Gazeteci Fatih Altaylı, CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile yaptığı görüşmesini anlattığı yazısında, Özel’in Cumhurbaşkanı adayı olmak gibi bir derdinin olmadığını, gelecek seçimde CHP’nin adayının ya İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ya da ABB Başkanı Mansur Yavaş olacağını dile getirmiş.
Altaylı, Özel’in, “Ekrem İmamoğlu veya Mansur Yavaş aday olsaydı şu anda Erdoğan Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturmuyordu” dediğini aktarmış.
Özel’e katılmak mümkün değil…
CHP’nin eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı adayı olmasını hâlâ içine sindiremeyen Özel, yanında yetiştiğini ve çıraklık döneminde eski genel başkanın çok emeğinin geçtiğini inkâr ediyor.
Ancak, Kılıçdaroğlu’nun yerine Yavaş ya da İmamoğlu aday olsaydı, ikisinden birinin şu anda Saray’a yerleşmiş olacağını iddia etmesi bence son derece isabetsiz bir yorum…
Bir genel seçimden bahsediyoruz…
Ve oynanan ayak oyunlarını da hatırlıyoruz.
Son anda Sinan Oğan “COKER”in nasıl ortaya çıktığını, AKP’ye katılan irili ufaklı parti ve ortakların varlığını ne çabuk unuttu ÖZEL…
İyi Parti Genel Başkanı Akşener’in 6’li masanın ayaklarını kırmasını hiç mi düşünemiyor CHP Genel Başkanı?
Kılıçdaroğlu’na her açıdan ve her yönden kurulan “kumpas”lara rağmen alınan oyu nasıl inkâr ediyor Özel?
CHP lideri şu anda dahi hangi kişiyle dans ettiğinden haberi yok.
22 yıl ayakta kalan ve bu süre içinde “ayak oyunları”nda rakibi olmayan sayın Erdoğan’a karşı ne İmamoğlu ve ne de Yavaş rakip olabilir.
Tavsiyem, şimdiden yeni aday isimleri tespit etmeleri…
Hem de vakit kaybetmeden…
***
Sözcü Gazetesi Ankara Temsilcisi Saygı Öztürk, geçenlerde köşesinde Hac kurası ile ilgili dönen dolap ve dalavereleri dile getirdi.
Hile, desise, torpil dahil her türlü dalaverenin yer aldığı kura çekim sisteminin adeta “çökmüş” olduğunu örnek yaşanmış olaylarla anlatmış sevgili meslektaşım ve arkadaşım Saygı…
Son günlerin en star bürokratı Diyanet İşleri Başkanımız Prof. Dr. Ali Erbaş tüm iddiaların aksini savunsa da, kura olaylarındaki oyunları bizzat yaşayan Recep Sanal…
Kimdir Sanal?
Geçmişte Diyanet Vakfı’nın Hac işlemlerini Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu üyesi olarak denetleyen bir üst derece bürokrat.
Şu anda emekli ancak 11 yıl önce Hacı olmak başvurmuş ve kurada hâlâ sıra gelmemiş.
Allahtan başına gelen olayları yaşamış ve sorunun içyüzünü anlatmış Sözcü’ye…
Uzun uzun yazmaya gerek yok.
Diyanet İşleri, kurada çıkmayanları teselli (!) etmek için çok güzel bir neden bulmuş.
Evlere şenlik bir neden:
Belli ki, önce “Hac kurası size çıkmadı diye üzülmeyin” demek istemiş.
Ve eklemiş:
“Allah sizi bu sene de çağırmadı”
Ne diyelim ki, zamanı gelince çağırır (!) herhalde…
***
Amatör de olsa 24 yaşına kadar futbol oynamışlığım var.
Ebedi Fenerbahçeli olmam nedeniyle müsabakaları TV’den izlerim.
Tabii millî maçlarımızı hiç kaçırmam.
Avrupa Şampiyonasında Millî Takımınızın Gürcistan ile olan maçı izledim.
İki farkla kazanmamıza rağmen sevinemedim.
Portekiz maçı ve alınan sonuçtan sonra ise hiç umudum yok Millî takımdan.
Oyuncu bu kadar mı “ruhsuz” olur?
Bu kadar mı “Millî”likten uzaklaşır?
Türkiye ve Avrupa’da yıllardır parlatılan Arda denilen arkadaş neden ortalıkta görünmez anlamadım…
45 Dakikada topla ya iki ya da üç kere, bilemedim beş kere buluşan bir oyuncu nasıl “Millî” olur anlamış değilim…
Ruh yok, umut yok…
Sonuçta Avrupa şampiyonasının en güçsüz takımı Gürcistan’ı şans eseri iki farkla yendiler diye Millî Takım antrenörüne yarım milyon TL değerinde Rolex saat armağan etmekle kalırsınız…
Geçmiş olsun…
