“CHP’de medya-siyaset ilişkisi ne durumda?” diye bakarak olayın bu yanıyla da ilgilenmek, kafa yormak gerekir.
İmamoğlu’nun siyasetçi-medya ilişkilerinden sorumlu kişi veya kişiler kimler?
Bu tablo oldukça karışık.
CHP’nin bu yanı daima zayıf olmuştur.
Peki Ekrem İmamoğlu, bu büyük kriz karşısında ne yapmıştır?
Ne yazık ki, “acul” davranmış ve çok üst perdeden açıklamalar yapmıştır.
Karadenizli “tezcanlılığı”na bağlanabilir mi?
Bence bağlanamaz…
Birilerinin “hele bi dur” demesi gerekirdi.
Ammaaaa…
“Vız gelir, tırıs gider” diye kendisini eleştiren taraftarlarını adeta azarlamaya kalkışması affedilemez.
Hatanın ötesi bir davranış.
Siyasetçi yeri geldiğinde “burnundan kıl aldırır”
Bu “taviz” değil, “tevazu” anlamına gelir.
Ama İmamoğlu, ”burnundan kıl aldırmaz” bir üslubu tercih edince kendini zor duruma soktu.
Baktı ki bu üslupla krizi önlemek zor.
“Siyasette ricat etmek” önemlidir diyerek “Vız gelir, tırıs gider” için özür dilemek zorunda kaldı…
(Devam edecek)