“DÜNE BAKMA DURAĞI”
Öğretmendi…
Bilgili ve yenilikçi bir öğretmen.
Onun yenilikleri savunduğu günlerde öyle zordu ki yenilikçi olmak. Parası yoktu ama cesaret…
İşte o fazlasıyla vardı onda.
“Eğitim modern olmalı” diyordu. “Ezber mi?”
“Yoo hayır!” O böyle dedikçe Sıbyan Mektebi öğretmenleri, camii imamları ok gibi fırlıyorlardı yerlerinden.
Elinde avcunda ne varsa gidiyor tarif ede ede masa, sıra yaptırıyordu marangozlara Şemsi Efendi.
Buram buram çam ağacı kokuyordu sınıflar.
Oysa o günlerde ne arar sıra masa sınıflarda?
Öğrencinin, öğretmenin karşısında kesin bir teslimiyetle diz çöktüğü günlerdi.
Yıl 1872’ydi Şemsi Efendi, Selanik’te ilkokulunu açtığında.
Çarşamba Dergahı’nın karşısında tek katlı küçük bir binadaydı okul.
Gelin görün ki hiç de kolay değildi böyle bir okulu idare etmek.
Hele de yenilikçi biriyseniz…
Kısa zamanda kapandı okul.
Sonra yine açtı Şemsi Efendi.
Hiç vazgeçmedi öğretmekten, ilkelerinden, daha iyi bir gelecek umudundan…
Sadece sıralar değil bir de kocaman bir karatahta yaptırmıştı Şemsi Efendi okuluna.
“Gâvurluk alâmeti” sayıyordu bunu mahalle mekteplerini savunanlar.
“İstemezük” diyor başka bir şey demiyorlardı.
Görülmüş şey değildi ki karatahta.
“Bu tahtayla çocuklarımızı zehirliyor” diye bağırıyorlardı avaz avaz.
Ama sanki hiç birini duymuyordu Şemsi Efendi.
Yeniden yeniden açıyordu okullarını.
O, Osmanlı İmparatorluğu topraklarında bir Türk tarafından açılan modern eğitim vermeye çalışan ilk özel okulun sahibiydi.
Çağdaş, ilerici ve mücadeleci, örnek bir öğretmendi Şemsi Efendi.
Zehir gibi çocuklar yetiştiriyordu.
Öyle ki öğrencileri Rüştiye Talebeleriyle boy ölçüşüyordu.
Yıl 1887’ydi sarışın, mavi gözlü bir çocuk girdi sınıfına.
Karatahtayı gördü ilk kez.
Mahalle mektebinden gelmişti oraya.
Sınıfı süzdü uzun uzun belki… Anne sıcaklığından sonraki ilk durağıydı Şemsi Efendi, Mustafa Ali Rıza’nın.
Hepimiz biliriz Şemsi Efendi’yi.
Adı ezberimizde.
Tanır mıyız?
Hayır…
Oysa bir çocuğun hikâyesinde çok şey demektir ilk öğretmeni.
Bazen bir öğretmen dokununca çok şey değişir insanın hayatında.
Şemsi Efendi, Osmanlı’da bir Türk tarafından açılan modern eğitim veren ilk özel okullardan birini açarak eğitim tarihine geçmiş bir öğretmen. Kız çocukları için özel sınıf açması dönemine göre son derece ilerici bir hamleydi.
Şemsi Efendi 1917 yılında öğrencisi Mustafa Ali Rıza’nın, Atatürk olduğunu göremeden İstanbul’da Eyüp Sultan’da yaşama veda etti. Mezarı, Bülbülderesi Kabristanı’nda.