Her uygar ülke, halkını yönetmek, hak-hukuk ve adaleti sağlamak için önce Anayasa’sını yapar.
Bu anayasaya dayanarak da yasaları çıkarır…
Son 22 yıla bir göz atalım…
AKP ve sayın Erdoğan dönemi…
Referandumlar…
Anayasa ve yasa değişiklikleri… (Bazı maddeler)
Mebzul sayıda genel ve yerel seçimler…
Ve sonunda Başkanlık Sistemi…
Yarı başkanlık mı, yoksa tam başkanlık mı hâlâ adı konulmuş değil ama üst bürokrasi ve Saray halkı tarafından “Başkan” diye hitap ediliyor sayın Erdoğan’a…
Sayın Başkan mevcut anayasa ile ülke yönetiminde nice badireler atlattı…
Darbe girişimleri dahil (Hain Fetö’cüler)
Delik deşik hale getirilen 1982 Askeri-faşist Anayasamızın yeniden tanzimine sıra geldi…
TBMM Başkanı, çok lazımmış gibi partiler arasında turluyor.
Tur üstüne tur bindiriyor…
Oysa mevcut Anayasa ve yasalara göre ülkemiz 22 yıldır yönetilmedi mi?
Evet yönetildi…
Hem de AKP Genel Başkanı ve devlet başkanı sayın Erdoğan tarafından bugünlere geldik…
Arkamıza baktık ki birçok şeyi kaybetmişiz…
Okullarda yoklama yapılır ya, biz de kalksak bugünlerde devletimiz için yoklama yapsak…
-Türk yargısı?
-Yokkkk.
-Adalet?
-Yoookkk…
-Hak-hukuk?
-Yokk..
-Anayasa Mahkemesi?
-Bazı kararları yok…
-Gezi davası sanıklarına adalet?
-Yokkk..
-Kavala?
-Nerden çıktı bu Kavala… Yokkk.
-Selahattin Demirtaş?
-Hiç yok…(!)
-Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları?
– O ne ola ki?
Şimdi sorma sırası halkımızda…
“O zaman Yeni bir Anayasa’ya neden ihtiyaç olsun ki?
Nasılsa hiçbir şeye uymayacaksınız, bunlara gerek duymayacaksınız, uygulamalar sizin için bir şey ifade etmeyecekse; neden yeni bir Anayasa?
Ne demiş eskiler?
Fikri tükenmiş bir insanla, suyu tükenmiş gölün kurbağası sadece bağırır…