Temel ihtiyaç maddelerinde dünyanın en pahalı ülkeleri içinde yer aldığımızı bugüne kadar yaptığımız fiyat kıyaslamaları ile gösterdik. Bu tabloda yüksek enflasyonun yıpratıcı etkisi yanında bunu fırsata çevirmek isteyen bazı çevrelerin de rolü olduğunu birçok yazımızda konu ettik.
Bu günkü durağımız Yunanistan. Geçmiş yıllarda daha uygun fiyatları duyan komşu ülke tüketicileri ülkemize alışveriş için günübirlik seyahatler yaparlardı.
Bugün ise bu trafik ters yönde işlemeye başlamıştır. Hem ucuz alışveriş hem de ucuz tatil amacıyla vatandaşlarımız sınırın ötesine yolculuk yapmaktalar.
İşte örnek bir alışveriş listesi ilişiktedir. Euro bazında Yunanistan’dan yüzde 29 pahalı olmamız kolay izah edilebilecek bir durum değildir.
- Esasen Türk vatandaşı euro kazanmadığı için böyle bir kıyaslama çok doğru değildir ama geldiğimiz noktayı göstermesi bakımından ibret vericidir. Zira düşünebiliyor musunuz; cebine kazandığı euroları doldurup ülkemize gelen bir Yunan vatandaşına bile pahalı gelen bir piyasa oldu bizimki…
- Bu pencereden bakarak Türk tüketicisinin durumunu masaya yatırmak gerekir. Doğrusu iki tarafın da gelirini ve harcamasını kendi para birimi ile teraziye koymaktır. Gerçek tabloyu görmek ancak böyle mümkün olabilir.
İlişikteki listenin 1. sütununda Yunanistan fiyatlarını, 3. sütununda Türkiye fiyatlarını, 2. sütunda ise Türkiye fiyatlarının euro karşılığını gösterdim.
Listenin sonunda görüleceği üzere Yunanistan alışverişi 75,02 euro, Türkiye alışverişi 96.86 euro tutmuştur.
- Yunanistan’da asgari ücret 968 euro dur. Türkiye asgari ücretinin (22.104 TL) karşılığı ise 484 euro dur. Yani Yunanistan alışverişinin 22 euro daha düşük çıkmasının yanında; Yunan tüketicinin geliri de bizimkinin tam 2 katıdır. Bu da ikinci avantajlarıdır…
- Yunan tüketici 75 euro tutan bu alışverişi bir ayda 13 defa tekrarlayabilir. Türkiye’de net asgari ücret 22.104 TL olduğuna göre, bizim tüketicimiz de 4.419 liralık aynı alışverişi sadece 5 defa tekrarlayabilir.
- Eğer her iki tarafın da gelir ve fiyat düzeyleri benzerlik gösterseydi, bizdeki alışverişin tutarı 4.419 TL yerine 1.700 TL olmalıydı. Veya 4.419 liralık alışverişi yapan vatandaşımızın asgari ücreti 57.447 TL olmalıydı.
- İşte bütün bu sebeplerle imkânı olan vatandaşlarımız sınırın ötesine sık sık alışverişe gitmekteler. Yeme içme yerlerindeki makul fiyatları da seyahat dönüşünde ballandıra ballandıra anlatmaktalar.
Elbette buradan çıkartılacak başka sonuçlar da vardır!
Her sektörün fırsatçılarına sık sık değiniyorum. Belki kızanlar olabilir, onlar listedeki et ve tavuk fiyatlarına baksınlar.
Euro bazında komşuyu ikiye katlayan et fiyatlarımıza rağmen, bu kategorinin fırsatçıları hâlâ fiyatları yetersiz bulmaktalar. Oysa o ülkede işçilik başta olmak üzere bütün giderler euro ile…
Hadi bizim maliyetlerin de aynı seviyeye çıktığını varsayalım. Et spekülatörleri hangi hakla gelirin yüzde 50 fazlasını hâlâ yetersiz bulmaktalar?
- İthal muz fiyatlarımızın 2 kattan fazla olmasını vergiye bağlayanlar, yerli muzun pek de farklı olmayan fiyatını nasıl açıklayacaklar?
- Ayçiçek yağındaki fiyat farkına dikkatinizi çekerim. İklim şartları açısından komşu iki ülke arasında mağdur olan hep aynı taraf olabilir mi?
Kaldı ki bir senenin düşük rekoltesi sebebiyle tırmanan fiyatların, sonraki senelerde çıktığı seviyeden geri dönmemesi neyle izah edilebilir?
- Kirazımız don olayından etkilenmiş. O ülkedeki ürünler etkilenmemiş mi?
Euro bazında yüzde 120 pahalı satmanın başka nedenleri de olmalı!
Peki geçen yılın bahanesi neydi, kiraz fiyatları daha mı normaldi?
Uygun olduğuna inanan bir satıcı, etikete 500 gramının fiyatını yazar mı?
Sonuç olarak; her ülkenin vatandaşı oturmuş bir piyasada uygun fiyatlarla alışveriş etmek ister. Komşu ülkede marketler arasında yüzde 15’i geçmeyen farklarla fiyat uyumu vardır.
Bizde ise araştırma yapmayan her tüketicinin cebinden, en önemli markalar için bile değişik satış noktalarına göre yüzde 50-60’a varan ölçüde fazla para çıkabilmektedir.
- Aynı marka tereyağının 464 liraya da, 630 liraya da (kg) satıldığı marketler vardır.
- Listede 600 lira (kg) gözüken yağsız dana kıymanın, 970 liraya satıldığı zincirler de vardır.
- Listede 700 lira (kg) gözüken keçi ve koyun peynirinin 1200 liraya satıldığı zincirler de vardır.
- Listede 600 lira (kg) gözüken kirazın 745 liraya satıldığı (alış fiyatı 240 lira iken) marketler de vardır.
Yani iki ülke arasında yaptığımız kıyaslamada; bizim için pahalılık yanında, fiyat istikrarsızlığı da önemli sorundur. Bu da halk dilinde, “tutturabildiğine fiyat uygulaması” şeklinde tarifini buluyor ki, tam da karşılığı budur.
