Birleşmiş Milletler (BM) tarafından yapılan yeni bir çalışmada, doğada yaklaşık 1,7 milyon keşfedilmemiş virüs bulunduğu ve bunların yarısının insanlara bulaşma ve Covid-19 benzeri yeni salgınları tetikleme potansiyeline sahip olduğu belirtildi.
Araştırmacılar, şimdiye kadar dünyada ortaya çıkan tüm salgınların iklim değişikliği, ormansızlaşma ve kentleşme gibi insan faaliyetleri nedeniyle ortaya çıktığını belirterek, acil harekete geçilmezse önümüzdeki yıllarda pandemi sayısının artacağı konusunda uyarı yaptı. Bununla birlikte, raporda gelecekteki salgınların 1 trilyon dolar düzeyinde yıllık ekonomik zarara neden olacağı ifade edildi.
TÜM PANDEMİLER İNSAN FAALİYETLERİNDEN KAYNAKLANIYOR
Birleşmiş Milletler Biyoçeşitlilik ve Ekosistem Hizmetleri Hükümetlerarası Bilim Politika Platformu (IPBES) tarafından yayımlanan yeni bir rapora göre, bugüne kadar dünyada meydana gelen tüm pandemilerin kökenleri hayvanlar tarafından taşınan mikroplara dayanıyor. Ancak ortaya çıkışları tamamen insan faaliyetlerinden kaynaklanıyor.
YAKLAŞIK 1 MİLYON VİRÜSÜN YENİ SALGINLARA NEDEN OLMA POTANSİYELİ VAR
Araştırmacılar, doğada yaklaşık 1,7 milyon keşfedilmemiş virüs bulunduğunu tahmin ettiklerini ve bunların yarısının insanlara bulaşma ve yeni salgınları tetikleme potansiyeline sahip olduğunu açıkladı.
HER YIL BEŞ VİRÜSÜN ÖNÜNDEKİ TÜR ENGELİ ORTADAN KALKARAK, İNSANLARA BULAŞMAYA HAZIR HALE GELİYOR
22 bilim insanından oluşan ekip raporunda, hayvanlardan yayılan “zoonotik” hastalıkların neredeyse üçte birinin, ormanların kaybı nedeniyle ortaya çıktığını ve yaban hayatı ile insanlar arasındaki yakın temastan kaynaklandığını söyledi. Araştırmacılar, böylesi bir yıkımın ardından gelişen yarasa ve fare gibi hayvanların endişe verici hastalıkları taşıma olasılığının yükseldiğini aktardı. Buna göre her yıl yaklaşık beş virüsün önündeki tür engeli ortadan kalktığı için direk olarak insanlara bulaşmaya hazır hale geliyor. Uzmanlar, gelecekteki salgınları engellemek için insanlığın ormansızlaşma, hayvancılık üretimi ve vahşi yaşam ticareti gibi biyolojik çeşitlilik kaybına yol açan faaliyetleri azaltması gerektiğini belirtti.
“PANDEMİLER GİZEMLİ BİR ŞEKİLDE ORTAYA ÇIKMIYOR VE ÖNLENEBİLİR”
IPBES ve EcoHealth Alliance başkanı Peter Daszak, yaptığı basın açıklamasında “Covid-19 salgınının veya herhangi bir başka salgının nedeni hakkında büyük bir gizem yok. İklim değişikliğinin ve biyolojik çeşitlilik kaybını hızlandıran aynı insan faaliyetleri, pandemi riskini de tetikliyor. Araziyi kullanma şeklimizdeki değişiklikler; tarımın genişlemesi ve yoğunlaşması, sürdürülemez ticaret, üretim ve tüketim doğayı bozar. Ardından bu durum yaban hayatı, çiftlik hayvanları, virüsler ve insanlar arasındaki teması artırır. Pandemilere giden yol bu” ifadelerini kullandı.
GELECEK YILLARDA PANDEMİLERİN SAYISI VE ZARARLARI ARTACAK
Bununla birlikte araştırmacılar, yeni salgınlar ortaya çıktıktan sonra müdahale etmenin, Covid-19 pandemisinin de yaşandığı üzere, halk sağlığı önlemlerine ve yeni aşı ve terapötiklerin geliştirilmesine dayanarak “yavaş ve belirsiz bir yol” olduğu konusunda uyardı. Hem büyük miktarlarda can kayıplarının hem de küresel ekonomide yaşanan ciddi zararın tekrarlanacağı ifade edildi.
SALGINLAR DEV EKONOMİK MALİYETLERİYLE BİRLİKTE GELİYOR
Diğer taraftan raporun yazarları, Temmuz 2020’ye kadar Covid-19 salgınının toplam küresel maliyetinin 8 ile 16 trilyon dolar civarında olduğunu hesapladılar. Sosyal mesafe ve seyahat kısıtlamalarının küresel olarak sektörlere zararı ise 5,8–8,8 trilyon dolar oldu.
Geçmişteki pandemiler de önemli bir ekonomik bedeli olmadan gelmedi. Örneğin, 2014 yılında Batı Afrika’da yaşanan Ebola salgını dünyaya yaklaşık 53 milyon dolara, Güney Amerika ve Karayipler’deki Zika virüsü salgınları 2015-2017 arasında yaklaşık 18 milyar dolara mal oldu.
SALGINI ÖNLEMEK, ONUNLA MÜCADELE ETMEKTEN 100 KAT DAHA UCUZ
IPBES raporu, gelecekteki salgınların da 1 trilyon dolar düzeyinde yıllık ekonomik zarara neden olma potansiyeline sahip olduğu konusunda uyardı. Gelecekteki pandemi riskini azaltmanın maliyetinin, bu tür krizlere yanıt vermenin maliyetinden yaklaşık 100 kat daha az olacağı tahmin edildiği ve bu nedenle ‘dönüştürücü değişim için güçlü ekonomik teşvikler’ sağlanması gerektiği bildirildi.
Kaynak: NTV