Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici, “Nusret” ve “CZN Burak” için “Millete çamur yediriyorlar” ifadelerini kullanan İbrahim Tatlıses için “Kendi lahmacununu, çiğköftesini övmekle kalmamış, rakiplerini de kötülemiş! Bu ne ahlaki, ne de yasal. Medya da haber görünümlü reklamlarla bu yanlışa aracılık etmiş. Halbuki Tatlıses orada sanatçı ya da magazin figürü değil, iş insanı!” dedi.
Faruk Bildirici’nin “İbrahim Tatlıses’in lahmacununu övmek medyanın işi mi?” başlıklı yazısı şöyle:
İbrahim Tatlıses, magazin muhabirlerine magazin değil şirketinin lahmacununu, çiğköftesini anlatmış. Şirketinin ürettiği lahmacunlarını övmüş de övmüş. Bu kadarla da kalmamış; iki rakip firmanın çiğköftelerini karalamış:
“Onlar benim yaptığım işi yapmıyor. İsotun bilmem neyini, yağın bilmem nesini kullanıyor. Biz su kullanmıyoruz. Onlar suyla kaynatıyor. Çiğköfte öyle yapılmaz! Bakıyorsun çamur. Millete çamur satıyorlar. Çiğköfte ve lahmacun bizim işimiz. Artık dünyanın her yerinde olacağız.”
İbrahim Tatlıses’in rakiplerinin ürünlerini kötülediği bu ifadeleri aralarında Hürriyet, Habertürk, Milliyet, Yeniçağ, Yeni Akit, Oda TV, T24 TRT Haber, Haber Global, TGRT Haber ve Posta’nın da bulunduğu onlarca internet sitesinde yayımlandı.
Bu haberleri okuyan Gürkan Kılıçaslan, “Bir ticari firmanın sahibinin, rakiplerinin ürünlerini aşağılamasını haber olarak yayınlayan gazete” diyerek, Tatlıses’in açıklamalarıyla ilgili bu haberlere dikkatimi çekti.
Rakiplerini kötülemiş
Ben de inceledim, bunca internet sitesindeki haberlerin hemen hepsi aynıydı. İbrahim Tatlıses’in başka ülkelerde restoranlar açmış iki rakibinin fotoğraflarının üzerine “İbrahim Tatlıses: (…) çamur satıyor” başlıkları kullanılmıştı. Diğer başlıklarda da “meydan okudu”, “topa tuttu” gibi ifadeler yer alıyordu. Haberlerin tümü İbrahim Tatlıses’in iki firmaya ilişkin karalamasının üzerine kurulmuştu.
Belli ki, basın toplantısını izleyen gazeteciler ve yayımlayan internet siteleri, İbrahim Tatlıses’in sözlerini bir sanatçı ya da magazin figürünün sıradan sözleri olarak kabul etmiş; hiçbir sorgulamaya tabi tutmadan yayımlamış.
Halbuki İbrahim Tatlıses, bazı haberlerde yazdığı gibi, gazetecileri “2010 yılında kurduğu Tatlıses Gıda’nın yeni yatırımlarını duyurmak” için basın toplantısına çağırmış. Türkiye genelinde 64 ilde 251 çiğköfte ve 12 lahmacun işletmesi bulunan İbrahim Tatlıses, yeni işletmeler açacağını ve çiğköftesi ile lahmacununu dünyaya tanıtmaya hazırlandığını duyurmak istiyormuş. Yani bir sanatçı, televizyon programcısı ya da magazin figürü olarak değil bir iş insanı olarak çıkmış gazetecilerin karşısına.
Rakiplerinin yanıtları nerede?
Gazetecilerin de İbrahim Tatlıses’in açıklamalarını bir iş insanının sözleri olarak kabul etmeleri gerekirdi. Öyle kabul edince de bir iş insanının rakiplerinin ürünlerini karalaması ne ahlaki ne de yasalara uygun.
Ticaret Bakanlığı’nın Ticari Reklam ve Haksız Uygulamalar Yönetmeliği’ne göre “Reklamlar; hiçbir kişi, malı ya da hizmeti, reklamı veya markayı aşağılayamaz, açıkça alay konusu edemez ve benzeri bir biçimde kötüleyemez”.
İbrahim Tatlıses açıkça rakip firmaları karalayarak kendi ürünlerinin reklamlarını yapıyor. Söyledikleri kamuoyunu bilgilendirici nitelik de taşımadığı için haber unsurları da yok. Bu sözler yayımlanınca ortaya çıkan da haber değil haber görünümlü reklam olmuş. Hem de rakipleri kötüleyerek yapılmaya çalışılan bir reklam.
Nasıl ki, benzer sözleri başka bir iş insanı söylediğinde haber değeri taşımazsa, İbrahim Tatlıses söylediğinde de yayımlanmaması gerekirdi. Medya, İbrahim Tatlıses’in lahmacun ve çiğköfte reklamı ile rakiplerini kötülemesinin aracı haline gelmemeliydi.
Şimdi bu yanlışı biraz olsun telafi etmek için suçlanan rakiplerin yanıtlarını alıp yayımlamak şart.