Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey henüz koltukta ikinci ayını doldurmadan boş kadroları aile fertleri ile doldurmaya başlamış!
CHP’nin teslim aldığı belediyelerde, eleştirdiği konuların başında kadrolaşma gelmiyor muydu?
Bursa Belediyesinde gerçekleşen, kadrolaşmanın da ötesinde nepotizmdir. Bu konuda iki sene önce yazdığım “Liyakat ve nepotizm” başlıklı yazım tam da Sayın Başkanın yanlış anladığı bu konuyu açıklar niteliktedir. Kendisinin ve onu haklı bulanların okumasını tavsiye ederim.
Zira küçük bir işletmede dahi ‘akrabaların birlikte çalışamayacağı’ etik kuralı işlerken; Bozbey’in kendi yeğeni için “Bu gençler hiç mi çalışamayacak?” şeklinde olayı saptırması oldukça şaşırtıcıydı. Böyle bir savunma olabilir mi?
Elbette binlerce Atatürk milliyetçisi liyakatli genç iş beklerken, sizin evden gelen gencin önceliği olmayacaktı Sayın Başkan!
Bir haftadır bekliyorum; Genel Merkez’den bir açıklama gelir mi diye…
Tık yok!
Bahse konu olan kişiden “henüz gerçekleşmeyen bir olay üzerinden” diye başlayan ve hafife alınan bir açıklama geldi. Elbette aslı yoktur.
Güya işi ortada bırakarak medyayı erken davranmakla suçlayacaktı ama olmadı.
3 Mayıs günü gerçekleşen BURKENT Genel Kurulu’nda Yönetim Kurulu Üyesi olarak atanan Furkan Bozbey’in 4 Mayıs günü de Yönetim Kurulu Başkanı seçildiği toplantı tutanağına yansımıştı. Furkan Bozbey aynı gün yönetim kurulu üyeleriyle Mustafa Bozbey’i ziyaret ettikleri fotoğrafı sosyal medya hesabından paylaşmış ve yeni unvanını da güncellemişti. Daha sonra silinmesi hakikati değiştirmez…
Hepsi bu kadar da değil!
Sayın Bozbey’in, baldızı Sezen Uğurlu’yu da Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığı’na atadığı ortaya çıktı.
Bitmedi…
CHP Bursa Milletvekili Kayıhan Pala’nın eşi Şafak Pala’yı Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı’na atadığı da açıklandı.
Devamını şimdilik bilmiyoruz, takipçisi olacağız…
Bu bize gösteriyor ki; kayırmacılık şeklinde gelişen bu arızalı zihniyet sadece belli bir siyasi organizasyona mal edilemez. Görüldüğü gibi arada anlayış olarak çok da fark olmadığı hızlı bir şekilde izleniyor. Bu milletin en büyük şansızlığı budur. Her seçimde değişiklik yapma imkânı olsa da milletin kendi kaderini değiştirmesi o kadar kolay gözükmüyor.
Sonuç olarak; ilk nepotizm rüzgârı Bursa’dan geldi ama en az 4-5 belediyeden daha benzer atamaları duymaya başladık. Akrabalık dereceleri biraz daha netleştikten sonra elbette paylaşacağız.
Bizim, A partisinin yaptıklarını izleyelim de B partisini görmezden gelelim gibi bir misyonumuz yok. Kaldı ki haksızlığa uğrayan vatandaş seçimde hatalı bulduğunu değiştirince; her şekilde o kararında kalıcı olacağının da garantisi yoktur. Bu millet dört sene sonra da sizi değiştirebilir…
Demokrasinin güzelliği buradadır!
Bütün bunların üstüne Mustafa Bozbey bir de Marmara Belediyeler Birliği Başkanlığı’na seçilince (8 Mayıs 2024), partisinin bu konulara kayıtsızlığı da anlaşılmış oldu.
Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın halkın güvenini kazanmalarında, etik değerlere verdikleri önceliğin rolü büyüktür. Birçok belediye başkanı için de benzer olumlu sicil kabul görmüştür.
İmamoğlu diyor ki; “Belediyeler eş, dost, akraba yeri değildir. Ben de aynı şeyi yapıyorsam bana da hesap soracaksınız. Çok marifetliyse başka yerde marifetini göstersin. Bu konuda taviz yok.”
Bu CHP’nin değil, İmamoğlu’nun kuralıdır. Ne zaman partinin başına geçerse o zaman partinin de kuralı olabilir. O güne kadar partiyi yönetenler bunu ferdi davranıştan kurumsal davranışa çeviremezlerse bu konudaki sessizlikleri partilerine büyük zarar verecektir. O zaman da kendi düşen ağlamayacaktır!