Pandeminin etkileri araştırıldı. Sonuç; son bir yılda yaşam memnuniyeti azaldı, aile bağları sarsıldı, mutlusuzluk ve yalnızlık hisleri arttı
Pervin Kaplan / Ajans Bizim – Pandemi sürecinde başta aile olmak üzere ilişkilerin nasıl etkilendiği, ruh halinde nasıl değişimler olduğu araştırıldı. Araştırmayı İstanbul Üniversitesi (İÜ) İktisat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Veysel Bozkurt gerçekleştirdi.
Son bir yılda toplumun ruh halindeki ve aile ilişkilerindeki değişimi, mevcut durumu ve bunun gerisindeki etkenleri ortaya çıkartmayı amaçlayan “Pandeminin Toplumun Ruh Hali ve Aile İlişkileri Üzerindeki Etkisi”araştırmasının ilki Nisan 2020’de, ikincisi bir yıl sonra Nisan 2021’de yapıldı. İlk araştırmada 5 bin 54 anket, ikincisinde 4 bin 75 anket değerlendirmeye alındı. Toplam örneklem 9 bin 129 kişi oldu.
Yaşamdan memnuniyet azaldı
pervinkaplan.com’un haberine göre, araştırma sonuçları karşılaştırıldığında yaşam memnuniyetinin bir yıl içinde yüzde 60’dan yüzde 44’e gerilediği görüldü. Aynı zamanda pandemi bir yıl içinde yaşam memnuniyetinin gerilemesinin yanı sıra ölüm, virüs kapma ve sevdiklerini kaybetme gibi kaygıları da artırdı.
Salgının ilk aylarında (Nisan 2020) anketi cevaplayanların yüzde 28’i “Ölüm korkum artı” derken, bu oran Nisan 2021’de yüzde 42’ye çıktı. Virüs kapma korkusu ise yüzde 41’den yüzde 48’e yükseldi. Sevdiklerini kaybetme korkusu ise yüzde 66.
Depresif belirtiler ise son yılda arttı. “Hayatım üzerinde kontrol duygumu kaybettim” diyenlerin oranı Nisan 2020’de yüzde 31’den Nisan 2021’de yüzde 44’e yükseldi.
“Daha çabuk sinirlenir ve öfkelenir hale geldim” diyenlerin oranı da yüzde 38’den yüzde 46’ya yükseldiği dikkat çekti. “Günlük işlerimi yapmakta zorlanır hale geldim” diyenler yüzde 41, “Uyku kalitem bozuldu” diyenler yüzde 51.
Yalnızlık duygusu arttı
“Sürekli yorgunluk ve bitkinlik hissediyorum” diyenlerde de büyük bir artış var. Nisan 2020’de oran yüzde 39 iken bir yıl sonra bu oran yüzde 65 oldu. “Yalnızlık duygum artı” diyenlerin oranları da Nisan 2020 yüzde 27 iken bir yıl sonra yüzde 51’e yükseldi.
Aile bağlarını da sarstı
Pandemi aile ilişkilerini de derinden etkiledi. Pandemide aile bağlarının güçlendiğini söyleyenlerin oranı da yüzde 55’den yüzde 43’e geriledi. Buna karşılık aile içinde iletişim sorunları yaşadıklarını söyleyenlerin oranı, yüzde 17’den yüzde 27’ye yükseldi.
Aile içi şiddet arttı diyenler yüzde 9, aile bireyleri huzursuz hale geldi diyenlerin oranı yüzde 41. Yine de pandemide aile bireylerinin birbirini destekledikleri de görülüyor. Maddi açıdan aile bireylerinin birbirini desteklediğini söyleyenlerin oranı yüzde 65.
Gençler kaygılı
En yüksek depresif belirti 25 yaş ve altı gençlerde gözleniyor. Ekonomik kaygıyı da en fazla gençler yaşıyor. Bu kaygıyı en yüksek duyanlar ise 21-25 yaş arasındakiler. Yapılan işe göre, en yüksek depresif belirtiler öğrenciler ve işsizler arasında. En düşük depresif belirtileri ise, kendi işini yapanlar, kamuda çalışanlar, emekliler gösteriyor.
Aile bağlarının güçlendiği görüşüne en az destek işsizler ve ev kadınlarından geliyor. En yüksek ekonomik kaygı işsizler, öğrenciler ve emekliler arasında iken en düşük kaygıyı kamu çalışanları yaşıyor.
Gelir azaldıkça depresyon ve aile içi sorunlar artıyor
Gelir azaldıkça depresyon belirtileri ve aile-içi sorunlar artıyor. Hanenin geliri arttıkça, aile bağlarının güçlendiğini söyleyenlerin oranı da artıyor. İşsiz ya da işini kaybetme kaygısına sahip olanlar arasında depresif belirtiler daha yüksek. Gelecekte işini kaybetme kaygısı ne kadar yüksekse, varoluşsal kaygılar da o ölçüde artıyor. Ekonomik kaygıyı en yüksek yaşayanlar salgın sonrasında işini kaybedenler. Onları işsizler ve ücretsiz izne çıkartılanlar izliyor.
İyimserlik azalıyor
Çoğunluk önümüzdeki 6 ay içinde ekonomik durumunun düzelmeyeceğini düşünüyor.
Virüse yakalananların hastalığı atlatma şekilleri de depresif belirtileri ve kaygıyı etkiliyor. Ne kadar ağır atlattılarsa kaygı da depresif belirtiler de o ölçüde artıyor.