Geçmişte yazdıklarım aklıma gelince “Ne kadar da acımasız eleştiri yapmışım” diye hiç pişmanlık duyduğum olmadı mı?
Oldu…
“Keşke daha hafif yazsaydım” dediğim oldu mu?
Oldu.
“Keşke o sıfatı kullanmasaydım” diye hayıflandığım olmadı mı?”
Oldu…
Ama bir keresinde, üstelik meslektaşıma çok haksızlık ettiğimi şimdilerde anlıyorum.
Mesela eski RTÜK Başkanlarından çok sevdiğim meslektaşım Ali Baransel’i bir kararından dolayı çok ağır eleştirmiştim.
“RTÜK değil adeta kütük başkanı” diyerek absürt bir de başlık kullanmıştım.
Sonradan “Daha naif olabilirdim” diye düşündüm ama çok geçti.
6. Cumhurbaşkanı Korutürk’ten sonra, 12 Eylül 1980 askeri darbesinin lideri Kenan Evren’in de Basın Danışmanlığını yapan Baransel, dozunu iyi ayarlayamadığım “Kütük” yakıştırmasından sonra beni aradı.
“O kadar mı büyük hata yaptım yani” diye serzenişte bulunduktan sonra “Ben bu makama kendi isteğimle gelmedim. Emrivaki yapıldı kabul ettim. Ama RTÜK’te hiçbir zaman haksızlık yapmadım” dedi…
Haklıydı belki…
Ama o gün aldığı karar her gazetede gerçekten eleştirildi…
Ben de eleştirenler kervanına katılmıştım.
“Dost eleştirisi ağır gelir” derler ya…
Baransel de bu vesile ile bana içini dökme fırsatı bulmuştu.
Neden anlattım bu anımı?
RTÜK’ün “iktidarın sopası” olarak kullanıldığı AKP döneminde muhalif cephede yer alan ne kadar TV kanalı varsa nerdeyse hepsine ağır yaptırımlar uygulaması, yani kapatma ve para cezaları vermesini hayretle izliyorum.
Böyle uygulamaların Papua Yeni Gine’de dahi uygulandığını sanmıyorum.
Uygulansa hayret etmem…
Çünkü demokrasi uygulaması açısından Papua ile aramızda bir asırlık fark var şu anda…
Sadece ve sadece muhalif kanallara devamlı “sopa gösteren” bir kurul, nasıl böylesine rahatça ceza yağdırıyor anlamak zor.
Hatta imkânsız…
ABD veya Avrupa Ülkelerindeki benzer denetim kurullarının yetki ve sorumluluklarının aynısı bizde de olsun demiyorum.
BBC’ye biri kalkıp müdahale değil, partilerin herhangi birinden “etki” gelse yer yerinden oynar.
Hele hele ceza uygulanması…
Kapatma kararı…
Milyonlarca lira ceza sonucu, kurumların zorda kalması…
Mümkün değil…
Avrupa Ülkelerinin herhangi birinde, bizdeki uygulamanın milyonda biri gerçekleşse iktidardaki parti tarihe gömülür.
Bizdeki RTÜK, “Keşke Ali Baransel dönemindeki kadar kendisini sorumlu hissedebilseydi” diye düşünmeden edemiyorum.
Keşke şu anki uygulamalarda RTÜK, kendisini “Ağır Ceza Mahkemesi” yerine koymaya kalkışmasaydı…
Keşke “Sahibinin Sesi” olmaktan kendisini kurtarabilseydi…
Keşke…