Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin, Barış Pehlivan, Serhan Asker ve Seda Selek’in gözaltına alınmasını “Soru sormak, cevap hakkı tanımak gazeteciliğin temel ilkelerindendir. İfade özgürlüğüne yönelik bu baskılara karşı durmak her gazetecinin ödevidir! Susmayacağız, sinmeyeceğiz ve dayanışmayı büyüteceğiz.” ifadeleriyle kınadı.
Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin’in açıklaması şöyle:
“Soru sormak, cevap hakkı tanımak gazeteciliğin temel ilkelerindendir. İfade özgürlüğüne yönelik bu baskılara karşı durmak her gazetecinin ödevidir! Susmayacağız, sinmeyeceğiz ve dayanışmayı büyüteceğiz.”
Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin, son dönemde yaşanan gelişmelerin Türkiye’de basın ve ifade özgürlüğüne yönelik ciddi bir saldırı oluşturduğunu vurguladı. Bilgin, gazetecilik mesleğinin kriminalize edilmesinin kabul edilemez olduğunu belirterek, tüm medya örgütlerini, sivil toplumu ve demokratik güçleri dayanışma içerisinde özgürlükleri savunmaya çağırdı.
Başkan Bilgin, gazeteciliğin suç olmadığını ve soru sormanın bu mesleğin temel gereği olduğunu vurguladı, “Bir habere kaynak olan bir bilirkişi ile görüşmek, karşı tarafın cevap hakkını istemek, gazetecilik etiğinin temel ilkelerindendir ve suç sayılamaz” dedi.
“Barış Pehlivan, Serhan Asker ve Seda Selek’e soruşturma ve gözaltı kabul edilemez, bu ayrıca tüm gazetecilere baskı ve gözdağıdır”
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun 27 Ocak tarihli basın toplantısında “CHP davalarına atanan bilirkişi” olarak tanımladığı S.B. ile bir telefon görüşmesi gerçekleştiren gazeteci Barış Pehlivan’a soruşturma başlatıldı, ardından Pehlivan Halk TV binası önünde gözaltına alındı. Aynı soruşturma kapsamında Halk TV Sorumlu Müdürü Serhan Asker ve programcı Seda Selek de gözaltına alındı. Pehlivan, söz konusu bilirkişiye cevap hakkı tanımak adına bu görüşmeyi gerçekleştirdiğini açıklamıştı.
Bu durumu “açık bir baskı girişimi” olarak niteleyen Bilgin, gazetecilerin haber yapma ve soru sorma haklarının ihlal edildiğini ifade etti. Bilgin, “Soru sormak, cevap hakkı tanımak gazeteciliğin temel ilkelerindendir. İfade özgürlüğüne yönelik bu baskılara karşı durmak her gazetecinin ödevidir! Susmayacağız, sinmeyeceğiz ve dayanışmayı büyüteceğiz” dedi.
Siber Güvenlik Kanunu: Yeni Bir Baskı Aracı
Bilgin ayrıca, AKP’nin Meclis’e sunduğu Siber Güvenlik Kanunu Teklifi’nin, basın ve ifade özgürlüğüne yönelik yeni bir tehdit olduğunu söyledi. Görünüşte siber güvenliği artırmayı hedefleyen yasa tasarısının, gazetecilik faaliyetlerini ve milyonlarca yurttaşın kişisel verilerinin gizliliğini tehdit eden maddeler içerdiğini belirtti.
Özellikle “veri sızıntısı yapılmış gibi” içerik oluşturmayı suç sayan düzenlemenin keyfi uygulamalara kapı araladığını belirten Bilgin, bu yasa teklifinin basın özgürlüğünü kurumsal bir şekilde baskı altına almayı hedeflediğini dile getirdi. Siber Güvenlik Başkanlığı’na tanınan geniş yetkilerin, denetimsiz bir şekilde uygulanmasının, yurttaşların özel hayatına ve gazetecilik mesleğine doğrudan tehdit oluşturduğunu söyledi.
“Hükümet Gerçek Niyetini Açıklamalı”
Bilgin, açıklamasını şu sözlerle tamamladı: “Sansür Yasası ve Etki Ajanlığı düzenlemelerinin ardından, bu yasa teklifi de Türkiye’de basın özgürlüğüne yönelik baskı rejimini derinleştirme amacını taşımaktadır. Hükümet, gerçek niyetini açıklamalı; gazetecileri, medya kuruluşlarını ve yurttaşları hedef alan bu düzenlemeleri derhal geri çekmelidir. Medya ve ifade özgürlüğü, demokratik bir hukuk devletinin olmazsa olmazıdır.”
Kamuoyunun haber alma hakkını savunmanın herkesin görevi olduğunu bir kez daha vurgulayan Bilgin, Gazeteciler Cemiyeti olarak tüm basın meslek örgütlerini, basın ve ifade özgürlüğünü savunan demokratik güçleri dayanışmaya çağırdıklarını vurguladı.
