Bu yazı serisinde; daha önce Kanada, Almanya, İsviçre, İngiltere, Hollanda ve Avustralya’da yapılan market alışverişleriyle eş zamanlı olarak ya ülkemizde de gerçekleşen alışverişlerle ya da sadece alınan fiyatlarla kıyaslamalar yaptık.
Şimdi ise Almanya ile bir kıyaslama daha yapıyoruz. Çünkü, daha önce seçilen perakendeciler Almanya’da Edeka, Türkiye’de Migros idi. Bu yazının konusu ise Aldi ile A 101 arasındaki fiyat kıyaslamasıdır. Aldi’de yapılan alışverişin tarihi 9 Kasım 2020 dir. (Kaynak: YouTube, İlayda Çuvalcı videosu)
Bu titiz çalışma için Sayın Çuvalcı’ya teşekkür ediyorum. 42 ürünü kapsayan kıyaslamalı fiyat listesini yazımın sonuna ekliyorum. Bu sayede dünyanın en başarılı discount zincirinin fiyatlandırma tarzını da görmüş olacağız. Alışveriş tarihinde güncel euro kuru 9,75 TL idi.
Aldi’nin daha geniş ürün portföyü sebebiyle, A 101’de bulunmayan 6 ürünün fiyatı Migros’tan alınmıştır. Bunlar, Ferroro Rocher, Çamaşır yıkama kapsülü, Listerine ağız suyu, Nivea el kremi, Palmolive sıvı sabun ve içme suyudur.
Markalar iki tarafta da aynı ise listede belirtilmiş, farklı ise sadece ürün cinsi ile yetinilmiştir. Ürün çeşitlerinin yanında yer alan gramajlar Aldi’ye aittir. A 101’e ait olan değişik gramajlar ise parantez içinde ayrıca belirtilmiş ve o ürünler için de üçüncü sütunda aynı gramaja göre fiyat ayarlaması yapılmıştır. A 101’in toplam tutarında öncelikle üçüncü sütun, boş olan satırlarda da ikinci sütun dikkate alınmıştır. Zira gramaj eşitse üçüncü sütuna gerek duyulmamıştır.
Alışverişin hikâyesi
• Böyle bir alışverişin Aldi’de 76,22 euro tutması tek başına bile şaşırtıcıdır.
• Bir de Alman tüketicinin yüksek geliri düşünülürse iki defa şaşırtıcıdır.
• Elbette bu ucuzlukta Aldi’nin gerçek indirim market olma özelliğini de dışarda tutamayız.
• Aldi lehine tespit edebildiğim kalite farkı olan ürünler; patates, muz, portakal, mandalina, zeytinyağ ve kâğıt havludur.
• Döviz bazında bile pahalı olduğumuz ürünler vardır. Makarna üzerinde kullanılan ‘pesto sos’un, bütün malzemeleri ülkemizde üretilmesine rağmen bizde pahalı çıkması ilginçtir. Muz üreticisi ülke olarak, ithalatçı olan Almanya’dan daha yüksek fiyata (1 eurodan pahalı) ürün satıyoruz.
Euro kazanmıyoruz ama
Euro kazanmıyoruz ama ayçiçekyağını da döviz bazında Alman vatandaşından pahalı yiyiyoruz. Antep fıstığını biz üretiyoruz ama ihraç ettiğimiz Almanya’nın tüketicisine yakın fiyata tüketiyoruz (yüzde 20 daha ucuzuz).
Mayonez fiyatı döviz bazında hemen hemen eşittir. Listerine ağız suyunun da hemen hemen aynı fiyata denk gelmesi, küresel tedarikçinin anında güncel kuru uyguladığına işarettir. Kur geri gelirse o da onların şansı oluyor.
Pantene saç kremi ve Palmolive sıvı sabun da benzer tablo sunuyor. Örneğin alışveriş tarihinde 9,75 olan euro kuru, bu yazı yazıldığında 9,40’ a gerilemişti. Kur yükselirken iyi de, düşerken aynı hassasiyetin neden gösterilmediği de ayrı bir merak konusudur.
Su fiyatı döviz bazında bizde pahalıdır. Hem de Aldi’deki mineral water iken…
• İki ülkenin satınalma güçleri arasındaki büyük farka değinmeden önceki önemli gerçeklerdir bunlar.
Daha önce “İki ülkede iki alışveriş (2)” başlığı ile yaptığımız Almanya- Türkiye kıyaslaması 2 süpermarket zinciri arasındaydı. Şimdi ise benzer kıyaslama 2 discount zincir arasında gerçekleşirken, aradaki farkın Almanya lehine değiştiğini gördük. Türkiye fiyat tutarı 465,85 TL ile hemen hemen aynı çıkarken (daha önceki 467,83 TL idi), Almanya fiyat tutarı ise 76,22 euro ile yüzde 14 daha düşük çıkmıştır (daha önceki 88,16 euro idi). Bunun aynı zamanda bir Aldi başarısı olduğunu söyleyebiliriz. Dolayısıyla buradan çıkan bir başka sonuçta; Almanya’da indirim market- süpermarket fiyat makası devam ederken, bizde aradaki farkın kapanmış olmasıdır.
İki ülke tüketicisinin satınalma güçleri
Şimdi de iki ülke tüketicisinin satınalma güçlerini kıyaslayacağımız tabloya geçelim.
• Almanya’da ortalama asgari ücret 1500 euro iken, Türkiye’de 2324 TL dir.
• Alman tüketici 1500 euro luk geliri ile bu alışverişi 20 defa tekrarlayabilirken, Türk tüketici 2324 TL geliriyle aynı alışverişi 5 defa yapabiliyor.
• Bir başka hesapla; böyle bir alışverişe Almanya’da gelirin yüzde 5’i harcanırken, aynı alışveriş Türkiye’de gelirin yüzde 20’si ile yapılabiliyor.
• Eğer Almanya ile aramızda ücret ve fiyat düzeyi benzerlik gösterseydi, ülkemizdeki alışveriş tutarı 116 TL olmalıydı. Oysa 4 katı olarak 465,85 TL tutmuştur.
• Buraya kadar iki ülkenin gelirini de harcamasını da 1 birim kabul ederek bazı sonuçlara ulaştık. Şimdi de kişi başı gelirlerini ve euro cinsinden asgari ücretlerini karşılaştırıp, benzerlik olup olmadığına bakalım.
TÜİK verilerine göre 2019 yılında kişi başına gayrisafi yurtiçi hasılamız 9127 dolar iken, Almanya’nın ki 48.264 dolardır. Yani 5 katımız…
Bizdeki asgari ücret 238 euro karşılığı olduğuna göre bu da 6 katımızdır.
Yani öyle de böyle de satınalma gücümüz Almanya ile kıyaslanamaz. Böyle iki benzemez pazarın kıyaslanmasından ikincinin lehine bir sonuç çıkmaz.
Çıkaranlar yok mu?
Elbette var. Dünya Bankası ve IMF tarafından, gerçekte var olan eşitsizlikleri gizleme ya da olduğundan daha az gösterme amacına dönük olarak kullanılan sanal ölçünün (satınalma gücü paritesi) tutarsızlığı, bu kıyaslamaların en önemli sonucudur. Onlar diyorlar ki; satınalma gücü paritesi hesabıyla, Türkiye’nin kişi başına gayri safi yurtiçi hasılası 29.327 dolar iken, Almanya’nın ki 55.306 dolardır. Yani onlara göre; Alman vatandaşı, Türk vatandaşının 5 katı gelire sahip değil, 2 katına bile ulaşmıyor. Ve “demek ki satınalma güçleri arasında o kadar da büyütülecek bir fark yok” diyorlar!
İşte ben bu çalışmaları biraz da bunun için yapıyorum.
Hangisine inanacağınıza sizler karar verin değerli okuyucular…