HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, Gergerlioğlu’nun milletvekilliğinin düşürülmesini “siyasi operasyon” olarak nitelendirdi.
Sancar, “Bu, demokrasiye darbe operasyonunun yeni bir adımıdır. Bu, halkın iradesine saldırıdır. Bu, Meclis’e yeni bir darbedir. O nedenle burada hukuku kullanarak tartışmayı yürütmeye çalışmak bu zulüm düzenine hizmet etmekten başka bir anlam taşımaz. Hukuk yok, anayasa yok” dedi. Yapılan saldırılara karşı “dimdik ayakta durmaya devam edeceklerini” belirten Sancar, “demokratik siyasette ısrarlarını sürdüreceklerini” vurguladı.
Gergerlioğlu, akşam saatlerinde Genel Kurul’dan ayrılarak HDP grup toplantı salonuna çıktı.
Aynı gün kapatma davası geldi
HDP’lilerin Genel Kurul’da eylemlerini sürdürdüğü saatlerde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin de, HDP’nin kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne dava açtı. Bir süre önce, 2014 yılında yaşanan Kobani olayları nedeniyle inceleme başlatan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, incelemeyi davaya çevirdi ve hazırladığı iddianameyi Anayasa Mahkemesi’ne gönderdi.
Yazılı açıklama yapan Şahin, siyasi partilerin “devletin bağımsızlığına, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne aykırı” faaliyette bulunamayacağını öngören Anayasa 68. maddesinin 4. fıkrası hükümlerini anımsattı.
“PKK ve bağlı örgütlerle birlikte hareket etme” suçlaması
Şahin’in açıklamasında şu ifadeler yer aldı:
“Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, terörün kınanmamasını dahi siyasi partilerin kapatılması için yeterli bir gerekçe olarak kabul etmiştir. Siyasi parti yönetici ve üyeleri demokratik ilkeler çerçevesinde faaliyetlerine devam etmeli, terör örgütleri ile irtibatlı ve iltisaklı olmamalı, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve ortadan kaldırmayı amaçlamamalıdır. Bu bağlamda, Halkların Demokratik Partisi yönetici ve üyelerinin beyan ve eylemleriyle demokratik ve evrensel hukuk kurallarının kabul etmeyeceği şekilde davrandıkları, PKK terör örgütü ve bağlı örgütlerle birlikte hareket ettikleri, örgütün uzantısı olarak faaliyetlerde bulunarak, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve ortadan kaldırmayı amaçladıkları anlaşıldığından, adı geçen siyasi partinin kapatılması Anayasa Mahkemesinden talep edilmiştir.”
600’e yakın isme yasak istendi
Habertürk’ün haberine göre, Başsavcı Şahin’in hazırladığı iddianamede, aralarında cezaevinde bulunan eski eş genel başkanlar Figen Yüksekdağ, Selahattin Demirtaş, mevcut eş genel başkanlar Pervin Buldan ve Mithat Sancar’ın da bulunduğu 687 HDP’li milletvekili, parti yöneticisi hakkında siyaset yasağı, mal varlıklarına da el konulması istendi.
24 Haziran 2018’den bu yana neler yaşandı?
Hakkında kapatma davası açılan HDP, 24 Haziran seçimlerinde 67 milletvekili çıkardı ve parlamentonun üçüncü siyasi parti grubu oldu. Seçimden sonra Erkan Baş ve Barış Atay partiden ayrılarak Türkiye İşçi Partisi’ne katıldı. Saliha Aydeniz ise Demokratik Bölgeler Partisi Genel Başkanı olarak HDP’den ayrıldı.
Milletvekilleri Selçuk Mızraklı, Ayhan Bilgen ve Bedia Özgökçe ise 31 Mart 2019’daki yerel seçimlerinde belediye başkan adayı olunca istifa etti.
Geçen yıl Haziran ayında ise haklarındaki kesinleşmiş yargı kararının okunması ile Leyla Güven ve Musa Farisoğulları’nın milletvekillikleri düşürüldü. Mardin Milletvekili Tuma Çelik ise hakkındaki cinsel taciz iddiaları nedeniyle partiden ihraç edilirken, yine Mensur Işık disipline sevk edilince, partiden istifa etti. İstanbul Milletvekili Ahmet Şık da partiden istifa eden isimler arasında yer aldı.
İstifa, milletvekilliğinin düşürülmesi, adaylıklar nedeniyle milletvekili sayısı 55’e düşen HDP hakkında son olarak kapatma davası açıldı.
HDP yönetimi, Perşembe günü son gelişmeleri değerlendirmek üzere olağanüstü toplanacaklarını duyurdu.
Dokunulmazlıklar da gündemde
TBMM’de 900’ün üzerinde dokunulmazlık fezlekesi bulunan bazı HDP milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılması da gündemde. TBMM Anayasa-Adalet Karma Komisyonu’nun, AKP’nin 24 Mart’ta yapılacak 7. Olağan Kongresi’nin ardından dokunulmazlık fezlekelerini de gündeme alması bekleniyor.