İlhan Selçuk’un sıcak ilgisi, Sami Karaören’in çağrısı ile Cumhuriyet’te yazmaya başlamıştım. 2005 yılında İstanbul’a gittiğimde önce Cumhuriyet Yazı İşleri Sorumlusu Güray Öz’e uğradım. Güray Bey, daha konuşmasının başında bana:
“Fikret Dağlıoğlu ile tanışıyor musunuz?” diye sordu.
“Hayır” dedim.
“İsterseniz tanışın. Bir kat aşağıda.”
Kapıyı çalıp içeri girdiğimde elinde dosya kâğıtları olan, ayakta bir beyefendiyle göz göze geldim:
“Ben Nusret Ertürk. Fikret Beyle görüşmek istiyorum.”
Geldi, o koca gövdesiyle iki kez dostça sarıldı. Elinde beş dosya kâğıdı vardı; gelecek haftanın “Olaylar ve Görüşler” sayfası için seçilmiş. Sanat ve düşün adamı Fikret Bey:
“Bakınız” dedi “beş yazıdan üçü sizin! Nusret Bey yürekten kutluyorum.”
İlk yazımın çıktığı 1967 yılından bugüne sayıları üç yüz elliyi aşan yazılarım, her on beş günde bir yazı gönderdiğim Cumhuriyet, yaşamımın en onurlu sayfasıdır. Beni Cumhuriyet’te aylarca göremedikleri zaman onlarca okuyucum soruyor:
“Sizi Cumhuriyet’te neden göremiyoruz?”
Bu sorunun benimle ilgisi yok.
Fikret Dağlıoğlu sen çok yaşa!
9 Temmuz 2023
SEÇİCİ KENDİSİ OLURSA
Bir yazarın aynı dergide dört ayrı yazısının çıktığını görseniz ne dersiniz? Üstelik bu yazar derginin yöneticisi olursa! 2022 yazında Cumhuriyet Kitap’ta dergi yöneticisi Gamze Akdemir’i böyle gördük! Tarihe kimi öyle geçer, kimi böyle…
Nerede tek seçici varsa, orada kesin yanlış var.
20 Temmuz 2023