Son iki yıldır birebir aynı marka ve ambalajdaki ürünlerin satış noktaları arasında büyük fiyat farkları ile satışa sunulduğunu örneklerle anlatıyorum. Bu fiyatların çoğunun dövize çevrildiğinde bile Almanya ve ABD fiyatlarını geride bıraktığını yine örneklerle belirtiyorum. Ve artık tekrara düşmemek adına da bir hakeme başvurarak; Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) tarafından yapılan tespitleri de gündeme getirmenin isabetli olacağına inanıyorum.
8 Mart 2024 tarihli açıklamanın bir bölümünü aktarıyorum…
“Bazı gıda ürünlerinin marketlerdeki fiyat değişimi:
Yüksek maliyetle yetiştirilen ürünlerin marketlerde çok farklı fiyatlara satılması, artan enflasyonla birlikte tüketicinin alım gücünü iyice azaltıyor. Tüketicilerimiz, özellikle de emekliler hangi ürün hangi markette daha düşük fiyata satılıyor arayışına girdiler. Ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik şartlar nedeniyle ürün fiyatları marketlerde çok sık değişiyor. Maliyetler sebep gösterilerek marketler arası aynı marka ürünler ve et ürünleri farklı fiyatlara satılıyor.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği olarak 4 farklı marketten ve bir marketin online sitesinden, temel tüketim malzemeleri içinden seçilen 8 gıda ürününün aynı marka ve miktardaki fiyat değişimlerine yönelik çalışma yaptık. Yaptığımız çalışma sonucunda ürünlerin belirli markalar tarafından paketlenmiş fiyatı marketten markete oldukça değişkenlik gösterdiği görüldü.
Et ve süt ürünlerinde; dana kuşbaşında yüzde 69,5, tereyağında yüzde
40,2, kuzu kuşbaşında yüzde 38,4, bütün tavukta yüzde 23,3, yoğurtta yüzde 8,4, bitkisel ürünlerde ise; yeşil mercimekte yüzde 25,2, pirinçte yüzde 13,7, nohutta yüzde 5,6’ya varan oranlarda değişimler olduğu tespit edildi.
1 kilogram dana kuşbaşının fiyatı, A markette 354 lira, B markette 490 lira, C markette 465 lira, D markette 530 lira ve D marketin online satışında 600 liradır. Dana kuşbaşının farklı marketlerdeki fiyatı, yüzde 69,5 oranına kadar değişiyor.
1 kilogram tereyağının paketlenmiş Y markasının fiyatı, A ve C markette 299 lira, D markette ve D marketin online satışında 420 liradır. Tereyağında aynı markanın farklı marketlerdeki fiyatı, yüzde 40,2 oranına kadar değişiyor.
1 kilogram kuzu kuşbaşının fiyatı, A markette 575 lira, B markette 599 lira, C markette 610 lira, D markette 796 lira, D marketin online satışında 716 liradır. Kuzu kuşbaşının farklı marketlerdeki fiyatı, yüzde 38,4 oranına kadar değişiyor.
1 kilogram bütün tavuğun paketlenmiş Y markasının fiyatı, A markette 73 lira, C markette 76 lira, D markette ise 90 liradır. Paketlenmiş bütün tavuğun aynı markanın farklı marketlerdeki fiyatı, yüzde 23,3 oranına kadar değişiyor.
1 kilogram yeşil mercimeğin paketlenmiş Z markasının fiyatı, C ve D markette
100 lira, D marketin online satışında 80 liradır. Yeşil mercimeğin aynı markanın farklı marketlerdeki fiyatı yüzde 25,2 oranına kadar değişiyor.
1 kilogram pirincin paketlenmiş Z markasının fiyatı, C markette 66 lira, D markette ve D marketin online satışında 75 liradır. Pirinçte aynı markanın farklı marketlerdeki fiyatı, yüzde 13,7 oranına kadar değişiyor.
Geçtiğimiz ay farklı bitkisel ürünlerdeki market fiyatlarının değişimi yüzde 18 iken, Ramazan ayı öncesi yaptığımız çalışmada bu oranın yüzde 25’e kadar yükseldiğini görüyoruz.
Öte yandan Ramazan ayı gibi yoğun alışverişin yapıldığı dönemlerde marketler çeşitli kampanyalar yapıyor. Kampanyalı birkaç üründeki fiyat düşüşleri nedeniyle tüketicilerimiz bu marketlere yöneliyor. Tüm ihtiyaçlarını bu marketten aldıklarında da kampanyalı ürünleri ucuza alırken, diğer ürünleri yüksek fiyata almış oluyorlar.
Tüketicilerimiz marketler arasındaki değişen fiyatları göz önünde bulundurmalı ve alışverişlerinden önce fiyat araştırması yapmalılar…
Sonuç olarak; yüksek enflasyon bir gerçek olmasına rağmen, bazıları tarafından bunun fırsata çevrildiği de bir başka gerçektir. Bu kadar büyük fiyat farkları ne liste değişimi ile ne maliyet artışı ile ne de brüt kâr marjındaki değişik hedefler ile izah edilemez. Zira yukardaki rakamlar arasındaki makas bu sebeplerin tamamını haksız çıkaracak kadar geniş kalıyor.
Örneğin TZOB kaynağından bir örnek daha vereyim. Şubat ayı fiyat listesinde üretici fiyatı 3,50 TL olan portakala ait 23,50 TL’lik market fiyatının mantıklı bir izahı olabilir mi?
Eğer aradaki bu yüzde 571 fark, gübre ve mazot başta olmak üzere girdi fiyatlarındaki artışa bağlanacak olursa bir başka soru gündeme gelebilir.
Taşıma maliyeti daha yüksek olan sivri biber (hacimli olduğundan) üreticide 37,25 TL iken, yüzde 48,8 farkla, marketteki fiyatı nasıl 55,43 TL olabiliyor?
Satış miktarları arasındaki büyük farktan olabilir mi?
Kaldı ki hepsi bu kadar da değil. Market tabelasına “Gurme” eklentisi ile aynı portakal 34,90 TL’ye de satılabiliyor. Aradaki fark da yüzde 897’ye çıkıyor…
Et ve Süt Kurumu kaynaklı Ramazan’a özel fiyatlı ürünlerin de bazı marketlerde eksik kaldığı görülüyor. Ekseriyetle “ithal et geldi ve bitti” sözlerini duyuyoruz.
Bir sene önce de bir ay önce de yazdım; “dolar bazında dünyanın en pahalı etini yiyoruz” diye. Ancak bozulma hızlanarak devam ediyor. Ramazan öncesi son 1 aylık fiyat değişim oranı dana karkasta yüzde 20,8, kuzu karkasta yüzde 36,4 (UKON 29.02.2024) çıktı. Perakendeye yansıyan fiyatlandırma çeşitliliğini ise yukarda aktardım. Dünyada bir örneği daha bulunmayan bu tabloyu hâlâ savunanlar olduğunu da izlemeye devam edeceğiz. Çünkü yüksek enflasyondaki ihmali görmezden gelenler ile bu fırsatı kazanca çevirenler ayrı tribünlerde yer almış bulunuyorlar. Biz ise tam orta noktada durarak tarafsız gözle bu arızalı durumun düzelmesine katkı yapmayı arzuluyoruz. Çünkü fırsatçılık en büyük beka sorunudur. Önlenemezse, alışkanlık yaptığı için enflasyonla mücadelenin önünde güçlü bir engel oluşturacaktır.
Ramazan ayınız mübarek, sofralarınız bereketli olsun.