Son 22 yıldır TRT’nin haberciliği ne yazılı ve ne de görsel basında tartışıldı.
TV kanallarında haber bile yapılmadı.
Tek kelimeyle eleştirilmedi ne hikmetse.
Sanki BBC haber kanalı (!) mübarek.
Oysa TRT, Avrupa yayıncılığı karşısında, gerek tarafsız habercilik, kamu yayıncılığı alanında herhalde son sıralarda yer alır… Son 22 yıldır TRT adeta AKP’nin “borazan”ı oldu.
Yani “sahibinin sesi” kıvamında habercilik yapmaya çalıştı, çalışıyor.
Kuruluşundan bu yana, gerek alt yapısı ve gerekse çalışanlar açısından öylesine gelişmeler yaşandı ki.
İsterseniz kuruluşundan bu yana geçen süre içindeki gelişmelere göz atalım.
1965’li yıllardan başlayan “Tek kanallı TRT’den” bakın nerelere gelinmiş:
“TRT 1, TRT 2, TRT Çocuk, TRT Belgesel, TRT Müzik, TRT Haber, TRT Spor, TRT Spor Yıldız, TRT Türk, TRT Avaz, TRT Kurdî, TRT World, TRT Arabi, TBBM TV, TRT 4K ve pandemi döneminde uzaktan eğitim için kurulan TRT EBA İlkokul-Anaokulu, TRT EBA Ortaokul, TRT EBA Lise olmak üzere 18 televizyon kanalı;”
Dile kolay, yurtiçi ve yurt dışında tam 18 kanaldan yayın yapan dev bir kuruluş.
Kimin parasıyla?
Tabii ki halkın parası, devletin desteği ve özel-kamu sektörünün reklam desteği sayesinde.
Gelelim radyolara:
“TRT Radyo 1, TRT FM, TRT Radyo 3, TRT Nağme, TRT Türkü, TRT Haber, TRT Antalya Radyosu (Bölgesel), TRT Çukurova Radyosu (Bölgesel), TRT GAP Diyarbakır Radyosu (Bölgesel), TRT Erzurum Radyosu (Bölgesel), TRT Trabzon Radyosu (Bölgesel), Türkiye’nin Sesi Radyosu (TSR), Memleketim FM, Voice Of Turkey (VOT), TRT Radyo Kurdî, TRT Radyo World ve TRT Radyo Arabi olmak üzere 17 radyo kanalı;”
Bakar mısınız yurt içindeki etkin yayıncılığa…
Bu gücü ele geçiren iktidar neler yapmaz ki?
Neler yapmaz ki?
Ve gelelim diğer yayınlara…
“TRT Vizyon, Bir Dünya Müzik, TRT Akademi, TRT Çocuk dergileri; TRT Haber, TRT Spor, TRT İzle, TRT Dinle, TRT Bil Bakalım, TRT Nuçe, TRT World, TRT Arabi, TRT VOT ve çocuklara yönelik TRT Çocuk Kitaplık, TRT Çocuk gibi onlarca mobil uygulama; TRT Russian, TRT Deutsch, TRT Francais, TRT Balkan gibi sayısal haber platformları; 41 dil ve lehçede web yayınları”
Bütün bu gelişmelere neden değindim?
İktidarın güdümünde, Saray’daki “üst akıl” tarafından izlenen ve yönlendirildiği iddia edilen TRT Kurumu, son 22 yılda öylesine zenginleşti ve öylesine yüksek imkânlara kavuştu ki, bazı batı ülkelerindeki kuruluşların çoğu TRT’nin gerisinde kaldı.
Ama sadece “tek yanlı ve “tek yönlü” yayıncılık açısından.
Yoksa Batı ülkeleri başta, İngiltere olmak üzere tüm TV kanalları “halkın emrinde” yayınlarıyla ön plana çıkıyorlar.
Çıkmak zorundalar…
Halkın gözü-kulağı olmak mecburiyetindedirler.
Önce kamu yayıncılığı açısından, yani halkın emrindeler çünkü…
Kültürden eğitime, yeniliklerden sosyal etkinliklere, geri kalmışlıktan gelişmişliğe, sağlıktan ekonomiye her alanda halkın yanında, halkın ihtiyaçlarına yönelik yayınlarla öne çıkarlar.
Ya bizde?
(Devam edecek…)