Olmamak için özel gayret sarf ediliyor da onun için. Bir taraftan ağaca yeşile sevgisini haykırıyor, diğer taraftan belediyeleri eliyle betonlaşma hamlesine omuz veriyor. Bir taraftan sosyal adaletten bahsediyor, diğer taraftan belediyelerinin kararı ile fahiş emlak vergisi tarifelerini uyguluyor.
İlkinden çok bahsettik, ilgi duyanlar eski yazımlarımdan söz konusu belediyeleri ve icraatlarını görebilirler. Şimdiki konumuz ise emlak vergisi.
Rekor artışlar ve şikâyetler hep CHP İlçe Belediyelerinden geldi.
Neyse ki Hükümet bir torba yasa ile bu vergilere bir üst sınır getirip soyulmamızı önleyeceğini açıkladı.
Geçtiğimiz seçimde CHP’nin rekor oy aldığı Beşiktaş’ın, ilk seçimde bu partiye büyük bir sürpriz yaşatacağını hep beraber göreceğimizi zannediyorum.
Zira emlak vergisinde ölçüyü kaçırma rekoru bu Belediye’ye aittir. Beşiktaş Etiler’de, metrekare birim fiyatı 7 bin liradan 16 bin liraya yükseltilen bölge de var (Alkent), tarifesi 30 bin liraya dayanan bölge de…
Aynı Belediye, 2017’de Levent’te bir sokağın 2 bin 800 lira olan metrekare birim fiyatını, 2018 yılı için 21 bin 800 liraya çıkartıyor.
Örnek çok olup, anormal olanları ayırdıktan sonra bile Beşiktaş Belediyesi’nin yaygın artış oranı yüzde 500’dür. Beylikdüzü’nde ise yüzde 400…
İzmir’den de benzer haberler geliyor. CHP, sanki iktidara gelirse vatandaşa nasıl davranacağının provasını yapıyor ve canlı olarak da gösteriyor.
Adalet arayan Sayın Kılıçdaroğlu’na sormak lâzım; Beşiktaş, Beylikdüzü ve Sarıyer’de adaleti kim sağlayacak?
Hani halk arasında “özrü kabahatinden büyük” diye bir deyim vardır. Tam da buna uygun bir açıklama CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun’dan geldi. “Sarıyer’deki emlak vergisi artışı yüzde 15 ila 80 arasında” diyor.
Sosyal adaletçi görüşe bakar mısınız, yüzde 80 artışa nasıl da güzel alıştırıyor.
Çile bununla da sınırlı değildir. Bazı meslek örgütlerinin tavsiyesine göre; vatandaş eski emlak vergisi değeri ile yeni belirlenen emlak vergi değerini karşılaştırmalı, aradaki fark fahiş oranda artmış ise yargıya müracaat edip hakkını aramalıdır.
Mahkeme kapılarında bu şekilde sürünen vatandaş, sonunda yediği kazıktan kurtulsa bile bunu kendisine yaşatana gidip oy verecek öyle mi?
Peki şimdi ne oldu?
Maliye Bakanı Naci Ağbal kurtarıcı olarak ortaya çıktı ve dedi ki; “Yaşanan artışlara karşı vatandaşın haklı isyanını görüyoruz. Hükümet olarak 4 yılda bir yaşanan bu soruna neşter vuruyoruz”.
İşte siyaset budur. Beğenirsiniz veya beğenmezsiniz, sizi oy verdiğiniz partinin gazabından kim kurtarmış oluyor?
Eski bir solcu arkadaşım “solcuyum ama gözü kapalı fanatik değilim, bir de yeni kurulacak merkez partiyi görelim” dedi. Ne diyeyim, mecbur edenler utansın!
Yollarda adalet arayacaksınız ama şehirlerde ‘adaletsiz vergi’yi toplayacaksınız. Canından bezdirdiğiniz vatandaştan da oy bekleyeceksiniz!
Allah işinizi rast getirsin. Ancak bu belediyelerle işiniz hayli zor görünüyor. Adınızda halk var ama halkın sesine kulak vermek yok. “Git derdini mahkemede anlat” öyle mi?
Bu satırların yazarı şimdiye kadar en fazla oyu CHP’ye verdi. Çok şükür ki onun tercihi hiçbir zaman millet çoğunluğu ile buluşamadı.
Belediye seçimleri mi?
Yok canım artık o kadar da değil, zira yaşanmışlık var!