“Yeni Fikirtepe konaklarında iş, alışveriş ve ev bir arada. Hayat bize güzel…” dedi eli yüzü temiz bir bey televizyondaki reklamda. Mahallenin eski haline Fikirtepe bebelerinin korkusundan son model arabalarıyla bile giremezken yeni Fikirtepe bebeleri, şimdi güvenlikli sitelerinde güvenle arz-ı endam ediyorlardı. Yurdun zenginleri, şehir merkezine dönmek isterken, merkez mahallelerin yıllarca kahrını çekmiş olan yerliler, şehrin en periferindeki kılcal damarına sürüldüler, sürgün oldular.
Fikirtepe, bir kurtuluş savaşından yenik çıkmıştı. Düşman işgal edince tepeyi, asıl sahiplerinin hepsi birer birer teslim oldular. Elleri mahkumdu. Alaattin Demirel simge oldu, direndi sonuna kadar, ne çare onun da evini alınca taahhüdün uzmanları, başladı büyük kentsel başkalaşım. Mutena ve muteber bir semt olacaktı artık Fikirtepe, daha nesi? Sulukule’den sonra bir renk daha yitecekti hafızalarımızdan. Her rengin elli tonu vardı, ağabeylerin kartelasında. Siyasetin hard-pornosu aldı bütün yaşam alanlarımızı elimizden.
Yeni olan her şeyin iyi, güzel ve doğru olduğunu pompaladı sistem. Kuruluşun ve kurtuluşun partisi de nasibini aldı bu furyadan. Yedi kendi evlatlarını. Yoldaşlarımız partileri tarafından hiç kullanılmamış ruhlarını, akıllarını bu toprakta bırakarak, sürüklediler bedenlerini sınır kapılarının dışına. Sekülerizm çoktan göç ettiğinden bu coğrafyadan ve kurtuluşun partisinden, “seküler göç” dedi buna kimileri. Gitmek istedikleri ülkelerde iyi mevkilerde değerlendirildi bir çoğunun akılları. “Bıçkılanmış dal gibi” ayrı düştük birbirimizden. Daraltıldı yollar, artık kimse yan yana yürümeyeceğinden. Gayri gider oldu yoldaşlarımız kendi öz yurtlarından. Beyin terk edince örgütü, asıl sahiplerinin elinden alınınca yaşam alanları, yurdun en nadide beyinleri göç etti dünyanın en periferindeki kılcal damarlara. Yurdun kalbi kan pompalayamaz oldu. Fikirsiz, ideolojisiz, umutsuz, bilgisiz yepyeni yüzler konuldu hemen vitrine. Hepsi birbirinden prezantabl, hepsi birbirinden elit. Pirincin içindeki beyaz taşları yuttu birer birer aç kitle. Halk Arenalarındaki müsamereler bitti, eve yine glisemik indeksi hayli yüksek kalitesi hayli düşük karbonhidratla karnı şişkin döndü, avuçları alkışlamaktan patlamış. Haritadan silindi o büyük savaşın kilit noktası olan Fikirtepe.
İşte Fikirtepe böyle düştü. O mahur besteyle yine ağlarız bir gün, şimdi emre kulak vermenin zamanıdır. Süngü taaaak!