Gençti… 1901’de doğmuştu Yozgatlı’ydı Rasim Bey. Mülkiye Rüştiyesi’ni bitirmiş sonra da telgraf memuru olmuştu. “Sen çok önemli günlerin tanığı olacaksın” deseler gülerdi herhalde.
Ankara’da genç, kendi halinde bir telgraf memuruydu sonuçta. Ama 28 Aralık 1919 günü hem de muhabere nöbeti varken Başmüdür Hamdi Bey yanına çağırdı onu. “Oğlum seni Ziraat Mektebindeki Heyet-i Temsiliye’de çalışmak üzere Mustafa Kemâl Paşa’nın emrine veriyorum. Hemen gidip işe başla!” dedi.
Heyecanlandi Rasim Bey. Az sonra onu almaya gelen arabaya yorganını, döşeğini koyup yola çıktı Ziraat Mektebi’ne doğru. Mustafa Kemal Paşa’ya kendisini tanıtıp, “emrinize verildim efendim” dedi. “Pekâla çocuğum, hoşgeldin safa geldin” diye cevap verdi Mustafa Kemal.
Birinci katta bir oda verdiler Rasim Bey’e. O odadan aylarca çıkamayacaktı belki. Orası hem muhabere, hem de yatak odasıydı. Hiç durmuyordu Mustafa Kemal; o kadar çok haberleşme vardı ki ülkenin dört bir yanıyla.
Bir telgraf memurunun anıları
Günün birinde uyuyakaldı Rasim Bey yorgunluktan. Aceleyle uyandırdılar onu, karşısındaki Manastırlı Hamdi Efendi’ydi. İstanbul Merkez Postanesi’nde telgraf memuruydu Hamdi Efendi. Paşa’yı istiyordu telgraf başına hem de acele. Mustafa Kemal gelip Rasim Bey’in yanına, üç kişilik ilkokul sırasına oturup şifreyi aldı. Hamdi Bey, “Paşam! Bu gece İngilizler İstanbul’u işgal ettiler. Şehzadebaşı’nda birkaç erimizi şehit etmişler” dedi. Ankara’da bir şaşkınlık oldu. Arkasından ekledi: “Paşam İngilizler şu an bizim muhabere salonuna girdiler. Muhaberelerimizi kesiyorlar…” İletişim o an kesildi.
16 Mart 1920 günü, İngiliz zırhlısından çıkan silahlı İngiliz birlikleri, Harbiye Bakanlığı’nı basmıştı. İngiliz askerleri, Beyazıt’daki Şehzadebaşı Direklerarası’nda bulunan Kafkas Tümeni’ne bağlı birliğin karargâh ve mızıka erlerinin kaldığı koğuşa sabah 05.45’de baskın yapmıştı. Koğuşta uyuyan erlere açılan ateş 6’sının ölümüne ve 10’unun yaralanmasına neden olmuştu. 101 yıl önce yine böyle soğuk bir Mart ayında yaşanmıştı olup biten.
Mustafa Kemal bu haber üzerine “Derhal Harbiye Telgrafhanesi’ni arayın” dedi Rasim Bey’e. Telgrafçı Ali çıktı karşılarına fakat o görüşme sırasında da ansızın İngiliz askerleri girdi salona. Önce Edirne’yi sonra da Kartal Telgrafhanesini arattı Paşa. Sabaha kadar İstanbul’daki adamından bilgi aldı Mustafa Kemal Paşa.
Tarihi anlara tanıklık eden Rasim Bey tam bir yıl çalıştı Mustafa Kemal ile cumhuriyetten sonra Kayım soyadını aldı. Ölmeden önce anılarını üyesi olduğu Tüm Sivil Emekliler Derneği’ne teslim etti. Bu satırlar o anılardan…