Tüketici sokağın sesidir. Ne hissediyor ve nasıl yaşıyorsa ankete onu yansıtır.
Onunla iletişim, yönetenler için hızlı bilgiye ulaşmanın ve piyasanın nabzını ölçmenin en pratik yoludur.
Tüketici güven endeksi, her ay Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) tarafından üretilir. Avrupa Birliği’nin belirlediği kriterler üzerinden de hazırlanır.
Tüketicinin; eğilimlerini, ekonomi hakkındaki görüşlerini belirlemek amacıyla bağımsız olarak hazırlanan ankete verilen cevaplar pozitif ve negatif cevaplar olarak yüzdelendirilir. Pozitif cevap verenlerin yüzdesinden negatif cevap verenlerin yüzdesi çıkartılarak bu farka 100 eklenir.
Tüketici güven endeksi siyasi ve ekonomik gelişmelerden, siyasal piyasalardan etkilenir. Endeks, kişisel mali durum, genel ekonomi, harcama ve tasarruf eğilimleri üzerinden ölçülür.
Tüketici güven endeksi, 0 ile 200 arasında değer alır. Endekste 100 birimin üzerindeki değerler, tüketicinin ülke ekonomisindeki gidişatı olumlu yorumladığını, ekonominin büyümesini beklediğini gösterir. 100 birimin altındaki değerler ise ekonomide tüketici beklentisinin olumsuz olduğunu ve küçülme veya kötüleşme beklendiğini gösterir.
Şimdi bu bilgilerin ışığında Eylül 2018 verilerine bakalım:
Tüketici güven endeksi, Eylül ayında bir önceki aya göre yüzde 13,2 oranında azaldı. Ağustos ayında 68,3 olan endeks Eylül ayında 59,3 oldu (son 3 yılın en düşük seviyesi).
Hanenin maddi durum beklentisi endeksi bir önceki aya göre yüzde 10,4 oranında azalarak Eylül ayında 76,7 oldu. Bu azalış, gelecek 12 aylık dönemde hanenin maddi durumunun daha kötü olacağını bekleyenlerin artmasından kaynaklandı.
Genel ekonomik durum beklentisi endeksi Ağustos ayında 88,3 iken, Eylül ayında yüzde 15,5 oranında azalarak 74,6 değerine düştü. Bu düşüş, gelecek 12 aylık dönemde genel ekonomik durumun olumsuz yönde gelişeceğini bekleyenlerin bir önceki aya göre artmasından kaynaklandı.
İşsiz sayısı beklentisi endeksi ise bir önceki aya göre yüzde 9,3 oranında azalarak Eylül ayında 67,2 oldu. Bu azalış, gelecek 12 aylık dönemde işsiz sayısında yükseliş bekleyenlerin artmasından kaynaklandı.
Tasarruf etme ihtimali endeksi Ağustos ayında 25,3 iken, Eylül ayında yüzde 25,9 oranında azalarak 18,8 oldu. Bu azalış ise 12 aylık dönemde tasarruf etme ihtimali olduğunu düşünen tüketicilerin bir önceki aya göre azalmasından kaynaklanıyor.
İşte ekonominin durumu budur. Bunu ancak yaşayanlar bilir. Marketten alışveriş yapanlar onlar, konut alanlar onlar, sinemaya, restorana gidenler onlar. Tatile çıkanlar veya çıkamayanlar da onlar. Dolayısıyla tüketiciye kulak vermeyip de ne yapacağız?
Ülke ekonomisine bu kadar ışık tutan bir gösterge elbette yatırımcılar için de önemlidir. Yatırım kararlarının alınmasında etkili olan bu endeks iş adamları tarafından da yakından takip edilmelidir. Zira piyasaya güveni az olan tüketici tedirgin olur ve daha az harcar, daralan ekonomide tasarruf da yapamaz.
Endeks mali sektör hisse senetlerinin çoğunluğu için de önemli bir göstergedir.
Tüketici güven endeksi verilerindeki pozitif artış, ait olduğu ülkenin para birimini olumlu yönde etkiler.
Peki tersi durumda ne olur?
Bu gün yaşadığımız gibi TL’nin değer kaybına katkı yapar. Yani dış güçler değil, devlet kurumları eliyle seçilmiş iç güçler (halk) duruma etki ederler.
Böyle bir ülke; resesyona girmek istemiyorsa, olumlu çözüm programları uygulayarak tüketicinin piyasaya ve ülke koşullarına olan güvenini tekrar kazanmaya çalışır. Reel sektör de bunun takipçisi olur.
Dolayısıyla kaynak alınan bu aylık endekslere ve yorumlara bakmak varken, daha gerçekçi bir görüş başka nereden bulunacaktır?
Üstelik de dayanağı resmî belge olduktan sonra…