Safa Tekeli / Ajans Bizim – 13 Nisan 1909’da “31 Mart Vakası” olarak tarihe geçecek ayaklanmanın atlatılmasından sonra, Meşrutiyet ile sağlanan özgürlük ortamı, spor alanında da hissedilir.
1909 Ağustos’unda çıkarılan Cemiyetler Kanunu sayesinde, futbol kulüpleri artık çalışmalarını yasal bir zeminde yürütme imkânına kavuşur. 26 Haziran 1920’de Türk spor örgütlenmesinde etkisini yıllarca gösterecek olan Türkiye İdman Cemiyeti İttifakına zemin hazırlayan İdman İttifakı adıyla geçici bir kurul oluşturulur. Bu İdman İttifakı geçici kurulu, 22 Mayıs 1922’de Türkiye’nin ilk ulusal spor örgütlenmesi olan Türk İdman Cemiyetleri İttifakı’na (TİCİ) dönüşür.
TİCİ bünyesinde 31 Temmuz 1922’de kurulan “Futbol Encümeni”, 13 Nisan 1923 tarihinde İstanbul’da yapılan olağanüstü toplantıda “Futbol Heyeti Müttehidesi” adını alır. Bu toplantıda Türkiye Futbol Federasyonu’nun ilk başkanlığına Yusuf Ziya Öniş seçilir. Federasyonun, FIFA’ya yaptığı başvurunun 21 Mayıs 1923’de kabul edilmesiyle Türkiye, FIFA’nın 26. üyesi olur.
FIFA üyesi Türkiye, ilk milli maçını Cumhuriyetin ilanından üç gün önce oynar. 26 Ekim 1923 tarihinde İstanbul Taksim Stadı’nda Romanya’yla oynanan bu maç 2-2 sonuçlanır. Ardından gelen dönemde Milli Takım’ı 1924 Paris Olimpiyatlar’na hazırlaması için İskoçya’dan Billy Hunter getirtilmiştir. Hunter, Türk futbolculara çağdaş futbolu tanıtan ve sistemli bir şekilde çalıştıran ilk teknik adam oldu.
Yine 1924 Paris Olimpiyatları’nda Çekoslovakya’yla oynanan ve 5-2 kaybedilen maç, kayıtlara Milli Takım’ın yurtdışındaki ilk maçı olarak geçti.
1936’ya kadar süren bu dönemde ilk Türkiye Şampiyonası Ankara’da yapıldı ve şampiyon Harbiye oldu. 1924’te FIFA’nın isteğiyle Sovyetler Birliği-Türkiye maçını Hamdi Emin Çap’ın yönetmesi ile bir Türk hakemin ilk kez bir milli maçta görev aldı. İlk kez hakem ve antrenör kursu açılması da yine bu döneme rastlar, ilk deplasmanlı lig kapsamındaki Milli Küme maçları da yine bu dönemde düzenlenir.
1938 yılında Türk Spor Kurumu’nun kaldırılması ve Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü’nün Türk sporuna hâkim olmasıyla beraber futbol da devlet yönetimine geçer.
UEFA’ya üyelik
1950’lerden 1960’lara uzanan sürecin kilometre taşları, İstanbul, Ankara ve İzmir’de profesyonel futbol liglerinin kurulması, diğer şehirlerde futbol kulüplerinin hızla çoğalmasını Avrupa kupalarında Galatasaray, Göztepe ve Fenerbahçe’nin elde ettiği başarılı sonuç izler. Bazı kulüplerde yabancı futbolcular oynamaya başlar.
UEFA, 1962 yılında, Türkiye’nin tam üye olduğunu duyurur.
Yine 1962-63 sezonundan itibaren Avrupa Kupa Galipleri Kupası’na katılacak takımları belirlemek üzere Türkiye Futbol Federasyonu ‘Türkiye Kupası’ organize eder.
Ayrıca 1967 yılında 20. UEFA Genç Milli Takımlar Şampiyonası Türkiye’de düzenlenir. 1970’ler tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de önemli bir değişim sürecini getirir. Bunun en belirginlerinden biri yabancı teknik direktörlerin Türkiye’de daha fazla boy göstermesidir.
Nitekim önce İngiliz Brian Birch, ardından Brezilyalı Didi çalıştırdıkları takımlarla Türkiye Ligi’nde başarılı sonuçlara imza atmışlardır. Aynı tarihler içinde Milli Takım istikrarsız sonuçlar almaya başlamıştır ve aynı durum kulüplerimizin Avrupa kupası maçları için de geçerlidir.
Ayrıca bu dönemde çok sayıda Yugoslav oyuncu da liglerde top koşturur ki, bu durum neredeyse 90’lı yıllara kadar devam eder. 70’ler, Türk futbolunda “Anadolu İhtilali”nin yaşandığı dönemdir aynı zamanda. Trabzonspor, 1974 yılında yükseldiği Türkiye Ligi’nde ikinci sezonunda şampiyonluğa ulaşır, çok kısa bir süreçte 6 şampiyonluk elde ederek futbolun Anadolu’ya yayılmasında da öncü bir rol üstlenir.
TFF’de özerklik dönemi
1992 yılında Türkiye Futbol Federasyonu özerkliğe kavuşur.
Futboldaki gelişim ve değişim, futbolun sadece bir spor dalı olmadığını da ortaya koyar. Futbolun yarattığı parasal değerlerin giderek büyümesi ve futbola olan ilginin yaygınlaşması, lokal federasyonlar nezdinde bu spor dalının bağımsız bir yapı içerisinde yönetilmesini zorunlu kılar. 17.6.1992 tarihinde 3813 sayılı Kanunla Türkiye Futbol Federasyonu özerk hale getirilir.
Kanunun 1. maddesiyle, futbol faaliyetlerini millî ve milletlerarası kurallara göre yürütmek, teşkilatlandırmak ve Türkiye’yi futbol konusunda yurt içinde ve yurt dışında temsil etmek üzere özel hukuk hükümlerine tabi, tüzel kişiliğe sahip, özerk Türkiye Futbol Federasyonu kurulur. Faaliyete geçtiği günden beri özerk Futbol Federasyonu, faaliyetlerini büyük bir başarıyla sürdürür. 1992 yılında seçimle işbaşına gelen ilk TFF Başkanı da yine Şenes Erzik olur.