AKP Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, Nev Mekan Kafe’de gençlerle buluştu, soruları yanıtlamaya çalıştı.
“Anılarını” anlatırken 12 Eylül Anayasası ve Kenan Evren’in “halkoyuyla” Devlet Başkanı seçildiği referanduma değindi. “Zarflar şeffaftı. Kabul oyu beyazdı. Ret oyu ise kahverengiydi” dedi. Hatta ret oyu o kadar koyu kahverengiymiş ki, şeffaf zarfın içinde görülüyormuş. O da zarfa koyduğu ret oyunu “göstere göstere” sandığa atmış!
Davutoğlu’nun anlattığı bu hikâye hangi ülkede geçiyor bilmem. Ama Türkiye’de geçmiyor olsa gerek. Yaşadığımız gerçeklerle anlattığı hikâye arasında benzerlikler yok değil tabii.
12 Eylül Anayasası referandumunda kullanılan zarflar, gerçekten de şeffaf denilebilecek kadar ince beyaz kâğıttan yapılmıştı. Kabul oyları da beyazdı. Zarfla aynı renkte olduğu için görülmüyordu bile. Ancak ret oyları koyu kahverengi filan değil, maviydi. 12 Eylül ürünü bir partinin genel başkanının “kahverengi” oy kullanmasını da doğal karşılamak gerekiyor.
Mavi ret oyu üzerine referandum öncesinde de sonrasında da çok konuşuldu, yazıldı, çizildi. Mavi kelimesinin yazılması, hatta ima edilmesi bile yasaklandı. Cunta işi o kadar ileriye götürdü ki, diş geçiremediği bir tek mizahçılar kaldı. Anayasa ve Kenan Evren halkoyuna tek paket olarak çıkarıldı. Mavi oy kullanmak, hem Evren’e hem anayasaya hayır demekti. Yani, teröre evet demekle eş anlamlıydı cuntanın gözünde.
Çocukları 12 Eylül’ün işkence tezgâhlarında can çekişmekte olan insanlar, ağır baskı altında oy kullandılar. Mavi oy kullanarak Evren’e de, onun anayasasına da hayır diyenlerin oranı %8’lerde kaldı.
Davutoğlu’nun temsil ettiği zihniyetin 12 Eylül Anayasası’na hayır oyu kullandığını düşünmek komiktir. Davutoğlu söz ettiği zarfa kahverengi ne koydu bilemeyiz ama mavi ret oyu olmadığı belli.