Kısa adı TÖS olan Türkiye Öğretmenler Sendikası 1965 yılında kuruldu. Kimi yerlerde inanılmaz zorluklar çıkarıldı. Kütahya’da kuruluşa izin verilmez, yer verilmez. Köy Enstitülü öğretmen Osman Gün, TÖS’ün adresini evini gösterir, tabelayı kendi evinin duvarına asar! Bu direngen çalışmalarından dolayı Osman Gün’e halk “TÖS OSMAN” adını vererek sahip çıkar. O TÖS ki, Türkiye öğretmenlerinin büyük çoğunluğunu çatısı altında toplamıştı. TÖS sokağa çıkınca günün ilk haberi oluyor, her adımıyla eğitime yön veriyordu.
Rize’nin Pazar ilçesinde TÖS’ün kurulacağı duyumunu alan bir ilköğretim müfettişi, öğretmenler toplantısında masaya yumruğunu vurdu:
“Pazar’da TÖS’ü kurdurmayacağım!” dedi. Bu onun göreviymiş sanki!
Ertesi gün Pazar’da öğretmen Nuri Koşar’ın başkanlığında TÖS kuruldu, tabelası asıldı.12 Mart 1971 darbesi yapılınca TÖS kapatıldı, yöneticileri tutuklandı; suçluymuşlar gibi! Arkasından beraat! 1980 12 Eylül darbesinde o günün öğretmen kuruluşu olan TÖB-DER’e de aynı işlen yapıldı! Suçu öğretmeninde arayanlar hep yanıldı. Sabaha sahip çıkanlara selam olsun.
Çağdaş toplum örgütlü toplumdur. Örgütlü toplum, kişinin bu yolla bilinçlenmesini sağlar. Kimi yöneticiler, bunun tam tersini yaparak halkı kolay yönetmek için bilinçlenme kanallarını kapalı tutmaya çalışır. Nedeni bellidir; bilgisiz toplum daha kolay yönetilir. 1990’lı yılların başında sendikacı Celil Altun’un söylediği şu sözleri bunu açıklamaya yetiyor:
“1980 darbesi öncesi işçi seminer alırdı.1980 darbesi sonrası ise işçi dizi izler oldu!”
1980’li yılların başında Ankara’da Öğretmen Dünyası adıyla bir eğitim dergisi çıkmaya başlamıştı. O derginin ilk yıllarının birinde bir sormaca (anket) düzenledi. Öğretmenlere soruldu:
“Sizce öğretmenlerin üç temel sorunu nedir?”
Ben üç sözcükle yanıtladım: “1.Örgütlenme. 2.Örgütlenme. 3.Örgütlenme.”
Yanıtımı alan dergi yöneticisi önce yanlış yazdığımı sandı. Öğretmenlerin, ya da her toplum kesiminin güçlü örgütü olsa sorunlarımız bu denli çözümsüz kalmazdı.
Sabaha sahip çıkanlar insana, yurduna, bilime, akla, adalete, aydınlığa, laikliğe, doğaya sahip çıkanlardır. Tüm bunlara saldıranlar ise sabahın düşmanlarıdır. Sabaha sahip çıkma bizde suç sayılır oldu! Mustafa Kemal, 1919 yılının 19 Mayıs’ında Samsun’a çıkıp yurdu kurtarmaya adım atınca kaç kez idam cezası verildiğini bilirsiniz! Yakalayıp getirenler büyük ödül alacaktı! Yurtsever aydınlar sabaha sahip çıkma suçunu işlemeye devam edecektir. Bu gidişle gelecekte de kimilerinin yüzü ak, kimilerinin ise kara olacaktır. Dün olduğu gibi.