Belki de 1. Susurluk diye adlandırmak daha doğru. Halkın oylarıyla seçilmiş bir belediye başkanını asılsız iddialarla görevinden almak için bir operasyon başlatıldı, 11 Temmuz 1980 tarihinde Fatsa’da. Açıklanan amaç, dönemin hükümeti ve birtakım çevrelerce kurtarılmış bölge olarak adlandırılan Fatsa’nın işgalden (!) kurtarılmasıydı. Fatsa’ya bir operasyon düzenleneceği istihbaratını alır almaz yola çıkmıştık Işık Kansu ile birlikte. Operasyondan bir gün önce hangi partiden, hangi siyasi görüşten olduğuna bakmaksızın olabildiğince çok sayıda Fatsalı’yla konuştuk, hiçbiri kurtarılmış bölge iddialarını doğrulayacak bir şey söylemiyordu. Fatsa’da gerçekten bir iktidar vardı. Kendi içlerinden çıkan, kendi oylarıyla Belediye Başkanı seçtikleri Terzi Fikri’nin halkın katılımıyla, halkın desteğiyle sağladığı bir iktidardı bu. Türkiye’de ilk kez bir yerel yönetimin arkasında bu kadar büyük bir güç ve sevgi desteği vardı. Fikri Sönmez belediye başkanı seçilmesiyle birlikte, bambaşka bir belediyecilik anlayışı sergilemeye başlamıştı Fatsa’da. Kadınların çok şikâyetçi oldukları kumar, artık oynanmıyor, tefecilik tarihe karışıyordu. Silah kaçakçılığının kilit noktalarından biri olan Fatsa Limanı, Türkiye’nin kan gölüne dönmesinde büyük payları olan silah kaçakçılarına geçit vermiyordu artık.
Hükümet, kendi partilerinden olmayan bir başkan adayına oy verenleri, bilinen yöntemlerle cezalandıramıyor, pişman edemiyordu ne yapsa. İlçenin hakkı olan ödenekler verilmiyor, belediye hizmetlerinin yerine getirilememesi için siyasi iktidar bütün gücünü kullanıyordu. Terzi Fikri hükümetten maddi destek alamayacağını biliyor, hükümetten destek alabilmek için pijamalarını alıp Süleyman Demirel’in kapısında yatmıyordu. Bütün olanaksızlıklara karşın, Fatsa’da belediye hizmetleri aksamıyor, halkın desteğiyle, katılımıyla hiçbir belediyede görülmemiş bir hızla bitiriliyordu. Yıllarca sürmesi gereken çalışmalar, aylara sığdırılabiliyordu. Yakın il ve ilçe belediyeleri, nasıl beceriyorsunuz, nasıl yapıyorsunuz diyerek Fatsa Belediye Başkanlığı’na akıl sorar olmuşlardı. İktidar partisinin seçimi kazanmış olduğu bazı belediyelerde de durum farklı değildi. Fatsa, kötü örnek olmaya başlamıştı ve muhakkak gereği yapılmalıydı. Çorum katliamıyla ilgili kendisine sorular soran gazetecilere Süleyman Demirel, “Çorum’u bırakın, Fatsa’ya bakın!” derken, dikkatleri Fatsa’ya çekmeye çalışıyor, olacakların işaretini veriyordu adeta.
Derin uykusundaydı ilçe, dalgaların sesinden başka ses duyulmuyordu. 11 Temmuz 1980 sabaha karşı Fatsa Emniyet Amiri “Komando Kemal” lakaplı Kemal Şahin’in belediye hoparlörlerinden yayılan çatlak sesi bozdu gecenin sessizliğini ve huzuru. “Muhbir vatandaş”ı göreve çağırıyor ve huzuru bozanların Emniyet Amirliği’nin 1041 numaralı telefonuna ihbar edilmesini istiyordu, “devlet” adına… Kaç ihbar oldu, ya da hiç ihbar oldu mu bilinmez ama, o anonstan sonra bir daha huzur yüzü görmedi Fatsa. Ordu valisi Reşat Akaya ve “Komando Kemal”, kendilerinden daha iyi iş çıkaracaklarını düşünmüş olmalılar ki, güvenlik güçleri tarafından da aranmakta olan faşistleri kullandılar operasyonlarda, yüzlerini maskelerle gizleyerek. 10 kişi kadarlardı. Fotoğraflarını çektik, isimlerini saptadık maskeli faşistlerin.
Fikri Şentürk, Naim Keskin, Cengiz Tamza ve Sedat Şadi katıldıkları eylemler nedeniyle aranıyorlardı ve anlaşılan tanınmamak için maske kullanıyorlardı. Cumhuriyet’te 8 sütuna manşetten yayınlandı haberimiz ve maskelilerin fotoğrafları, isimleriyle birlikte. Operasyona katılmak üzere diğer illerden de takviye polisler gelmişlerdi. Erzincan’dan gelerek görev yapan 8 polis memuru, Cumhuriyet’te yayınlanan haberimizi ihbar kabul ederek, maskeli faşistlerden dört kişiyi, yine ev aramalarına katıldıkları sırada çevirmişler, maskelerini indirip kimliklerini saptamışlar ve sonra da tutuklamışlardı. “Kurtarılmış bölge” olduğu ileri sürülen, polis ve askerin günlerce didik didik aradığı Fatsa’da operasyonun bilançosu şöyleydi: 6 tutuklu, 33 tabanca. Ele geçirilen tabancaların da 17 adedi ruhsatlı. Olduğu iddia edilen bombalardan, dinamitlerden, makinelilerden ve ağır silahlardan ise eser yok!
Fatsa Nokta Operasyonu’nun bilançosunun bir de diğer yüzü var. Neredeyse 15 yaş üstündeki bütün erkekler sorgudan geçti, bizlerle konuşan, röportaj veren Fatsalıların hemen hepsi işkenceye alındı. Operasyon yüzünden fındık bahçeleri harap oldu. Operasyon sonrasında da yüzlerce polisin kol gezdiği Fatsa’da fındık toplanamadı. Halkın en önemli geçim kaynağı fındık, dalında kaldı…