Nuray Özger / Ajans Bizim – Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği (TÜSAD) Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. M. Onur Turan, “Tatil öncesi vatandaşlarımızın mutlaka çift doz aşı yaptırmalarını öneriyoruz. Unutulmamalıdır ki; çift doz aşılamanın tamamlanması, varyantlara karşı bizi daha çok koruyacak ve toplumsal bağışıklığı arttırarak bizlerin ve sevdiklerimizin hastalanma riskini azaltacaktır. Aşı ayrıca bulaş riskini aza indirgeyecektir” dedi.
TÜSAD Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. M. Onur Turan, 9 günlük Kurban Bayramı tatiline işaret ederek, pandemi sürecinin devam etmesi, üstelik delta varyantı vakalarında artış yaşanmasının riski de artırdığını kaydetti.
Doç. Dr. Muzaffer Onur Turan, şunları dile getirdi:
”Tatil öncesi vatandaşlarımızın mutlaka çift doz aşı yaptırmalarını öneriyoruz. Unutulmamalıdır ki; çift doz aşılamanın tamamlanması, varyantlara karşı bizi daha çok koruyacak ve toplumsal bağışıklığı arttırarak bizlerin ve sevdiklerimizin hastalanma riskini azaltacaktır. Aşı ayrıca bulaş riskini aza indirgeyecektir. Sağlıklı ve mutlu bir tatil süreci geçirmemiz için, çift doz aşımızı yaptırmalı, maske, mesafe, hijyen kurallarına da mutlaka uymalıyız.”
Güvenli tatil için nelere dikkat edilmeli?
Bugünlerde artışa geçen ve bulaşıcılık oranı yüksek olan delta varyantı nedeniyle önlemlerin gevşetilmemesi gerektiğini vurgulayan Doç. Dr. Turan, güvenli ve sağlıklı bir tatil için uyarılarını şöyle sıraladı:
”Gidilecek tatil yeri seçiminde daha sakin ve izole tatil yerlerinin seçilmesi daha az riskli olacaktır. Ülkemize yurtdışından gelen turistler açısından bazı önlemler alınmış olsa da, özellikle Rusya gibi delta varyantının sık görülmeye başladığı ve vaka sayıları artışa geçmiş ülkelerden gelenler konusunda yeterince sıkı önlemler alınmadığı görüşündeyiz.
Delta varyantı, şu ana dek tanımlananlar içerisinde en hızlı ve kolay bulaşabilen varyant. Bu nedenle yurtdışından gelen turistlerin çoğunlukta bulunduğu, kalabalık otel ve konaklama yerleri Covid-19 açısından riskli ortamlar olabilir. Bu tür tatil yerlerine gidilirse, hijyen ve sosyal mesafe kurallarına mutlaka uyulmalıdır.
Tatil yerlerine gidilirken eğer mümkünse kişisel taşıtlar ile yolculuk yapılmasını öneriyoruz. Toplu taşıma araçlarında yolcu kısıtlaması kaldırıldığı için bu tür yerler COVID-19 açısından tehlikeli olabilir. Toplu taşıma araçlarında maskeler asla çıkarılmamalı, koltuklar gibi araç içerisinde ortak kullanım alanlarına temas edilirse ellerimiz dezenfektan ile temizlenmelidir.
Koronavirüsün su ile bulaşması beklenen bir durum değil. Enfekte olmuş kişilerin deniz veya havuz kullanımı sırasında tükürüklerinin suyla teması o an için risk oluşturabilir. Denizde ve düzenli olarak klorlanan havuzlarda bu risk çok düşük olsa da, kalabalık havuzlara girilmemesi ve havuz/deniz içerisinde sosyal mesafenin korunması koruyucu olacaktır.
Tatil yerinde kapı kolları, şezlonglar ve havlular bulaş açısından risk unsuru olabilir. Sık sık ellerin yıkanması, kişilerin kendi havlu ve nevresimlerini tatil yerinde kullanması bu süreç için riski azaltacaktır.
Maskelerin özellikle tatil döneminde, sıcak havalarda kolayca ıslanıp nemlenebileceği unutulmamalı. Islanmış ve nemli maskeler koronavirüs açısından koruyuculuğunu kaybettiği gibi, kişilerin kolay enfekte olmasına da yol açabilmektedir.
Tatil sürecinde de, her zaman uygulamamız gereken sağlıklı beslenme, düzenli ve yeterli uyku, bol su tüketimi ve düzenli egzersiz gibi aktivitelerin devamı özellikle bağışıklık sistemini güçlendirme açısından faydalı olacaktır.”