/04/anitkabir-tekalif-i-milliye-tablosu.jpg)
BEDELİ ZAFERDEN SONRA
12 Nisan 1923’te çıkartılan yasa yapılan yardımların geri ödemesini düzenliyordu. “Bedeli zaferden sonra ödenecek” diyordu yasada. Ödendi de. En önemli kısmı 1923’te olmak üzere 1929’a dek toplam 6 kusur milyon lira olarak geri verdi devlet kendisine verilen desteği halka. İstenen bağış değil borçtu.
Türkiye Cumhuriyeti halka borcu kalmayan devlet olsun diye çabalamıştı cumhuriyetin kurucuları… O yüzden de daha Mustafa Kemal ölmeden önce Osmanlı Borçları da dahil ödenmişti.
Birkaç gün sonra yıldönümü o seferberlik günlerinin.
Küçük bir anımsatma olsun dedim…