Çocuklarımız ateist, tinerci filan olup da 900’lü hatları aramasınlar diye icat edilen yeni çağrı merkezimizin numarası 444 le başlıyor. Aradığınızda sizi şuh sesli “hanım arkadaşlar” değil, kaygan ve yapışkan sıvılardan sorumlu müşteri temsilcisi Nihal Bengisu Karaca karşılıyor. Şu anda bütün müşteri temsilcilerimiz diğer müşterilerimize hizmet vermektedir. Lütfen bekleyiniz. Tahmini bekleme süreniz: yaklaşık bir asır.
Ankara’nın soğuğunda çocuklarımızın geleceği elden gitmesin diye sabahlayan öğretmenlere polis müdahalesi “süpürün” talimatıyla yapılmış. “Müjde istiyorum” deyiverince amirleri, adaleti tesis etmiş siyasi kolluk da. Metin Lokumcu’nun eşkıya yoldaşları süpürülerek püskürtülmüş.
Yeşim Sezgin’in yönetmenliğini yaptığı Süpürr isimli filmde, temiz kalpli, genç, üniversite mezunu ve işsiz bir delikanlı olan Oğuz, üç yıldır birlikte olduğu ve deli gibi âşık olduğu Naz ile evlenmeye karar verir. Ancak Naz’ın babası Cemal Bey, saplantılı bir biçimde kızını milli formayı giyen birisine vermeye and içmiştir. Çaresizlik içinde kalan Oğuz, sporcu olmanın yollarını aramaya başlar, başarısız denemelerin ardından tam umudunu yitirmeye başladığı anda televizyonda hiç bilmediği bir spor dalı görür; “curling”. Oğuz ve çocukluk arkadaşları curling (buz satrancı) takımı kurarak kimsenin bilmediği bu spor ile kolay yoldan Millî Sporcu olmaya karar verirler.
Millî olmadan kızını vermez baba. Millî Görüş gömleğini çıkarınca kimileri, milli olmuş sporcu edasıyla tribünleri selamlar ve tribüne oynar. Eğitim de bir sektördür, sağlık sektörü gibi kaymağı yenilesi. Polis dayağı görüntülerinin arasında yayına giren kamu spotunda “kız çocuklarımız okusun” mesajı da verilir dosta düşmana karşı.
Ülkenin feministleri Uçan Süpürge Kadın Filmleri Festivali düzenleyip açılışlarda çocuk gelinleri, namus cinayetlerini tartışadursun, “açık lise ve eve kapalı kız” denklemi 444 ile geleceğimizin göbeğine oturmuştur çoktan. Yine bir süpürge yardımıyla. Sömürge tipi faşizm buz gibi havada, kaygan zeminde belki 1000. kez millî olmuştur.