DÜNE BAKMA DURAĞI
Ne yerde, ne gökte yeri yoktu kadınların o zaman…
1800’lerin sonunda; kadınların oy kullanmadığı, sayılmadığı, eğitilmediği bütün bunlara ulaşanların şanslı sayıldığı yıllarda doğdu o. Adı Élise Léontine Deroche’du.
Paris’te doğmuştu Élise. Cesurdu. Cesareti ve hevesi onu sahneye çıkartmıştı. Bir de sahne adı edinmişti kendisine; Raymonde de Laroche. 1908 yılında bir gün Wright Kardeşler gösteri uçuşları yapıyordu. İnsanın bir kuş gibi uçabileceğini keşfettiği o tarihi günlerden birine tanık oldu Élise. O an hayatındaki her şey değişti. Yıl 1908’di. Sonra gözünü gökyüzünden ayıramaz oldu Élise. O günlerin en gözde en tutkulu pilotlarından biriydi Gabriel Voison. Élise ona gidip, “Bana da öğretir misin?” dedi. Gelin görün ki Voison’un uçağı tek kişilikti. O yüzden yerde öğrendi öğreneceklerini Élise. İlk uçuşu çok kısaydı. Ama o kısacık an tarihe geçti. O gün dünya tarihinde ilk kez bir kadın uçmuştu. Tarihi bir andı bu. 22 Ekim 1908’di tarih. 112 yıl olmuş…
Élise dünya tarihinin ilk sertifikalı kadın pilotuydu. 18 Temmuz 1919’da bir uçuş sırasında uçağı düştü. 36 yaşındaydı daha. Bazen kısa ömürlere devasa işler sığar ya hani. Hatta bazenden de nadirdir bu. Élise’in yaşamı öyleydi. Kadınlara gökyüzünün kapılarını açmıştı o. Yaşamı pahasına hem de.
DÜNYA KADINLAR İÇİN HÂLÂ KARANLIK
Dünyanın kadınlar için karanlık olduğu yıllarda gökyüzünde kocaman bir pencere açmıştı kadınlara Élise. Hoş dünya hâlâ aydınlanabilmiş değil kadınlar için…Örnek mi? Melek Aslan bir süre önce Diyarbakır’da sokak ortasında öldürüldü. Gerekçe namus.
Örnek mi? Daha dün gibi sadece 2020’de 300 kadın öldürüldü bu ülkede. 180’i kendi evinde, 48’i sokak ortasında; kocası ya da oğlu tarafından öldürüldü.
Bazen dün yüzyıldan bile uzun… Hani bir kişi bile eksilmeyecektik…! Hâlâ eksiliyor kadınlar her gün…