Kumru Tulgar / Ajans Bizim – Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı (TZOB) Şemsi Bayraktar, tarımsal üretimin en önemli girdilerinden olan gübrede son dönemlerde yaşanan fiyat artışları üreticiyi ciddi anlamda olumsuz etkilediğini belirterek, “Üretici önünü göremiyor ve füze gibi yükselen girdi fiyatlarını da endişeyle izliyor. Acilen tedbirler alınmalıdır” dedi.
Bayraktar, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, 2-24 Eylül’de yapılan zamlarla azotlu gübre fiyatlarında önemli artışlar yaşandığını, bu yıl DAP gübresinde yüzde 146, üre gübresinde yüzde 145, amonyum sülfat gübresinde yüzde 157, amonyum nitrat gübresinde yüzde 135, 20.20.0 kompoze gübresinde yüzde 117’lik bir artış olduğunu bildirdi.
“Gübrede verilen destekler yetersiz”
Yeni üretim sezonuna hazırlanan ve kuraklık endişesi taşıyan üreticilerin önünü göremediğini kaydeden Bayraktar, şöyle devam etti:
“Bu artışların devam etmesi halinde nasıl bir üretim yapacağını kestiremiyor. Kuraklıktan dolayı rekolte kayıpları yaşayan, geliri azalan, borcunu borçla kapatıp yeni kredi alamayan çiftçi bu fiyatlarla gübre alamaz. Gübre kullanılmazsa verimde ve kalitede kayıplar meydana gelir. Bitkisel üretim düşer. Hayvancılık sektörü de bundan etkilenir. Ülkemizde üreticilerimizin gübre kullanımı zaten yetersiz düzeydedir. Bu duruma bir de astronomik fiyat artışları eklenince, yeterli gübre kullanılamaması sonucu, üretim düşüklüğü olacak ve yeterli arz sağlanamayacaktır.
Üreticilerimize ödenen tarımsal desteklerin de yeterli olmadığı ortadadır. Bu desteklerin piyasalardaki fahiş girdi fiyatları titizlikle incelenerek güncellenmesi ve makul düzeylerde artışların yapılması gerekmektedir. Fark ödemesi destekleri tekrar hesaplanmalıdır. Gübrede verilen destekler yetersizdir. Mazotta olduğu gibi fiyatın yarısı oranında gübre de desteklenmelidir. Devletimiz 2005 yılında gübre sektöründen çekildi. Üretimse büyük oranda 7 firma tarafından gerçekleştiriliyor. Pazarın büyük bir kısmı da bu firmaların kontrolündedir.”
“Üretici ve market arasındaki fiyat farkı 3,5 kat”
Bayraktar, Eylül ayında üretici ve market arasındaki fiyat farkının 3,5 kata ulaştığını belirterek, “Kuru soğan 3 buçuk kat, maydanoz, elma, limon, yeşil fasulye, kuru üzüm ve marul 3 kat fazlaya tüketiciye satıldı” dedi.
Eylül’de üretici ve market arasındaki fiyat farkının en fazla yüzde 253 ile kuru soğanda görüldüğüne dikkati çeken Bayraktar, şunları kaydetti:
“Kuru soğandaki fiyat farkını maydanoz yüzde 242, elma yüzde 235, limon yüzde 230, yeşil fasulye yüzde 206 oranında izledi. Markette 24, üreticide 20 üründe fiyat artışı; markette 13,üreticide 7 üründe fiyat düşüşü oldu.
Markette 1,üreticide 3 ürünün fiyatı değişmedi. Eylülde fiyatı en fazla artan ürün markette domates, üreticide sivri biber, fiyatı en fazla düşen ürün markette ve üreticide limon oldu. Yeşil mercimekte ise fiyat değişimi yaşanmadı. Domatesteki fiyat artışını yüzde 24 ile kuru fasulye, yüzde 19 ile zeytinyağı, yüzde 16 ile pirinç takip etti.
“TMO kuru soğanda alım yapmalı”
Üreticide ise yüzde 56 azalmayla fiyatı en fazla düşen ürün limon, fiyatı en fazla artan ürün yüzde 59 ile sivri biber oldu. Limonu yüzde 33’le kuru soğan, yüzde 15’le salatalık, yüzde 14’le yeşil fasulye izledi. Antepfıstığı, yeşil soğan, ıspanak fiyatında bir değişim yaşanmadı.
TMO kuru soğanda fiyat istikrarı için geçen yıl olduğu gibi alım yaparak piyasaya müdahale etmelidir. Belediyelerle kamu kurumları alım konusunda harekete geçmeli. Kuru kayısıda TMO’nun alımları fiyat artışında etkili oldu. Kuru incirde TARİŞ’in fiyat açıklaması fiyatı artırdı. Elmada üretici fiyatları geçen dönemin ortalama fiyatlarından düşüktür. Geçen yıl kısıtlamalar nedeniyle elma alan tüccar ve ihracatçılar ellerinde kalan elmaları düşük fiyattan meyve suyu fabrikalarına sattı. Bu sezon ihtiyaçları kadar elma aldıkları için fiyat düşük kaldı.”