Uzun zamandan beri küresel anlamda en yüksek muz fiyatlarının bizim ülkemizde gerçekleştiğini ve bunun normal olmadığını yazıyorum. Ancak aşağıda belirttiğim şekilde zengin ülkelerin reyonlarında makul fiyatlar istikrarını korurken bizdeki artış devam ediyor. Fiyatlar 14 liradan başlıyor, 18 liraya kadar çıkıyor. Haftada bir iki gün indirim uygulayarak (semt pazarlarıyla rekabet için) 12 liraya kampanya yapan perakendecilerimiz de var, organik muzu 20-22 liradan başlayarak fiyatlandıranlar da…
Bir ulusal indirim marketimizde ithal muzun fiyatı 14,95 TL’dir. Bir ulusal gurme market zincirinde ithal muz fiyatı 16,95 TL, yerli muz fiyatı 17,50 TL’dir. Bir başka ulusal gurme market zincirinde organik muzun fiyatı 23.99 TL’dir. Bir ulusal süpermarket zincirinde ithal muz 14,99 TL, yerli muz 13,90 TL’dir. Yukarıdaki fiyatların sadece çok şubeli zincir mağazalara ait olduğunu hatırlatırım. Manav veya müstakil market fiyatları dikkate alınmamıştır.
Görüldüğü gibi pahalılığı sadece ithalat şartlarına bağlamak doğru değildir.
Zira biz aynı zamanda senede 500 bin ton muz üretimi yapan bir ülkeyiz. Üretici olan bir ülkenin bu avantajı tüketici lehine fiyatlara yansımaz mı?
Yansımıyor. Yukarıdaki fiyatların sadece gümrük vergisi uygulanan ithal muza ait olmadığı açıkça görülmektedir. Yerli muz bazı tezgâhlarda 1-2 lira daha pahalı, bazı tezgâhlarda da 1-2 lira daha ucuzdur.
Üretici olmayan, sadece ithal muz satan Avrupa’nın ve Kuzey Amerika’nın zengin ülkeleri bizden çok daha ucuza vatandaşlarına muz yedirmekteler. Yaygın fiyatlar 1 dolar ve 1 euro civarındadır. Elbette ülkelere ve market zincirlerine göre de küçük farklar vardır. Takdim ediyorum.
Yurtdışı raf fiyatları:
• Almanya’da 1 euro olan normal fiyat, indirimde 89 cent oluyor. Yani 5,5 TL ile 6 TL karşılığıdır (kur 6,19). Organik muzun fiyatı 1,69 Euro’dur. 10,5 TL karşılığıdır. Bizde bu fiyata normal muz bulunmamaktadır. Hollanda’da yaygın fiyat 1 euro ve karşılığı da 6,20 TL’dir.
• İspanya’da 1,29 euro fiyatla satılmaktadır. Karşılığı 8 TL’dir.
• Polonya’da 4 zloty fiyatla satılmaktadır. Karşılığı 5,65 TL’dir (kur 1,41).
• Macaristan’da 1,20 euro olan normal fiyat, indirimde 1 euro olmaktadır.
• Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde ithal muz 6,5- 8,95 TL arasında satılmaktadır.
• İsviçre’de 2,60 frank olan normal fiyat, indirimde 1,50 frank oluyor. Kendi ülkelerini pahalı bulan birçok İsviçre vatandaşının sınırdan geçerek toplu alışverişlerini Almanya’dan yaptıklarını hatırlatırım. Böyle bir piyasada bile muz fiyatları 8,5 – 14,90 TL aralığına denk gelmektedir (kur 5,73).
• ABD’de 99 cent- 1,20 dolar aralığında satılmaktadır. Karşılığı en fazla 6,80 TL’dir (kur 5,70).
• Kanada’da 1,50 Kanada dolarına satılmaktadır. 6,5 TL karşılığıdır (kur 4,28).
Mevcut durum bu olduğuna göre sebepleri üzerinde biraz durmak gerekir. Amacımız bu konuya dikkat çekerek hakkaniyetli bir orta yolun bulunmasına yardımcı olmaktır. İthal muza uygulanan yüzde 145,8 düzeyindeki gümrük vergisinin yerli üreticiyi koruma gayesi güttüğü bellidir. Ancak büyüme çağındaki çocuklarımızın beslenme hakkı ile de dengelenmelidir.
Yurt içinde üretilen bir ürünün fiyat çıtası bu kadar yukarda olabilir mi?
Elbette üretici kanadı bu verginin korunmasını istiyor. Haklı olduklarına emin değilim. Ancak muzun dağıtım kanalı paydaşlarından birisine, Mersin Yaş Sebze ve Meyve Halinde komisyonculuk yapan Remzi Koldaş’a kulak verebiliriz.
Koldaş, Ocak ayında yaptığı bir açıklamada; “Mersin Halinde Anamur muzunun satış fiyatının 6-6,5 lira arasında değiştiğini” iddia ederek, “herkesin muz yiyebilmesi için ithal muzda gümrük vergisinin kaldırılması gerektiğini” söyledi. Bu durumun Anamur muzunu etkileyip etkilemeyeceği ve Anamurlu üreticilerin tepki gösterip göstermeyecekleri yönündeki soruya Koldaş, “Kilosu 10 TL de olsa Anamurlular buna karşı gelirler. 1 liraya 1 buçuk liraya mal olan muzu Anamurlular dalında 4 liraya, 5 liraya satıyor. Hâlâ fiyata az diyorlar. Tüketici kaç liraya yiyecek muzu? ” diye de soruyor (Kaynak: Güney Gazetesi).
Anamur Muz Üreticileri Birliği (MUZBİR) Başkanı Hasan Çatkaya‘yı da dinleyelim:
“Ülkemizde yaklaşık 500 bin ton muz üretiyoruz. Gelecek yıl 700 bin tona ulaşırız. Ülkenin ihtiyacının tamamını yerli muz karşılar. İthal muzun ülkemize geliş macerası 2 ay, yerli muz ise direk tarladan tezgâhadır” diyor.
(Kaynak: http://www.tamsayfa.net)
Başkan bu söylemiyle nelerin altını çizmiş oluyor?
• Muzda kendi kendimize yeterli olduğumuzun,
• Lojistik maliyette ithal muza göre çok avantajlı olduğumuzun…
Peki neyi söylemiyor?
“Yüzde 150 vergi yükü olmayan ve rakibe göre lojistik giderde avantaj sağlayan yerli üretici sayesinde fiyatlar yarı yarıya düşer” demiyor.
Başkan Hasan Çatkaya’nın Retail Türkiye Dergisi’ndeki röportajından bir bölümle devam edelim:
“Bizim de muz üreticileri olarak birlikte hareket etme mekanizmasını artıracak yapılar kurmamız gerekiyor. Büyük marketler muz istiyor ama veremiyoruz, neden?
Bahçemiz var, muzumuz var ama sarartmamız yok. Adama tıra yükleyip ürün veremiyoruz. Bundan sonra marketlere, 5 yıldızlı otellere gideceğiz. ‘Muzu bizden alacaksın, biz sana taze muz göndereceğiz. Muz deponda 10 gün değil, 2 gün duracak’ diyeceğiz” açıklamasında bulunuyor.
Başkan devam ediyor; ” Yurt dışındaki muzun raf ömrünün nasıl uzatıldığını bilmiyoruz. Uzmanlarımızın çalışması gerekiyor. Muz yetiştiriciliği konusunda deneyimlerin bir araya getirilip tüm çiftçilere aktarılmasını hedefliyoruz” diyor.
Başkan’dan duyduklarımız esasında her şeyi anlatıyor.
Ülkemizde 1930‘lu yıllardan itibaren muz ticari amaçla yetiştiriliyor.
Bu 90 yıllık sürede;
• Kooperatifleşmek için yeni yeni hareketleneceğiz!
• Üretim hızlı şekilde artıyor ama sarartma ünitelerimiz yok!
• Muzun raf ömrünü nasıl uzatacaklarını bilmiyorlar ve uzmanları üretici ülkelere gönderip, gelen bilgileri çiftçilerle henüz yeni paylaşacaklar!
• Marketlere taze muz göndermeye niyetlenmişler ama marketlerin en fazla 2 gün bekleyebilen muzu alamayacaklarını veya yüksek fireyi üstlenemeyeceklerini henüz öğrenememişler.
70’li yıllarda karpitle sarartılan yerli muzu alıp satardık. Eminönü’ndeki Sebze Meyve Hali’ne yakın yerlerde muz odaları vardı. Her gün o odalara girdik çıktık, tüketici olarak da yıllarca afiyetle yedik ve sonra da sağlığa zararlı yöntem olduğunu öğrendik. Şimdi etilen gazı kullanılıyormuş. Onun da ne kadar sağlıklı olduğunu daha sonraki senelerde öğreniriz herhalde!
1985 yılından itibaren ithal muzla tanıştık ve meyve tezgâhlarının en gösterişli ürünü oldu. İthalatın başlamasına kadar Migros’un Meyve Sebze Pazarlama Müdürü olarak neler çektiğimi bir ben bilirim. Rakibi olmayan ve talebi karşılamakta zorlanan yerli muzu tok satıcı durumundaki komisyoncunun elinden almak, istediği fiyatı kabul etseniz de deveye hendek atlatmaktan daha zordu.
İthalat başladıktan sonra da yerli muzun krallığı bir müddet daha devam etti. Sonra da koltuğu ithal muza terk etti. Her zaman yerli üretimi destekleyen bir kişi olarak itiraf etmeliyim ki; ithalatla birlikte iş hayatımda büyük bir rahatlama yaşadım. Tüketiciyi söylemeye gerek yok, o günlere kadar sadece fotoğraflarda gördüğü bir ürünle makul fiyat ödeyerek tanışmış oldu.
Elbette yerli muz üreticilerinin de sıkıntıları vardır. En önemlisi, dünyanın en büyük ihracatçısı Ekvador’da açık alanda kendiliğinden yetişen muzun, Türkiye’de çoğunlukla örtü altında yetiştirilmesinden kaynaklanan maliyet farkıdır. Ancak rekabette sağlanan avantajlar bu maliyetin çok üstündedir.
İkincisi, yurda kaçak yollardan giren ithal muzun ‘yerli ürün fiyatlarını düşürdüğü’ şikâyetidir. Bu kaçağın tüketiciye düşük fiyat olarak yansımadığı çok net bellidir. Aradaki bu farkın kimlerin cebine girdiği ise benim de merak ettiğim bir konudur. Kaçak muzun rafa nasıl yansıdığını görmek isteyenler İran marketlerine bakabilirler. Muzun kilogram fiyatı 29.700 riyal, yani 4 TL karşılığıdır.
Sonuçta; dünyanın en pahalı muzunu yemeyi hak etmiyoruz. Yerli muz, ancak üreticiden tüketiciye kadar uzanan dağıtım kanalında yer alan bütün paydaşların ortak hareketi ile hak ettiği raf payına kavuşabilir. Rekabetçi fiyat oluşturulması halinde ithal muz kendiliğinden sahneden çekilir. Aksi takdirde kendi ülkesinde bile bu kadar pahalı olan bir ürünün ihracat şansı da olamaz.